Translation of "çalışmaya" in Spanish

0.015 sec.

Examples of using "çalışmaya" in a sentence and their spanish translations:

- Birazdan çalışmaya başlıyoruz.
- Birazdan çalışmaya başlarız.
- Derhal çalışmaya başlıyoruz.

Comenzaremos de inmediato con el trabajo.

çalışmaya gelmişlerdir

vinieron a trabajar

Çalışmaya başlayalım.

Empecemos a trabajar.

çalışmaya yeni başlamıştım.

cuando ocurrió el terremoto de Christchurch.

Dolayısıyla çalışmaya başladık.

Y bueno, empezamos a trabajar,

Onunla çalışmaya dayanamam.

No aguanto trabajar con él.

Çalışmaya devam edin.

Seguid trabajando.

Çok çalışmaya alışkındır.

Él está habituado al trabajo duro.

O çalışmaya hazırdır.

Está listo para trabajar.

Çalışmaya devam et.

Sigue trabajando.

O, çalışmaya hazır.

Está listo para trabajar.

Çalışmaya devam edeceğim.

Seguiré con mi trabajo.

Sıkı çalışmaya alıştım.

Estoy acostumbrado al trabajo duro.

- Nisan ayında çalışmaya başladık.
- Nisan ayında çalışmaya başlıyoruz.

Empezamos a trabajar en el mes de abril.

Priya ile çalışmaya başladığımda,

Cuando comencé a trabajar con Priya,

çalışmaya daha yeni başlamıştım

en la Universidad Johns Hopkins.

İngilizce çalışmaya başladın mı?

- ¿Has empezado a estudiar inglés?
- ¿Has comenzado a estudiar inglés?

Bob, çok çalışmaya alışkın.

Bob está acostumbrado al trabajo duro.

Annesi çalışmaya devam edecek.

Su madre seguirá trabajando.

Çalışmaya çok zaman ayırdı.

Él pasaba mucho tiempo estudiando.

Başkaları için çalışmaya istekliydi.

Él estaba dispuesto a trabajar para otros.

Onlar derhal çalışmaya başladılar.

Ellos se pusieron a trabajar de inmediato.

Bir temmuzda çalışmaya başlayacağım.

Empiezo a trabajar el uno de julio.

Artık çalışmaya ihtiyacım yok.

Ya no necesito trabajar.

Ben çalışmaya devam ettim.

Seguí trabajando.

O çalışmaya devam etti.

Ella siguió trabajando.

Saat kaçta çalışmaya başlıyorsunuz?

¿A qué hora empiezas a trabajar?

Bob sıkı çalışmaya alıştı.

Bob está acostumbrado al trabajo duro.

Dinlemeyi çalışmaya tercih ederim.

Prefiero relajarme a trabajar.

Hayatımı tarih çalışmaya adayacağım.

Dedicaré mi vida a estudiar la historia.

Herkes çalışmaya devam etti.

Todos siguieron trabajando.

Çalışmaya devam etmek zorundayız.

Tenemos que seguir trabajando.

Tom çalışmaya devam etti.

Tom siguió trabajando.

Onlar çalışmaya devam ettiler.

- Continuaron corriendo.
- Siguieron corriendo.

O, ofiste çalışmaya alışıktı.

Se habituó a trabajar en la oficina.

Ben yakında çalışmaya başlayacağım.

Comenzaré pronto con el trabajo.

Pazar günü çalışmaya zorlandım.

Me hicieron trabajar el domingo.

Biz yakında çalışmaya başlayacağız.

Empezaremos el trabajo pronto.

Pazar günleri çalışmaya karşıyız.

Estamos en contra de trabajar los domingos.

Tom dışarıda çalışmaya alışıktır.

Tom está acostumbrado a trabajar en exteriores.

Küçük bir atolyede çalışmaya başladı

Comenzó a trabajar en un pequeño taller.

Çalışmaya başlayalı üç gün oldu.

Hace tres días, trabajé.

Yorgundum ama çalışmaya devam ettim.

- Estaba cansado, pero seguí trabajando.
- Estaba cansada, pero seguí trabajando.

İngilizce çalışmaya ne zaman başladınız?

- ¿Cuándo comenzaste a estudiar inglés?
- ¿Cuándo comenzaste a aprender inglés?
- ¿Cuándo empezasteis a estudiar inglés?

Yaşadığımız sürece çalışmaya devam etmeliyiz.

Debemos seguir estudiando mientras vivamos.

Onun başarısını sıkı çalışmaya bağladık.

Atribuimos su éxito a su incansable trabajo.

O, hastalığına rağmen çalışmaya gitti.

Fue a trabajar pese a estar enfermo.

Çalışmaya devam edemeyecek kadar yorgundum.

- Yo estaba demasiado cansado para continuar trabajando.
- Estaba demasiado agotado para seguir trabajando.

