Translation of "ülkeye" in Portuguese

0.012 sec.

Examples of using "ülkeye" in a sentence and their portuguese translations:

Yıllarca girememişti bu ülkeye

ele não pôde entrar neste país por anos

Savaş ülkeye yıkım getirdi.

A guerra trouxe a ruína para o país.

Bu hangi ülkeye yakın?

Ele fica perto de qual país?

Başka bir ülkeye gitmek istiyorum.

Eu quero ir para outro país.

162 ülkeye vizesiz erişim sağlayarak,

Os passaportes de Cingapura e Coreia do Sul

Bu ülkeye müzik eğitimi amacıyla geldim.

Eu vim para esse país com o propósito de estudar música.

Hiç Fransızca konuşan bir ülkeye gitmedim.

Eu nunca fui a um país francófono.

- Atalarımız bu ülkeye 150 yıl önce geldi.
- Atalarımız 150 yıl önce bu ülkeye geldiler.

- Nossos ancestrais chegaram neste país há 150 anos.
- Os nossos ancestrais chegaram neste país há 150 anos.

Her zaman başka bir ülkeye gitmek istemişimdir.

Eu sempre quis ir para outro país.

Radyo bu ülkeye kısa bir süre önce geldi.

O rádio chegou ao país há pouco tempo.

Demokratik fikirlerin o ülkeye tanıtılması yavaş bir süreç olacak.

Introduzir ideias democráticas naquele país será um processo lento.

Brezilya Atlantik Okyanusu'nun yanı sıra on ülkeye sınır komşusudur.

O Brazil faz fronteira com dez países além do Oceano Atlântico.

Geniş bant hızında ve kalitesinde ülkeden ülkeye büyük farklılıklar vardır.

Existem grandes diferenças de país pra país na velocidade e qualidade da banda larga.

Bir pasaport, yabancı bir ülkeye giderken, onsuz gidemeyeceğin bir şeydir.

Um passaporte é algo indispensável quando se vai a um país estrangeiro.

Bir dili öğrenmenin en iyi yolu, o dilin konuşulduğu ülkeye gitmektir.

A melhor forma de se aprender uma língua estrangeira é ir ao país onde ela é falada.

Her biri 159 ülkeye vizesiz olarak erişen diğer altı ülke ile

no ranking de poder com outras seis nações,

- Ben bu ülkeye aşağım.
- Ben bu vatana aşağım.
- Ben bu memlekete aşığım.

Eu me apaixonei por esse país.