Translation of "Birden" in Portuguese

0.005 sec.

Examples of using "Birden" in a sentence and their portuguese translations:

Birden çekiveriyordu.

Ele puxava-a.

Birden şanslı oldum.

De repente fiquei com sorte.

Birden fren yapma.

Não freie de repente.

Ben birden bayıldım.

De repente, eu apaguei.

Birden başım döndü.

De repente fiquei tonto.

Hava birden değişti.

Houve uma mudança repentina no clima.

Birden korkuya kapılmıştı.

Ele de repente foi tomado pelo medo.

- Birden ona kadar sayın.
- Birden ona kadar say.

- Conta de um a dez.
- Conte de um a dez.

Meclisteki 4 partiye birden

para 4 partidos no parlamento

O, birden arabayı hızlandırdı.

De repente ele acelerou o carro.

İşaret parmağım birden kaşındı.

Meu dedo indicador de repente começou a coçar.

Sıfır birden önce gelir.

O zero vem antes do um.

Birden gazetelerde şu manşet atıldı

De repente, a manchete foi colocada nos jornais

Akılma birden İbrahim Müteferrika geldi

A inteligência chegou a Ibrahim Müteferrika

Sanırım onu ikimiz birden yaparız.

- Eu acho que isso faz dois de nós.
- Acho que isso faz nós dois.

birden fillerin göç yolu üzerinde bitiverdi.

edificou-se esta vila no caminho migratório dos elefantes.

Ve sonra çat diye birden kayboldu.

E depois... Desapareceu.

- Hep birlikte başladık.
- Hepimiz birden başladık.

Começamos tudo de uma vez.

Bütün arkadaşlarımı hep birden davet edemem.

Não posso convidar todos os meus amigos de uma vez.

Fakat dolunay varken bile... ...talih birden dönebilir.

Mas, mesmo sob a lua cheia, a sorte pode mudar rapidamente.

Birden aklıma ona sürpriz yapma fikri geldi.

A ideia de surpreendê-la subitamente passou pela minha cabeça.

- Birden ayağını frene koydu.
- Aniden frene bastı.

Ele colocou seu pé no freio de repente.

Tom, Mary'nin birden fazla kedisi olduğunu biliyordu.

Tom sabia que Mary tinha mais de um gato.

Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı ve birden dedi ki,

Ela começou a soluçar e imediatamente disse:

Aman Allah'ım birden Karun'un hazinesiyle göz göze geliyor

Oh meu Deus, ele de repente vem aos olhos com o tesouro de Karun

Ve birden o an geldi. Elimi birazcık uzattım.

E depois aconteceu. Estendi a mão um pouco.

Bir kedinin derisini yüzmenin birden fazla yolu var.

Há mais de um jeito de fazer as coisas.

Aynı anda birden çok dil öğrenmeyi tercih ediyorum.

Prefiro aprender vários idiomas ao mesmo tempo.

Neyse ki başarıya ulaşmak için birden fazla yol var

Felizmente, há vários caminhos para o sucesso

Sahip olduğumuz sınırlı zamanda üçünü birden yakalama şansımız var.

podemos conseguir capturar os três no tempo limitado que temos.

Bunların ikisinden birine sahip olabilirsiniz, fakat ikisine birden değil.

Você pode ter qualquer um dos dois, mas não ambos.

Birkaç saat süren yoğun dövüşlerde, birden fazla kez el değiştirdi.

Em várias horas de combates pesados, o reduto mudou de mãos mais de uma vez.

Birçok insanın bu kitabı birden çok kez okumak isteyeceğini düşünemiyorum.

Eu não consigo imaginar muitas pessoas que queiram ler este livro mais de uma vez.

Ne oldu birden ya? Öldüm de şimdi cennete mi geldim?

O que está acontecendo? Será que eu morri e estou chegando agora ao paraíso?

Yörüngede birden çok yer çekimi ve etki alanına maruz kalmıştır üstelik

Foi exposto a várias áreas gravitacionais e de impacto em órbita, além disso

Birden tekrar fotoğraf ve film çekmek için enerjim olduğunu fark ettim.

E, de repente, percebi que tinha energia para voltar a filmar.

- Dün öğleden sonra gökyüzü birden karardı.
- Dün öğleden sonra gökyüzü aniden karardı.

Ontem à tarde o céu escureceu subitamente.

Ne kadar zor bir şey, sevmek ve akıllı olmak, ve her ikisi birden.

Como é difícil amar, e ser sábio, e ambos de uma vez.

Asya'nın hayatta kalan birkaç büyük maymunundan biri, birden Scourfield ve rehberine dal fırlatmaya başladı.

Subitamente, um dos últimos grandes macacos na Ásia começou a lançar braços a Scourfield e ao seu guia.

Demek istediğim, "bedava" olağanüstü bir motivasyon kaynağıdır ve tüketiciler bir ürünü birden fazla alarak...

Grátis é uma palavra extremamente animadora e clientes gostam de tirar vantagem da promoção

Bir müşteriyi tek seferde birden fazla ürün alması için razı etmeye çalışan kolay anlaşılır bir girişimdir.

É uma tentativa muito suave de convencer um cliente a comprar mais que um item por vez.