Translation of "Geriye" in Spanish

0.009 sec.

Examples of using "Geriye" in a sentence and their spanish translations:

- Geriye bakma.
- Geriye bakmayın.

No mires atrás.

Geriye dön!

¡Date vuelta!

Ve geriye kalan

y el resto

Geriye dönüş yok.

No hay vuelta de hoja.

O geriye düştü.

Él se cayó para atrás.

O geriye baktı.

Él miró hacia atrás.

Tom geriye tökezledi.

Tomas se cayó para atrás

Ben geriye bakmadım.

Le di para adelante.

Geriye kalan tek şey

Entonces todo lo que queda

Döndü ve geriye baktı.

Él se volteó y miró hacia atrás.

Hikayenin geriye kalanını bilirsin.

- Conoces el resto de la historia.
- Te sabes el resto de la historia.

Geriye kalanını sana bırakacağım.

- Te dejaré el resto a ti.
- Te dejo el resto a ti.

Artık geriye dönüş yok.

Ya no hay vuelta de hoja.

Şimdi geriye dönüş yok.

Ya no hay vuelta atrás.

Köpek geriye doğru yürüdü.

El perro caminaba para atrás.

Tom beni geriye itti.

Tom me apartó a un lado.

geriye tek bir yol kalıyor.

de ser una nación construida sobre la violencia.

Bakın, geriye doğru kıvrıldığını görebilirsiniz.

Miren, está empezando a enroscarse.

E geriye kalanlar ne oluyor?

¿Qué pasa con el resto?

Lütfen birkaç adım geriye gidin.

Retroceda unos pasos, por favor.

Zamanında geriye dönebilsen ne değiştirirsin?

Si pudieras volver en el tiempo, ¿qué cambiarías?

Sizi birkaç yüzyıl geriye götürmem gerek.

necesito que retrocedamos un par de siglos.

şimdi bir geriye dönüp bir bakalım

ahora volvamos y echemos un vistazo

81000 vakadan 7000 tane kaldı geriye.

De los 81,000 casos, 7000 permanecen.

Geriye dönüp baktığımda, bu bir hataydı.

A posteriori, esto fue un error.

O, geriye baktı ve bana gülümsedi.

Él miró hacia atrás y me sonrió.

Chris fen dersinde geriye düşme riskinde.

- Chris se arriesga a quedarse atrás en la clase de ciencia.
- Chris se arriesga a quedar retrasado en la clase de ciencia.

Ama bundan önce biraz geriye gidelim.

Pero antes de engancharnos en esto, comprendamos que

Lütfen geriye dön ve bana bak.

- Por favor, gírate y mírame.
- Por favor vuélvete y fíjate en mí.

Eğer istersen kekin geriye kalanını yiyebilirsin.

Puedes comerte el resto del pastel si quieres.

geriye kalan tek şey, kendimizi yeniden canlandırmak

todo lo que queda es para reindigenizarnos nosotros mismos

çünkü şu anda, bizi geriye çeken sistemi

porque ahora mismo, la acción estratégica es crítica

Sarmal hâline gelip kafalarını öyle geriye çekmeleri

Cuando se enroscan y se echan hacia atrás,

Sarmal hâline gelip kafalarını böyle geriye çekmeleri

Cuando se echan hacia atrás y se enroscan,

Yaşlı adam aniden durdu ve geriye baktı.

El anciano se paró de repente y miró hacia atrás.

Tom ömrünün geriye kalanını hapiste geçirmek istemiyor.

Tom no quiere pasar el resto de su vida en la cárcel.

El arabası sisteminden geriye kalan tek şey bu.

Esto es todo lo que queda... ...del sistema de rieles.

Geriye dönüp biraz su alacağım ve bunu deneyeceğim.

Volveremos, buscaremos agua y lo intentaremos.

Anlam, her şey soyup çıkarıldığında geriye kalan şeydir."

El significado es lo que queda cuando todo lo demás se elimina".

Ve bir adım geriye gidip büyük resme bakmak

y quería dar un paso atrás, observar el panorama general

O çocuk ise Türklerden geriye kalan son Türk'tü

ese niño fue el último turco de los turcos.

Sütün birazını içtim ve geriye kalanını dolapta tuttum.

Tomé algo de leche y el resto lo puse en la heladera.

- Tom geriye adım attı.
- Tom geri adım attı.

Tom renunció.

