Translation of "Araya" in Russian

0.015 sec.

Examples of using "Araya" in a sentence and their russian translations:

Araya girmeliyim.

Надо вмешаться.

Araya mesafe koy.

- Держи дистанцию.
- Соблюдай дистанцию.

Belki bir araya koymaya.

быть может, скомбинировать их...

Gözleri bir araya geldi.

- Их глаза встретились.
- Их взгляды встретились.

Sen sadece araya giriyorsun.

Ты просто путаешься под ногами.

Onlar bir araya toplandılar.

Они прижались друг к другу.

Bir araya ihtiyacımız vardı.

Нам нужен был перерыв.

Nasıl ikisini bir araya getirirsiniz?

Как это совместить?

Kırkıncı günde bir araya gelerek

Собраться вместе в сороковой день

Bir araya gelmiş partiküller topluluğu,

организованная определённым образом,

Bunu nasıl bir araya getireceğiz?

Как мы будем это обратно собирать?

Üçünüz nasıl bir araya geldiniz?

Как вы трое познакомились?

Hepsini bir araya koyman gerekmiyor.

Не надо валить всё в одну кучу.

Her pazartesi bir araya geliyoruz.

Мы собираемся каждый понедельник.

İkincisi, ilgili unsurları bir araya getirin.

Во-вторых, соберите нужные факты.

Farklı jenerasyonlar bir araya gelir ki

на котором собрались разные поколения,

Geceleri, su onları bir araya getirir.

Ночью вода их объединяет.

Bir şekilde, insanları bir araya getirdi,

Определённым образом он объединил весь мир в единое целое.

10 tane yazılımcı bir araya gelip

10 разработчиков программного обеспечения собрались вместе

- Tekrar buluşalım.
- Yine bir araya gelelim.

Давайте снова соберёмся!

İki yakasını bir araya getirmeye çalışıyordu.

Он пытался свести концы с концами.

Ayda bir kere bir araya geliriz.

Мы собираемся раз в месяц.

Çete şehir çöplüğünde bir araya geldi.

Банда собралась на городской свалке.

Penguenler ısınmak için bir araya toplanırlar.

Пингвины часто собираются в кучу и прижимаются друг к другу, чтобы сохранить тепло.

Feleğin cilvesi bizi bir araya getirdi.

Свёл нас случай.

Tom ve ben bir araya geldik.

Мы с Томом снова вместе.

Ve oğlu ile bir araya getirene kadar

прежде чем нам удалось освободить её

Bir grup bilim insanıyla bir araya geldi

Он скооперировался с группой учёных,

araya giren UFO nükleer bir yakıtla çalışıyordu

вмешивающийся НЛО бежал на ядерном топливе

- Biz bir araya geldik.
- Biz birlikte geldik.

Мы пришли вместе.

Tom iki ucu bir araya getirmeyi denedi.

Том пытался свести концы с концами.

Biz bir daha asla bir araya gelmeyeceğiz.

Мы больше никогда не встретимся.

Tüm paydaşları birlikte çalışmak üzere bir araya getirmek.

это собрать всех заинтересованных участников для совместной работы.

Bu materyaller bir araya geliyor ve bütünü oluşturuyor.

Все эти материалы соединяются друг с другом.

özel bir fotoğraflama tekniği ile bir araya getirilen

которое в сочетании с особой техникой фотографии

İki kere bükersen ve ardından uçları bir araya getirirsen

Представьте, что могло бы быть, если бы вы перекрутили её дважды

Yerlerden gelen 1400 insanı bir araya getirmek bir mucizedir.

родом из таких разных мест — это чудо.

Düzinelerce türden yüzlerce kurbağa çiftleşmek için bir araya gelir.

Сотни лягушек множества видов собираются вместе для размножения.

- Beni de araya sıkıştırabilir misin?
- Bana vakit ayırabilir misin?

Вы можете помочь мне протиснуться?

Sence sen ve Tom yeniden bir araya gelecek misiniz?

Ты думаешь, вы с Томом воссоединитесь?

Yetim, iki kız kardeşiyle beş yaşındayken bir araya geldi.

Сирота встретился с двумя своими сёстрами, когда ему было пять лет.

