Translation of "Hastalık" in Portuguese

0.007 sec.

Examples of using "Hastalık" in a sentence and their portuguese translations:

Ateş hastalık gösterir.

- Febre indica doença.
- Febre indica enfermidade.

Sivrisinekler hastalık taşıyıcılarıdır.

- Mosquitos são portadores de doenças.
- Os mosquitos são portadores de doenças.

Bu hastalık tedavi edilemez.

Essa doença é incurável.

Hastalık yüzünden partiye katılamadım.

Não pude comparecer à festa devido à doença.

Bu bir hastalık değil.

- Não é uma doença.
- Isso não é uma doença.

Bu hastalık nasıl yayılır?

Como esta doença se espalha?

Hastalık yolculuğa çıkmamı engelledi.

A enfermidade impediu-me de viajar.

Bir hastalık gibi ele almalıyız.

poder tratá-lo como uma doença.

Bu hastalık asla dünyaya yayılamayacaktı

esta doença nunca se espalharia para o mundo

Hastalık onun dışarı çıkmasını engelledi.

- A doença o impediu de sair.
- Uma enfermidade o prevenia de sair.

"Hastalık Güney Çin'de aylardır ilerlemekteydi"

"A doença está se espalhando há meses no sul da China."

Bu hastalık körlüğe neden olur.

Esta doença causa cegueira.

Hastalık bitsin sizi biz gene döveriz

Deixe a doença acabar, vencemos você de novo

Hiç ciddi bir hastalık geçirdiniz mi?

Você já teve uma doença grave?

Salgın hastalık sırasında binlerce insan öldü.

Milhares de pessoas morreram durante a peste.

Hastalık onu okuldan vazgeçmesi için zorladı.

A enfermidade forçou-lhe a abandonar a escola.

Sağlık, hastalık gelene kadar kıymetli değildir.

A saúde não é valorizada até que a doença chegue.

Bu teşis etmesi güç bir hastalık.

É uma doença de difícil identificação.

Bu hastalık kontrolsüz yangın gibi yayılıyor.

- Essa doença se espalha rapidamente.
- Essa doença é um rastilho de pólvora.

Eğer bu süreç içerisinde hastalık belirtisi olursa

Se houver um sinal de doença neste processo

Peki, Covid-19, koronavirüsün neden olduğu hastalık?

E o Covid-19, a doença causada pelo coronavirus,

Potansiyel olarak, bu hastalık binlerce kişiyi öldürebilir.

Potencialmente, essa doença poderia matar milhares.

Bu hayatınızı riske atan hastalık türü değildir.

Não é o tipo de enfermidade que põe sua vida em risco.

O aniden gizemli bir hastalık tarafından saldırıya uğradı.

Ele foi atacado repentinamente por uma misteriosa enfermidade.

- Tom bir hastalık hastası.
- Tom bir akıl hastası.

Tom é hipocondríaco.

Bu sabah hastalık yüzünden iş yerine gidemeyeceğimi belirttim.

Liguei dizendo que estava doente esta manhã.

Bunun anlamı, hiçbir şekilde ücretli hastalık iznine ayrılmaya elverişli değiliz.

quer dizer não sou elegível para o benefício de licença remunerada.

Diğer ülkelerin hastalık iznini nasıl çözdüğüne bakarsanız, İtalya ve Japonya gibi bazıları,

Se olharmos em como outros países pagaram os benefícios, alguns deles, como a Itália

Eğer herhangi bir nedenle hastalık izni almak zorunda kalırsam, şirket listeden başka

Se por qualquer razão disser que estou doente, a empresa contrata o próximo.

Bir doğal afet veya salgın hastalık bütün popülasyonu büyük bir hızla ortadan kaldırabilir.

Há a possibilidade de um qualquer desastre natural ou epidemia arrasar com toda a população muito depressa.

Yeni ücretli hastalık izni yasalarını zorladılar. Ve bir avuç kadar yerde bunu başardılar.

em cidades e estados por todo o país. E em um punhado de lugares, tem conseguido.

CDC(Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri) en az %60 alkol içeren el dezenfektanlarını tavsiye ediyor.

O CDC recomenda usar um álcool em gel com pelo menos 60% de álcool.