Translation of "Öğretmek" in Portuguese

Öğretmek öğrenmektir.

Ensinar é aprender.

- Okulda İngilizce öğretmek istedi.
- Okulda İngilizce öğretmek istiyordu.

Ele queria ensinar inglês na escola.

İngilizce öğretmek onun mesleğidir.

Ensinar inglês é sua profissão.

Maria'ya İngilizce öğretmek zorundayım.

Eu tenho que ensinar inglês para a Mary.

Büyüdüğümde tarih öğretmek istiyorum.

Quero ensinar história quando eu crescer.

Genç çocuklara öğretmek kolay değildir.

Ensinar crianças pequenas não é fácil.

Çocuklarına Esperanto öğretmek istiyor musun?

Você pretende ensinar esperanto a seus filhos?

Onlara öğretmek için oldukça niteliksizim.

Sou completamente desqualificado para ensiná-los.

Öğretmen için, ona öğretmek eğlenceliydi.

Para o professor, era divertido ensiná-la.

Tom bana Fransızca öğretmek istediğini söyledi.

- Tom me disse que ele queria ensinar francês.
- Tom me disse que queria ensinar francês.

Tom bana Fransızca öğretmek istediğini söyledi

Tom me disse que queria me ensinar francês.

Japonya'ya öğretmek için değil yazmak için geldim.

Eu vim para o Japão não para ensinar, mas para escrever.

Sanırım sana bir ders öğretmek zorunda kalacağım.

Acho que terei de lhe ensinar uma lição.

Bu makinenin nasıl çalıştırılacağını bana öğretmek zorundasın.

Você vai ter que me ensinar a operar essa máquina.

Sana öğretmek istediğim çok şey var, Tom.

Há tanta coisa que eu quero te ensinar, Tom.

Bu kitap çocuklara okumayı öğretmek için tasarlanmıştır.

Este livro é projetado para ensinar as crianças a ler.

Öğrenmek bir şey, öğretmek tamamen bir başka şeydir.

Saber é uma coisa, ensinar é outra por completo.

Bay Davis Japonya'ya İngilizce öğretmek için mi geldi?

O senhor Davis veio para o Japão ensinar inglês?

Birine bir şey öğretmek mümkün değil-o sadece kendisi öğrenebilir.

- Não é possível ensinar algo ao homem — ele só pode aprender por si só.
- Ninguém pode ensinar alguma coisa a uma pessoa — ela só pode aprender sozinha.