Translation of "Etmiş" in Spanish

0.004 sec.

Examples of using "Etmiş" in a sentence and their spanish translations:

Fark etmiş olabileceğiniz gibi,

Como se habrán dado cuenta,

Onu hayal etmiş olmalıyım.

Yo debo haberlo soñado.

O adam intihar etmiş olamaz.

Ese hombre no puede haberse suicidado.

Ülkeyi terk etmiş gibi görünüyor.

Parece que él ha salido del país.

Gazeteye göre, o intihar etmiş.

El periódico dice que se suicidó.

- Arabamı başka bir yere park etmiş olmalıyım.
- Arabamı başka yere park etmiş olmalıyım.

Debo haber estacionado mi auto en otra parte.

Bir değişimin olduğunu fark etmiş olabilir.

ha tenido lugar una transformación.

Altınını ipotek etmiş ve kredi almış.

Hipotecó el oro que tenía y tomó un préstamo.

Kocası vefat etmiş bir kadın duldur.

Una mujer a la que se le ha muerto el marido es una viuda.

Annem bir şeylerin doğru gitmediğini fark etmiş,

notó que algo no iba bien,

Kurnazlığıyla köpek balığını tamamıyla alt etmiş oldu.

Logró engañar al tiburón.

Bu bölgeyi daha önce ziyaret etmiş olanlar,

Las personas que han visitado esta región

Bölümün sonunda onun anlamını tahmin etmiş olacaksınız.

Vas a haber adivinado su significado para el final del capítulo.

- Şirket iflas etti.
- Şirket iflas etmiş durumda.

La empresa está en bancarrota.

Ortaya çıkmaması için yatırım yapmaya teşvik etmiş olmuyoruz

a que invierta en prevenir esos desastres en primer lugar,

Bunu yaparsan ormanın tüm sürecine müdahale etmiş oluyorsun.

de que estaría interfiriendo con todo el proceso del bosque.

Ben kendimi kötü bir şekilde ifade etmiş olmalıyım.

Debo de haberme expresado mal.

Artık bir kurban değil, cinsel istismarla baş etmiş biriydim.

Me convertí en una sobreviviente de abuso en lugar de una víctima.

Tom herhangi bir sorun olduğunu fark etmiş gibi görünmüyordu.

Tom parecía no notar ningún problema.

Daha iyi bir dünya için bir yapı inşa etmiş olursunuz.

Tú creas un edificio para un mundo mejor, seguro.

Televizyonu seyrettin mi? Havaalanı kapanmış çünkü kaplumbağalar pisti işgal etmiş.

¿Viste en la TV? El aeropuerto cerró porque las tortugas invadieron la pista.

Kimse doktora karşı çıkmaya ne cesaret etmiş ne de bunu düşünmüş.

Nadie se había atrevido ni había considerado llevarle la contraria.

Biri, Esperanto gramerinde noktalama işaretlerinden hiç söz etmediklerini fark etmiş midir?

¿Alguien ha notado que en la gramática del esperanto nunca se habla acerca de la puntuación?

Ama 1815'te Grouchy değil Davout İmparatorun sağ kanadına komuta etmiş olsaydı ...

Pero si Davout, no Grouchy, hubiera comandado el ala derecha del Emperador en 1815…

Filmlerde gördüklerimize benzer uzaylıların şu ana kadar gezegenimizi ziyaret etmiş olmalarının olası olmadığını düşünüyorum.

Pienso que es improbable que extraterrestres similares a los que vemos en las películas hayan visitado nuestro planeta alguna vez.

- Ona işinde yardım etmiş olman gerekirdi.
- Ona işinde yardım etmen gerekirdi.
- Ona işinde yardım etmeliydin.

Deberías haberlo ayudado con su trabajo.

- Bütün dede ve ninelerim ben doğmadan ölmüş.
- Dedelerim ve ninelerim daha ben doğmadan vefat etmiş.

- Todos mis bisabuelos fallecieron antes de nacer yo.
- Todos mis bisabuelos murieron antes de que yo naciese.