Acaba sadece kuyruklu yıldızların bir araya getirdiği bir şey mi?

это просто кометы?

Bir değil iki uzay aracı bir araya gelerek Ay'a gidecekti.

Не один, а два космических корабля отправятся на Луну вместе.

Ve farklı fikir ve bakış açılarını bir araya getirdikten sonra,

и обмена идеями и мнениями

Aman canım ne olacak 3-5 insan bir araya gelmiş yapmıştır

о боже, что будет 3-5 человек собрались вместе

Japonya'nın nüfusu İngiltere ve Fransa'nın bir araya getirdiği nüfustan daha büyüktür.

Население Японии больше, чем население Англии и Франции вместе взятых.

Her gün, insanlar TEDx etkinlikleriyle dünyanın her tarafında bir araya geliyor,

ежедневно по всему миру люди собираются на мероприятиях TEDx,

İki nehrin bir araya geldiği bir bölgede bir kasaba inşa ettiler.

Они построили город на месте слияния двух рек.

- Tom ve ben bir araya geldik.
- Tom ve ben birlikte geldik.

Мы с Томом пришли вместе.

- O, iki yakasını bir araya getirmeye çalışıyordu.
- O, kıt kanaat geçinmeye çalışıyordu.

Она пыталась свести концы с концами.

- Bir ara bir içki için buluşmalıyız.
- Bir ara içki için bir araya gelmeliyiz.

Нам надо будет собраться как-нибудь выпить.

Bill ve John sohbet etmek için ayda bir kez bir araya gelmekten hoşlanıyorlar.

Билл и Джон любят встречаться раз в месяц, чтобы поболтать.

Bu tek yumurta ikizleri, doğumda ayrıldılar ve 35 yıl sonra bir araya geldiler.

Эти однояйцевые близнецы были разделены при рождении и воссоединились 35 лет спустя.

- Michael geçim yapmak için zor bir süreç geçirdi.
- Michael iki yakasını bir araya getirmekte zorlanıyordu.

Майкл с трудом сводил концы с концами.

Bu, Hamursuz bayramını gözlemlemek ve Paskalyayı kutlamak için insanların aileleri ve arkadaşlarıyla bir araya geldiği, yılın bir zamanıdır.

Это время года, когда люди собираются вместе с семьёй и друзьями, чтобы отмечать Песах и праздновать Пасху.

- Bu faktörlerin kombinasyonu ilginç bir sonuca neden oldu.
- Bu etkenlerin kombinasyonu ilginç bir sonuca neden oldu.
- Bu etkenlerin bir araya gelmesi ilginç bir sonuca neden oldu.
- Bu etkenlerin birleşmesi ilginç bir sonuca neden oldu.
- Bu etkenlerin birleşmesi ilginç bir sonuca yol açtı.
- Bu faktörlerin birleşmesi ilginç bir sonuca neden oldu.
- Bu etmenlerin birleşmesi ilginç bir sonuca neden oldu.
- Bu etmenlerin birleşmesi ilginç bir sonuca yol açtı.
- Bu etmenlerin bir araya gelmesi ilginç bir sonuca yol açtı.
- Bu etmenlerin bir araya gelmesi enteresan bir sonuca yol açtı.
- Bu etkenlerin bir araya gelmesi enteresan bir sonuca yol açtı.
- Bu faktörlerin bir araya gelmesi enteresan bir sonuca yol açtı.
- Bu etkenlerin kombinasyonu enteresan bir sonuca neden oldu.
- Bu etkenlerin kombinasyonu ilgi çekici bir sonuca neden oldu.
- Bu etkenlerin kombinasyonu ilgi çekici bir neticeye yol açtı.

- Сочетание всех этих факторов привело к интересному результату.
- Сочетание этих факторов привело к интересному результату.

- Mary emekli maaşı ile geçimini sağlayamıyor. Bu yüzden bir restoranda yarım gün bir temizlikçi kadın olarak çalışıyor.
- Mary emekli maaşı ile iki yakasını bir araya getiremiyor. Bir restoranda yarım gün temizlikçi bir kadın olarak çalışmasının nedeni bu.

Мэри не может свести концы с концами на свою пенсию. Вот почему она подрабатывает уборщицей в ресторане.