Translation of "Kalmaktan" in Spanish

0.008 sec.

Examples of using "Kalmaktan" in a sentence and their spanish translations:

Geç kalmaktan korktum.

Temía llegar tarde.

Kalmaktan başka seçeneğim yoktu.

No tuve más opción que quedarme.

Tom evde kalmaktan hoşlanmaz.

A Tom no le gusta quedarse en casa.

Fırtınadan dolayı, evde kalmaktan başka seçeneğimiz yoktu.

A causa de la tormenta no nos quedó más remedio que quedarnos en casa.

Söyleyecek bir şeyin olmadığında sessiz kalmaktan utanma.

No se debe tener vergüenza de quedarse callado cuando no se tiene nada que decir.

Tom her gün küçük ofisinde tıkılı kalmaktan hoşlanmaz.

A Tom no le gusta estar encerrado en su pequeña oficina todo el día.

O yalnız kalmaktan hoşlanmaz, ancak ben öyle tercih ederim.

A ella no le gusta estar sola, pero yo lo prefiero así.

Tom hafta sonlarında kitap okumak için evde kalmaktan hoşlanır.

A Tom le gusta quedarse en casa y leer libros los fines de semana.

Tom, Mary ile birlikte her çıkışında her zaman hesabı ödemek zorunda kalmaktan usandı.

- Tom se cansó de tener que pagar siempre que salía con Mary.
- Tom se cansó de tener que pagar siempre la cuenta cada vez que salía con Mary.