Translation of "Park" in Hungarian

0.007 sec.

Examples of using "Park" in a sentence and their hungarian translations:

Park nerede?

- Hol van a park?
- Merre van a park?

Nereye park edebilirim?

Hol parkolhatok?

Park şehrin merkezindeydi.

A park a város központjában van.

Park etmek yasak!

- Várakozni tilos!
- Parkolni tilos!

Orada park edelim.

Parkoljunk ott.

Burada park edemezsin.

- Ide nem állhatsz a kocsiddal.
- Itt nem parkolhat.

Park insanlarla doluydu.

A park tele volt emberekkel.

Park herkese açıktır.

Ez a park mindenki számára szabadon látogatható.

Buraya park edebilirsin.

Itt parkolhatsz.

Park Caddesi'nde yaşıyoruz.

A Park utcában lakunk.

Nereye park edebiliriz?

Hol tudunk parkolni?

- Buraya park edebilir miyim?
- Burada park edebilir miyim?

Parkolhatok itt?

- Oraya park edemezsin.
- Oraya park etmene izin verilmez.

- Ott nem parkolhatsz.
- Nem parkolhatsz itt.

- Arabanızı buraya park edemezsiniz.
- Arabanı buraya park edemezsin.

- Ide nem parkolhatja az autóját.
- Nem parkolhat ide.

- Park edecek bir yer bulamamıştım.
- Park yeri bulamadım.

Nem találtam parkolóhelyet.

Aracınızın park edilmez bir alana park edildiğinin farkında mısınız?

Azt ugye tudod, hogy oda nem parkolhatsz?

Ama park hâlâ orada

De a park még mindig ott van,

Pazar olduğundan park kalabalıktı.

Mivel vasárnap volt, a park tele volt emberekkel.

Niçin buraya park ettin?

Miért parkoltál itt?

Bir park bileti aldım.

Megbírságoltak tilosban parkolásért.

Arabayı gölgede park et.

Az árnyékban parkolj.

Kentimizde birçok park var.

Sok park van a városunkban.

Tom Park Caddesinde yaşıyor.

Tom a Parkstraßén lakik.

Arabanızı nereye park ettiniz?

Hol parkolta le a kocsiját?

Filimi nereye park edebilirim?

Hol parkoltathatom az elefántomat?

Tom Park Caddesi'nde çalışır.

Tom a Park utcában dolgozik.

Arabamı nereye park ettim?

- Hol parkoltam le a kocsimat?
- Hol parkoltam le az autómat?

Park cezası makbuzumu kaybettim.

Elvesztettem a parkolójegyemet.

Park yapmak bir kâbustur.

Kész rémálom a parkolás.

Park etmek bir kâbustu.

Katasztrófa volt leparkolni.

Bir park yeri bulamadım.

Nem találtam parkolóhelyet.

Binanın arkasına park ettim.

Leparkoltam az épület mögött.

Central Park çalıştığım yere yakındır.

A Central Park a munkahelyem közelében van.

Londra'da çok sayıda park vardır.

Londonban sok a park.

Arabanı buraya park etseydin cezalandırılırdın.

Ha ide parkoltál volna a kocsiddal, megbírságoltak volna.

Orada bir park da var.

- Van ott egy park is.
- Ott is van egy park.

Tom Park caddesinde sola döndü.

Tom befordult balra a Park utcába.

Bu park bana çocukluğumu hatırlatıyor.

Ez a park engem az ifjúságomra emlékeztet.

Park caddesi toprak bir yoldu.

A Park Street régen földút volt.

Park Caddesinde bir restoranım var.

Van egy éttermem a Park Street-en.

Park ve dağlarımız hakkında yazacağım.

Nemsokára írok majd parkjainkról és hegyeinkről.

Londra'da çok sayıda park var.

Londonban sok a park.

Yangın musluğunun önüne park etmemelisin.

Nem szabad a tűzcsap előtt parkolnod.

Biri benim yerime park etmiş.

Valaki beparkolt az én helyemre.

Bu park halka açık değildir.

Ez a park nincsen megnyitva a nyilvánosság előtt.

Tom'un arabası karşıda park edilmiştir.

Tom kocsija amott parkol.

Otoparkta düzinelerce araba park etmişti.

Több tucat autó parkol az autóparkolóban.

O, park civarında koşuyor olabilir.

Talán a park körül kocog.

Kasabada hiç park var mı?

Vannak parkok a városban?

Tom arabasını otoparka park etti.

Tomi beállt a kocsijával a garázsba.

Ona arabasını nereye park ettiğini sor.

Kérdezd meg, hova parkolta le az autóját.

Tom park edecek bir yer buldu.

Tom talált parkolóhelyet.

Kaldığım otelin bir park yeri yok.

A szállodának, melyben megszállok, nincs parkolója.

