Translation of "Kurtarmak" in Spanish

0.010 sec.

Examples of using "Kurtarmak" in a sentence and their spanish translations:

Milyarlarca can kurtarmak,

¿Salvar la vida de miles de millones,

Amacımız geleceğimizi kurtarmak

Nuestro objetivo es salvar nuestro futuro.

Tom'u kurtarmak istiyordum.

Quería salvar a Tom.

Bizi rutin işlerden kurtarmak

Está aquí para liberarnos de nuestros trabajos rutinarios

Seni kurtarmak için buradayım.

Estoy aquí para salvarte.

O, prensesi kurtarmak zorundaydı.

Tenía que salvar a la princesa.

Onları kurtarmak ister misin?

¿Quieres salvarlos?

Tom'u kurtarmak için geldim.

Vine a salvar a Tom.

Ben Tom'u kurtarmak istiyorum.

Quería salvar a Tom.

Tom hayatını kurtarmak için koştu.

Tom corrió por su vida.

O, beni kurtarmak için geldi.

Vino a socorrerme.

Seni kurtarmak için buraya geldim.

Vine a rescatarte.

Onun ayağını tuzaktan kurtarmak imkansız.

Es imposible liberar su pie de la trampa.

Tom Mary'yi kurtarmak için çalıştı.

Tom intentó rescatar a Mary.

Ben değerli eşyalarımı kurtarmak istiyorum.

Quiero recuperar mis objetos de valor.

Kardeşini kurtarmak için kan verdi.

Él dio sangre para poder salvar a su hermano

Doktor onu kurtarmak için zamanında geldi.

El doctor llegó a tiempo para salvarla.

Çocuğu kurtarmak için elimizden geleni yaptık.

Hicimos todo lo que pudimos para salvar al niño.

Onu kurtarmak için elinden geleni yaptı.

Él hizo todo lo que pudo para rescatarla.

Gerçekten hayat kurtarmak için bir fırsat.

es una oportunidad, en verdad , de salvar una vida.

O kardeşini kurtarmak için kan verdi.

Ella donó sangre para poder salvar a su hermano.

Doktor yaralı çocuğu kurtarmak için çok çalıştı.

El médico hizo todo lo que pudo por salvar al chico herido.

Ayı göründüğünde o, hayatını kurtarmak için kaçtı.

Corrió por su vida cuando el oso apareció.

Tom'u kurtarmak için yapabileceğimiz hiçbir şey yok.

No hay nada que podamos hacer para salvar a Tom.

Bill boğulan çocuğu kurtarmak için nehre daldı.

Bill se zambulló en el río para salvar al chico que se ahogaba.

O, onu kurtarmak için elinden geleni yaptı.

Ella hizo todo lo que pudo para rescatarlo.

O, onu kurtarmak için hayatını riske attı.

Ella arriesgó su vida para salvarle.

Tom Mary'yi kurtarmak için hayatını riske attı.

Tom arriesgó su vida para salvar a Mary.

O, kız kardeşini kurtarmak için kan verdi.

Ella dio sangre para poder salvar a su hermana

O, erkek kardeşini kurtarmak için kan verdi.

Él dio sangre para poder salvar a su hermano

Çok geçmeden kendilerini hayatlarını kurtarmak için savaşırken buluyorlar.

Ellos pronto se encuentran en una lucha por sus vidas.

Hayatını kurtarmak için en ufak vücut teması yeterli.

El simple contacto basta para salvarle la vida.

Birinci görevimiz enkazı bulmak ve kayıp kargoyu kurtarmak.

La primera misión es encontrar los restos y recuperar la carga perdida.

Baba kızının canını kurtarmak için kendi canını verdi.

- El padre dio la propia vida para salvar la de la hija.
- El padre entregó su vida para proteger a su hija.

Asker arkadaşının hayatını kurtarmak için kendini feda etti.

El soldado se sacrificó para salvar la vida de su amigo.

Çevreciler geride kalan vahşi gergedanları kurtarmak için daha çok çalışıyor.

Los conservacionistas redoblan esfuerzos para rescatar a los rinocerontes salvajes que quedan.

Bu adam gerçekten karaktersiz. Hayatını kurtarmak için bir karar veremedi.

Este tipo es realmente débil. No puede tomar una decisión para salvar su vida.

Dana'yı kurtarmak için bu tepeden aşağı inmenin en hızlı yolu ne?

¿Cuál es la forma más rápida de bajar y rescatar a Dana?

Birçok kişiyi kurtarmak için bir kişiyi feda etmek etik olur muydu?

¿Sería ético sacrificar a una persona para salvar a muchas?

Tom yanan binada sıkışmış çocukları kurtarmak için gücü dahilinde her şeyi yaptı.

Tom hizo todo lo que estuvo a su alcance para salvar a los niños atrapados en el edificio en llamas.

kurtarmak için çok çalıştı ve 1813'te Almanya'daki sefer boyunca hizmet etti. Şimdiye kadar, Napolyon'un

restos del ejército y sirvió durante la campaña en Alemania en 1813. A estas alturas, los enemigos de Napoleón

Iyi yönetilen birliklerle karşı karşıyaydı - San Sebastian'ın kuşatılmış garnizonunu kurtarmak için iki girişim başarısız oldu.

tropas experimentadas y bien dirigidas: dos intentos para aliviar la guarnición sitiada de San Sebastián fracasaron.

Krasny'de kesilince Davout, intihara meyilli olsa bile onu kurtarmak için geri dönmediği için yaygın bir şekilde suçlandı.

se culpó ampliamente a Davout por no volverse para rescatarlo, a pesar de que hubiera sido un suicidio.