Translation of "Anlatmak" in Spanish

0.007 sec.

Examples of using "Anlatmak" in a sentence and their spanish translations:

- Sana anlatmak istemiyorum.
- Sana anlatmak istemem.
- Size anlatmak istemem.
- Size anlatmak istemiyorum.

- No quiero contároslo.
- No quiero contártelo.

Gerçeği anlatmak.

Tuve la idea de contar mi verdad,

Sana anlatmak istemem.

- No quiero contároslo.
- No quiero contártelo.

Size anlatmak istemem.

No quiero contároslo.

Yani anlatmak istediğim şey, şunu anlatmak için geldim,

Lo que quiero decirles hoy

Sana öykü anlatmak istiyorum.

Quiero contarte la historia.

Sana hikayeyi anlatmak istiyorum.

Quiero contarte la historia.

Fıkra anlatmak hoşuma gidiyor.

Me gusta contar chistes.

Tanınmaya değer olduğumu anlatmak istiyorum.

y que tengo el mismo derecho al reconocimiento.

Fakat burada sizlere anlatmak istediğim,

Pero aquí está lo que les quiero contar,

Acaba bize ne anlatmak istediler?

Me pregunto qué querían decirnos.

Bana özgürlüğü mü anlatmak istedin?

¿Querías hablarme de libertad?

Ne olduğunu sana anlatmak istiyorum.

Quiero contarte lo que pasó.

Ne olduğunu okuyucularına anlatmak zorundaydı.

Necesitaba informar a sus lectores de lo sucedido.

Sana bir hikaye anlatmak istiyorum.

Quiero contarte un historia.

Onlara iklim değişikliğinin önemini anlatmak istiyorum."

Quiero hablar con ellos del porqué es importante el cambio climático".

O yüzden anlatmak kolay değil... SENATO

Por eso es difícil de transmitir

Bir sonraki hikayeyi anlatmak ister misin?

¿Te gustaría contar la siguiente historia?

Tom her şeyi Mary'ye anlatmak istemiyor.

Tom no le quiere decir todo a María.

Bana anlatmak için bir nedenin olmalı.

Por algo me dice usted eso.

Size tanıdığım başka bir adamı anlatmak istiyorum.

Me gustaría contarles acerca de un hombre que conozco.

Gördüm ki bunları anlatmak inanılmaz bir cesaretti

Percibí lo que me dijo como algo increíblemente valiente,

Kısaca anlatmak gerekirse, onun müzik yeteneği yok.

En pocas palabras: le falta talento musical.

Tom'un sağlık problemlerini sana anlatmak etik olmazdı.

Sería poco ético de mi parte contarte sobre los problemas médicos de Tom.

Ve bütün olanaksızlıklara rağmen masalı anlatmak için yaşamış,

y, contra viento y marea, vivió para contar la historia,

Eğer günümüzün mücadelesi hakkında bir hikâye anlatmak istesem

Si quiero contar la historia de nuestras luchas en la vida moderna,

Burada anlatmak istediğim şey kararın yanlışlığı veya doğruluğu değil

lo que quiero explicar aquí no es lo incorrecto o lo justo de la decisión

Yani olayları anlatırsam isimler ayyuka çıkacak anlatmak istemiyorum ama

Quiero decir, si cuento sobre los eventos, aparecerán los nombres, no quiero contarlo, pero

İşte arkadaşlar bu videoda anlatmak istediğimiz şey de buydu

Entonces, chicos, esto es lo que queríamos explicar en este video.

"Bana anlatmak istediğin şey bu mu?" "Evet, hepsi bu."

«¿Es eso lo que querías decirme?» «Sí, es exactamente eso.»

Ona ne olduğunu sordum ama o bana anlatmak istemedi.

Le pregunté a ella qué pasó, pero no quiso decirme.

Mesajınızı anlatmak bir yerlinin tam olarak söyleyeceği gibi onu söylemeye çalışmaktan çok daha önemlidir.

Hacer llegar tu mensaje es mucho más importante que tratar de decirlo exactamente como lo haría un hablante nativo.