Tom'un Park Caddesinde bir kitapçısı var.

Tamásnak van egy könyvesboltja a Park utcában.

Arabam caddenin karşı tarafına park edilir.

A kocsimat az utca túloldalán parkoltam le.

Okulumuzun yanında büyük bir park var.

Iskolánkhoz közel van egy nagy park.

Tom Park caddesinde bir restoranda çalışıyor.

Tom egy étteremben dolgozik a Park Streeten.

Tom'a arabasını nereye park ettiğini sor.

Kérdezd meg Tomot, hol parkolta le a kocsiját!

Tom'un Park Street'te bir restoranı var.

Tamásnak van egy étterme a Park Street-en.

Bu park çocuklar için bir cennet.

Ez a park a gyerekeknek maga a paradicsom.

Müşteriler için bir park yerimiz var.

Van egy parkolónk az ügyfelek számára.

Burası arabamı park ettiğimi düşündüğüm yer.

Azt hittem, valahol itt parkoltam le a kocsimat.

Tom arabasını Mary'ninkinin yanına park etti.

Tom az autóját Marié mellé parkolta.

İstediğin herhangi bir yere park edebilirsin.

Bárhol parkolhatsz, ahol csak akarsz.

- Tom, Mary'nin, arabasını nereye park ettiğini biliyordu.
- Tom, Mary'nin arabasını nereye park ettiğini biliyordu.

- Tudta a Tomi, hogy hova tette le Mária az autóját.
- Tomi tudta, hogy Mária merre parkolt a kocsijával.
- Tomi tudta, hova parkolta le Mária az autóját.
- Tomi tudta, hogy Mária hova állt le az autójával.
- Tomi tudta, hogy az autójával hová állt Mária.
- Tudta Tomi, hol hagyta Mária az autóját.
- A Tomi tudta, Mária hová rakta le az autóját.

Bayım, arabanı buraya park etmene izin verilmiyor.

Uram, ön nem parkolhat itt a kocsijával.

O, boş bir arazide arabasını park etti.

Egy üres telken parkolta le kocsiját.

Onlar park caddesinde bir ev satın aldı.

A Park utcában vettek egy házat.

Nereye park edeceğime karar vermede sorun yaşıyorum.

Nem tudom eldönteni, hol parkoljak le.

Tom paralel park etmede çok iyi değil.

Tominak nem erőssége a párhuzamos parkolás.

Tom Park Caddesinde bir ev kiralamayı planlıyor.

Tom a Park utcában tervez házat bérelni.

Tom arabasını bir metro park garajında parketti.

Tom egy mélygarázsban parkolt.

Arabanı buraya park etseydin para cezasına çarptırılırdın.

Ha ide parkoltál volna a kocsiddal, megbírságoltak volna.

Evinin önüne park edilmiş siyah bir BMW var.

Egy fekete BMW parkol a házad előtt.

Dışarıda ön tarafta park edilmiş bir BMW var.

A bejárat előtt áll kint egy BMW.

Tam okulun önünde caddenin sol tarafında park ettim.

- Az utca bal oldalán parkoltam, az iskola előtt.
- Az utca bal oldalán parkoltam, pontosan az iskola előtt.

İçinde para olan pek çok park çeşmeleri var.

Sok olyan szökőkút van, amiben van pénz.

Biri arabamı çalmış. O park ettiğim yerde değildi.

Valaki ellopta az autómat. Nem volt ott, ahol leparkoltam.

Tom'un tam bir deste ödenmemiş park biletleri var.

Tomnak egy egész halom fizetetlen parkolójegye van.

Tom okulun önünde park etmiş otobüste oturan Mary'ye bakıyordu.

Tomi stírölte Marit, aki az iskolabuszban ült, amelyik az iskola előtt parkolt.

Tom caddenin her iki tarafına da park edebilirsiniz diyor.

Tom azt mondja, hogy az utca bármelyik oldalán parkolhatunk.

Tom'un arabasını nereye park ettiğini konusunda hiçbir fikrim yok.

- Fogalmam sincs, hova parkolt Tomi.
- Elképzelésem sincs, hová tette a kocsit Tomi.
- Lövésem sincs, merre parkolt le Tomi.

Tom ve Mary geçenlerde Park Street'te bir ev satın aldı.

Tom és Mary nemrég vettek egy házat a Park Streeten.

Polisler park yakınında terk edilmiş bir arabada bir ceset buldu.

A rendőrség egy holttestet talált egy gazdátlan autóban a park közelében.

Yaptığını söylediğin gibi doğruca eve gittiysen, nasıl oldu da ben senin arabanı barın dışında park edilmiş gördüm?

Ha egyenesen hazamentél, ahogy mondtad, akkor hogy lehet, hogy láttam az autódat a kocsma előtt parkolni?