Translation of "Gittiği" in Spanish

0.005 sec.

Examples of using "Gittiği" in a sentence and their spanish translations:

Bir yere gittiği yok.

no vayan a ningún lado por ahora.

O, gittiği gün geldi.

Él llegó el día que ella se fue.

Gittiği her yerde karşılandı.

Él era bienvenido a dondequiera que iba.

Onun gittiği doktor ünlüdür.

El médico que ella visitó es famoso.

Tom gittiği yere bakmıyordu.

- Tom no miró adónde iba.
- Tom no miró hacia donde iba.

Deliğin gittiği yönü hissedebiliyorum. Tanrım.

Puedo sentir a dónde va el hoyo. Rayos. Ay, diablos.

Pazar, insanların kiliseye gittiği gündür.

El domingo es el día en el que la gente va a la iglesia.

Tom Mary'nin gittiği gün geldi.

Tom llegó el día que María se fue.

Tom'un Boston'a gittiği doğru mu?

¿Es verdad que Tom fue a Boston?

Güneşi görebilseydim gittiği yönü de görürdüm

Si viera el sol, sabría hacia dónde se mueve.

Nereye kadar gittiği bilinemiyor şu an

No se sabe qué tan lejos está yendo ahora

Tom Mary'nin gittiği okulda Fransızca öğretir.

Tom enseña francés en la escuela a la que va Mary.

Tek bildiğim, onun geçen hafta gittiği.

Todo lo que sé es que ella se fue la semana pasada.

Tom Mary'nin gittiği aynı okula gitti.

Tom fue a la misma escuela que Mary.

Tom Mary'nin gittiği aynı okula gidiyor.

Tom va a la misma escuela que Mary.

Mary gittiği için, Tom daha mutlu.

Tom está más feliz ahora que Mary se ha ido.

Problem çözümümüzün ne kadar iyi gittiği hususunda

Podemos proporcionar comentarios motivadores

Onun nereye gittiği hakkında bir fikrim yok.

No tengo ni idea de dónde habrá ido él.

Fred annemi gittiği her yerde takip etti.

Fred seguía a mi madre a dondequiera que iba.

Tom Mary'nin gittiği her yere gitmek istedi.

Tom quería ir adondequiera que fuera Mary.

Tom okula gittiği bisiklete yeni pedallar taktı.

Tom le puso pedales nuevos a la bicicleta en la que va al colegio.

Tom'un Mary'nin nereye gittiği hakkında hiçbir fikri yoktu.

Tom no tenía ni idea de adónde iba Mary.

Onun gittiği yönden onun şehre doğru gittiğini söyleyecektim.

A partir de la dirección a la que él iba, yo diría que él se dirigía a la ciudad.

Benim için endişelenme; Cehennem tüm ilginç insanların gittiği yer.

No te preocupes por mí; al infierno es adonde van todas las personas interesantes.

- Ona lisesinin bir resmini gösterdi.
- Ona gittiği lisenin bir resmini gösterdi.

Ella le mostró una foto de su instituto.

Tom, Mary'ye tapıyor ve onun gittiği her yerde onu takip ediyor.

Tom adora a Mary y la sigue a todas partes donde va.

- Işık yılı, ışığın bir yılda gittiği mesafedir.
- Işık yılı, ışığın bir yılda kat ettiği mesafedir.

Un año luz es la distancia que recorre la luz en un año.