Daha çok çalışmaya karar verdim.

Me he convencido de que tengo que trabajar mucho más.

Kütüphanede birlikte çalışmaya ne dersin?

¿Qué te parece estudiar juntos en la biblioteca?

Tom burada çalışmaya devam edemez.

Tom no puede continuar trabajando acá.

Konuşmayı bırak ve çalışmaya başla.

¡Deja de hablar y empieza a trabajar!

Her gün çalışmaya karar verdim.

Decidí estudiar diariamente.

Tom kütüphaneye ders çalışmaya gitti.

Tom fue a estudiar a la biblioteca.

O ciddi olarak çalışmaya başladı.

Empezó a trabajar en serio.

Ben bütün gece çalışmaya alışkınım.

Estoy acostumbrado a trabajar toda la noche.

Alman kültürü çalışmaya ilgi duyuyorum.

Me interesa estudiar la cultura alemana.

Bütün sabah çalışmaya devam ettim.

Seguí trabajando toda la mañana.

Onun karısı ihtiyaçtan çalışmaya başladı.

Su esposa comenzó a trabajar por necesidad.

Tom Mary ile çalışmaya alışkındı.

Tom se acostumbró a trabajar con Mary.

Tom geceleri çalışmaya alışkın değil.

Tom no está acostumbrado a trabajar por la noche.

Bütün gece çalışmaya alışkın değilim.

- No estoy acostumbrado a trabajar toda la noche.
- No estoy acostumbrada a trabajar toda la noche.

- Geçen yıl o şirket için çalışmaya başladı.
- Geçen yıl o şirkette çalışmaya başladı.

Él empezó a trabajar para esa compañía el año pasado.

- Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
- Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.

- Tengo que refrescar mi francés antes de ir a estudiar a París.
- Antes de ir a trabajar a París debo refrescar mi francés.

O zaman muhtemelen jeoloji çalışmaya başlamalıyım.

entonces probablemente debería comenzar a estudiar geología.

Ay'ın kökeni üzerinde çalışmaya başladığım zaman,

Cuando comencé a trabajar en el origen de la Luna,

Babam kara yolları idaresinde çalışmaya başlamış.

Mi padre entró a trabajar en Vialidad,

TV'yi kapattı ve ders çalışmaya başladı.

Apagó la tele y empezó a estudiar.

Mary hastalığına rağmen çalışmaya devam etti.

María continuó trabajando a pesar de su enfermedad.

Tom, pazar sabahları İncil çalışmaya gider.

Tom va a estudiar la Biblia los domingos a la mañana.

Piyano çalışmaya çok fazla zaman harcıyor.

Ella pasa mucho tiempo practicando con el piano.

O, bütün gün çalışmaya devam etti.

Siguió trabajando todo el día.

Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.

Tengo que refrescar mi francés antes de ir a estudiar a París.

Bütün gece boyunca çalışmaya karar verdim.

Decidí estudiar la noche entera.

İngilizce çalışmaya başlayalı altı yıl oldu.

Han pasado seis años desde que empecé a estudiar inglés.

Babam her gün sekizde çalışmaya gider.

Mi padre va a trabajar todos los días a las ocho.

Japonca çalışmaya başlayalı kırk yıl oldu.

Han pasado cuarenta años desde que empecé a aprender japonés.

Yaklaşık dört hafta önce çalışmaya başladım.

Empecé a trabajar hace alrededor de cuatro semanas atrás.

Tom burada çalışmaya ne zaman başladı?

¿Cuándo empezó Tom a trabajar aquí?

O yorgundu fakat çalışmaya devam etti.

Estaba cansada, pero siguió trabajando.

Pazar günü çalışmaya ihtiyacın var mı?

¿Necesitas trabajar el domingo?

Tom daha çok çalışmaya karar verdi.

Tom decidió estudiar más.

Ben on iki yaşındayken çalışmaya başladım.

Empecé a trabajar cuando tenía doce años.

On üç yaşındayken Fransızca çalışmaya başladım.

Comencé a estudiar francés cuando tenía trece años.

Eskiden Fransızca çalışmaya saatlerce zaman harcardı.

Pasaba horas estudiando francés.

Sevdiğimiz şeyleri yapmaktan çok çalışmaya zaman harcarız.

Pasamos más tiempo trabajando que con nuestros seres queridos.

Sara ile ilk çalışmaya başladığımda, çok zordu.

Cuando comencé a trabajar con Sara, fue muy difícil.

Yaptığınız çalışmaya okuyucunun bakış açısıyla bakmanız lazım.

y mirar lo que has creado desde la perspectiva del lector.

Şimdi şu enkazı bulmaya çalışmaya devam edeceğiz.

Ahora debemos volver y hallar esos restos.

Daha sonrasında babasının emlak firmasında çalışmaya başlıyor

entonces comienza a trabajar en la empresa de bienes raíces de su padre