Translation of "Bilirsin" in Spanish

Onu bilirsin.

- Tú lo sabes.
- Ustedes los saben.
- Vosotras lo sabéis.

Korkmadığımı bilirsin.

Sabes que no tengo miedo.

Umarım onu bilirsin.

Espero que lo sepas.

- Bilirsin, ekmek aslanın ağzında.
- Bilirsin, para kolay kazanılmıyor.

El dinero no crece en los árboles, ¿sabes?

Sorunun nerede uzandığını bilirsin.

Tú sabes dónde recae el problema.

Hikayenin geriye kalanını bilirsin.

- Conoces el resto de la historia.
- Te sabes el resto de la historia.

Başımın çağresine bakabilirim, bilirsin.

Puedo cuidar de mí mismo, ¿sabes?

Tom seni övüyordu, bilirsin.

- Tomás te estaba alagando y lo sabés.
- Tomás te estaba alagando y los sabes.

- Seçim size kalmış.
- Sen bilirsin.

La elección es tuya.

Bilirsin, ben biraz eski modayımdır.

- Soy un poco tradicional, ya sabes.
- Estoy un poco chapado a la antigua, ya sabes.
- Estoy un poco pasado de moda, ya sabes.

Tom benden nefret eder, bilirsin.

Tom me odia, ya lo sabes.

- Seni sevdiğimizi biliyorsun.
- Seni sevdiğimizi bilirsin.

Sabes que te queremos.

- Dans etmediğimi biliyorsun.
- Dans etmediğimi bilirsin.

Sabes que no bailo.

Güzel gözlerin için her şeyi yapacağımı bilirsin.

Sabes que haría lo que fuera por tus hermosos ojos.

bilirsin işte bu tip insanlar vardı.'' diye cevap veririz.

y esto y lo otro..."

Sana saygı duyardım bilirsin, sen yine de kalbimi kırdın.

Me rompiste el corazón aún sabiendo que te respetaba.

Ne kadar çok kitap okursan o kadar çok bilirsin.

Mientras más libros leas, más sabrás.

Bilirsin ki iyi bir karışımla çok sağlıklı bir diyetin olabilir.

Con una buena combinación, se logra una dieta saludable.

Bilirsin çok şanslısın! Böyle bir şey bir ömür boyu sadece bir kez olur.

Tienes mucha suerte, ¿sabes? Esas cosas sólo pasan una vez en la vida.

- Yumurtaları sevmediğimi biliyorsun.
- Yumurta sevmediğimi bilirsin.
- Yumurta sevmediğimi biliyorsun.
- Yumurta sevmediğimi bilirsiniz.
- Yumurta sevmediğimi biliyorsunuz.

Tú sabes que no me gustan los huevos.