Translation of "üzüntü" in Spanish

Senin hikayen üzüntü verici.

Tu historia es triste.

Haber onu üzüntü ile doldurdu.

La noticia la llenó de angustia.

Onun ölümünden derin üzüntü duydum.

Sentí un profundo pesar por su muerte.

Onlar teyzelerinin hastalığından üzüntü duyuyorlardı.

Estaban apenados por la enfermedad de su tía.

Onun yüzünde kalan üzüntü işaretini gördüm.

Vi la marca de tristeza que se había quedado grabada en su rostro.

Ve gözlerindeki derin üzüntü savaşı kaybedeceğimizi söylüyordu.

con una mirada tristísima en sus ojos porque sabían que perdíamos la batalla.

üzüntü, hayal kırıklığı ve hatta depresyon hissedersin.

sienten tristeza, decepción, puede que incluso depresión.

Ve önümüzdeki beş yıl içerisinde üzüntü duyabileceğimizi söyledi.

y nos dijeron que podíamos olvidarnos de los próximos cinco años por el duelo.

Ve evet, bazen de üzüntü ve hayal kırıklığı.

y, sí, a veces tristeza y desilusión.

Ne mutluluk ne de üzüntü sonsuza kadar sürebilir.

Ni la alegría ni el dolor pueden durar para siempre.

Bir kalpte üzüntü varsa, o kalp benim kalbimdir.

Si hay tristeza en un corazón ese es el mío.