şu an çarpışmalardan geriye kalan 8 tane gezegenimiz var

ahora tenemos 8 planetas sobrantes de colisiones

Hayat sadece geriye doğru anlaşılabilir ama ileriye doğru yaşanmalıdır.

La vida solo puede entenderse hacia atrás, pero debe vivirse hacia adelante.

Ya da geriye düşmemize sebep olacak gerçek tehditlerin olduğu anlardır.

o la amenaza muy real de caer hacia atrás.

Görünüşe göre kaotik bir saldırı başladığında Memlükler geriye doğru itiliyordu

Una escaramuza aparentemente caótica surgió mientras a los mamluk se les hacía retroceder.

Kanada fazla yükleme yapan Moğollar;Müslüman hattını geriye doğru itiyorlardı.

Al sobrecargar el flanco, los mongoles hicieron retroceder a la línea musulmana.

Ve mahallede çocukların oynaması gereken tek bir oyun kalmıştır geriye

y solo hay un juego para niños en el vecindario.

geriye ise sadece bir tane küçük bir erkek çocuk kalmıştı

solo quedaba un niño pequeño

Bende geriye bakmak ve yaptıklarım için pişman olmak eğilimi yoktur.

Yo no suelo mirar atrás y lamentar lo que he hecho.

Kuvvetlerini geriye çekip kampın dış hattında düzgün bir mevzi almalarını sağlıyor.

Los saca y los acomoda en una línea afuera del campamento.

Doğal süreçlerle neredeyse yüzde kırk oluşturuyor . Geriye kalan yüzde altmış kısım

libera grandes cantidades de metano. El metano está formado en casi un cuarenta

Hayatımın geriye kalan kısmını birlikte geçirmek istediğim herhangi biriyle henüz tanışmadım.

Todavía no he encontrado a nadie con quien quisiera pasar el resto de mi vida.

Onunki geriye doğru eğimli iken onun el yazısı ileri doğru eğimlidir.

Su letra se inclina hacia adelante, mientras que la de ella se inclina hacia atrás.

Sadece bana kızgın olduğunu düşündüm ve ailemin geriye kalanı ile değil.

Pensé que solo estabas enojado conmigo, y no con el resto de mi familia.

Tom jambonun bir kısmını yedi, ve sonra geriye kalanını buzdolabına koydu.

Tom se comió parte del jamón, y luego dejó el resto en el refrigerador.

Tom bir misyonu gerçekleştirmek için zaman içinde geriye doğru seyahat etti.

Tomás viajó al pasado para cumplir una misión.

Yataktan çıkmadan önce günün geriye kalanında ne yapacağım hakkında düşünerek biraz zaman harcarım.

Antes de salir de la cama, dedico un momento a pensar sobre lo que haré durante el resto del día.

Napolyon, Davout'a - geriye dönüp bakıldığında - yeteneğini feci bir şekilde boşa harcayan bir rol verdi.

Napoleón le dio a Davout un papel que, visto en retrospectiva, parece un desperdicio desastroso de su habilidad.

Hayatının geriye kalanı için ölü olmaktansa, beş dakika için bir korkak olmak daha iyidir.

Más vale ser un cobarde durante cinco minutos que estar muerto por el resto de tu vida.

Geriye dönüp baktığında, Tom her iki kız kardeşle aynı zamanda flört etmemesi gerektiğini anladı.

En retrospectiva, Tom comprendió que no debía haber salido con las dos hermanas a la vez.

Sarmal hâline gelip kafalarını öyle geriye çekmeleri, saldırıya ve ileri atılmaya hazır oldukları anlamına gelir.

Cuando llevan la cabeza atrás y se enroscan, tienen el poder de saltar hacia adelante y atacar.

Yanlışlıkla bile girdiysen kredi kartı bilgilerini at bir tane mail al paranı geriye arkadaş yahu

incluso si la ingresó accidentalmente, descarte la información de su tarjeta de crédito, reciba un correo electrónico, le devolveremos su dinero, amigo

Bir adamın 11 tane koyunu varsa ve onların 9'u öldüyse geriye kaç tane koyunu kalmış olur?

Si un hombre tuviera 11 ovejas y todas menos 9 murieran, ¿cuántas ovejas le quedarían?

Saçlarımda endişe değilim”diyor kafa kesimi devam edebilir. " Ama balta düşerken başını geriye doğru çeker… ve düşen balta

Pero cuando cae el hacha, él echa la cabeza hacia atrás ... y el hacha que cae le corta las manos