Translation of "Görür" in Portuguese

0.008 sec.

Examples of using "Görür" in a sentence and their portuguese translations:

O ne görür?

O que ela vê?

Kâbus görür müsün?

Você tem pesadelos?

Bu işimizi görür. Hadi.

Assim deve funcionar. Vamos.

Kediler rüya görür mü?

Os gatos sonham?

Umarım Tom bunu görür.

- Espero que o Tom veja isso.
- Eu espero que o Tom veja isso.

Birçok kişi rüya görür.

Muitas pessoas têm um sonho.

Onu görür görmez öldürürüm.

Assim que o vir, matá-lo-ei.

Bu kitap işimi görür.

Este livro servirá.

Kediler karanlıkta görür mü?

Os gatos enxergam no escuro?

- O beni görür görmez, gözyaşlarına boğuldu.
- Beni görür görmez gözyaşlarına boğuldu.

Assim que ela me viu, explodiu em lágrimas.

Kötümser her fırsatta zorluğu görür; bir iyimser her zorlukta fırsatı görür.

O pessimista vê dificuldade em toda oportunidade; o otimista vê oportunidade em toda dificuldade.

Herhangi bir kitap iş görür.

Qualquer livro servirá.

Savaşın sonunu yalnızca ölüler görür.

Somente os mortos viram o fim da guerra.

Bir göz uyur, diğeri görür.

- Ele dorme com um olho fechado e o outro aberto.
- Ele nunca é apanhado de surpresa.

Tom, görür görmez Mary'yi tanıdı.

Tom reconheceu Maria assim que a viu.

Herkes kendini ortalamanın üzerinde görür.

Todo mundo acha que eles estão acima da média.

Birçok insan ahtapotları uzaylı gibi görür.

Muitos dizem que um polvo é como um extraterrestre.

Yataklı herhangi bir yer iş görür.

Qualquer lugar com uma cama convirá.

O, onu görür görmez rengi soldu.

Ele ficou pálido assim que viu ela.

Jack onu görür görmez ağlamaya başladı.

Assim que Jack a viu, explodiu em lágrimas.

Birçok insan okulda biyoloji eğitimi görür.

Muitas pessoas estudam biologia na escola.

Üç kuşak şeyleri üç şekilde görür.

Três gerações veem as coisas de três maneiras.

Çocuk annesini görür görmez, ağlamayı kesti.

Assim que a criança avistou a mãe, parou de chorar.

O, beni görür görmez ağlamaya başladı.

- Assim que me viu, ela começou a chorar.
- Assim que ela me viu, começou a chorar.

Yavrunun gözleri en iyi su altında görür.

As crias veem melhor debaixo de água.

- Bizi mazur görür müsünüz?
- Bizi bağışlar mısınız?

O senhor nos daria licença?

Onun cesedini yerde görür görmez polisi aradım.

Eu chamei a polícia assim que vi seu cadáver no chão.

Oselolar karanlıkta daha da iyi görür. Eve dönme vakti.

A visão noturna do ocelote é mais apurada do que a sua. Está na hora de ir para casa.

O ne yapmak zorunda olduğunu görür görmez, ortadan kayboldu.

Assim que viu o que tinha de fazer, ele tirou o corpo fora.

Sanırım bu ufaklıkların üçü ya da dördü işimizi güzelce görür.

Acho que três ou quatro devem chegar.

Sanırım bu ufaklıklardan üçü ya da dördü işimizi güzelce görür.

Acho que três ou quatro devem chegar.

...ve ay ışığını yansıtan taç yaprakları yol gösterici işlevi görür.

... e pétalas que refletem o luar funcionam como um farol.

Filler karanlıkta bizden iyi görür ama aslanın yanına bile yaklaşamazlar.

A visão noturna dos elefantes é mais apurada do que a nossa, mas não se compara à dos leões.