Translation of "Görmez" in Portuguese

0.003 sec.

Examples of using "Görmez" in a sentence and their portuguese translations:

Aşk kusurları görmez.

O amor não vê defeitos.

Onu görür görmez öldürürüm.

Assim que o vir, matá-lo-ei.

- O beni görür görmez, gözyaşlarına boğuldu.
- Beni görür görmez gözyaşlarına boğuldu.

Assim que ela me viu, explodiu em lágrimas.

Tom, görür görmez Mary'yi tanıdı.

Tom reconheceu Maria assim que a viu.

Gözlüğüyle bile, o çok iyi görmez.

Mesmo de óculos, ele não enxerga muito bem.

O, onu görür görmez rengi soldu.

Ele ficou pálido assim que viu ela.

Jack onu görür görmez ağlamaya başladı.

Assim que Jack a viu, explodiu em lágrimas.

Çocuk annesini görür görmez, ağlamayı kesti.

Assim que a criança avistou a mãe, parou de chorar.

O, beni görür görmez ağlamaya başladı.

- Assim que me viu, ela começou a chorar.
- Assim que ela me viu, começou a chorar.

Onun cesedini yerde görür görmez polisi aradım.

Eu chamei a polícia assim que vi seu cadáver no chão.

O ne yapmak zorunda olduğunu görür görmez, ortadan kayboldu.

Assim que viu o que tinha de fazer, ele tirou o corpo fora.

Yoğun bir hayat yaşadığı için, o genellikle ailesini görmez.

Com sua vida ocupada, ele mal vê a família.

Fethedilenler her zaman hatalıdır. Tarih, onların yenilgilerinden başka hiçbir şeyi görmez.

Os conquistados estão sempre errados. A história não considera nada além da sua derrota.

Agresif olmasına rağmen, uzmanlara göre bu sürüngen katil insanları av olarak görmez.

E os peritos dizem que este assassino silencioso pode ser agressivo, mas não considera os humanos presas.