Translation of "Içerisinde" in Polish

0.004 sec.

Examples of using "Içerisinde" in a sentence and their polish translations:

Son yıllar içerisinde,

Od kilku lat

Birkaç dakika içerisinde hazır olacağım.

- Będę gotowy za moment.
- Za kilka chwil będę gotów.

Ay, yıllar boyunca sinesti içerisinde yörüngeye oturabilirdi,

Być może Księżyc orbitował wewnątrz synestii całymi latami

Dünyada etrafımda olup bitenler içerisinde neyi kaçırıyorum?

Czego jeszcze nie dostrzegam w otaczającym mnie świecie?

Ve bir sinek üzerine konduğunda yaprağın içerisinde

Popatrzmy, co dzieje się wewnątrz liścia,

İki ya da üç dakika içerisinde onu bitireceğim.

Skończę to w dwie lub trzy minuty.

Arabayı ne zaman yıkayacaksın?- Sanırım bu hafta içerisinde.

Kiedy umyjesz swój samochód? - Myślę, że w przeciągu tego tygodnia.

Dünya genelinde ve zaman içerisinde bireysel seviyede neler oluyor?

Co dzieje się na poziomie indywidualnym, wpływa na cały świat na przestrzeni czasu.

Neyse ki istenmeyen gebelik oranı son birkaç yıl içerisinde

Na szczęście liczba niechcianych ciąż spadła w ciągu ostatnich kilku lat

İki ya da üç dakika içerisinde onu bitirmeyi planlıyorum.

Chcę to skończyć w dwie, trzy minuty.

Görünüşe göre, biz iki ay içerisinde bir artış alacağız.

Wygląda na to, że w ciągu dwóch miesięcy dostaniemy podwyżkę.

Gün içerisinde, mercanların içinde yaşayan algler güneş enerjisini yiyeceğe dönüştürür.

W czasie dnia glony porastające rafy wykorzystują energię słoneczną do fotosyntezy.

Her biri birkaç saat içerisinde 20 kilo bal kabağı yiyebilir.

Każdy może zjeść 20 kilogramów dyń w zaledwie kilka godzin.

Sadece üç ay içerisinde... ...kendileri de çocuk yapacak hâle gelecek.

Już za trzy miesiące będą mieć swoje młode.

Tom'un küçük bir kutu içerisinde Mary'ye bir şey verdiğini gördüm.

- Widziałem, że Tom dał Mary coś w małym pudełku.
- Widziałem, jak Tom dał Mary coś w małym pudełku.

- Akşam yemeği yakında hazır olacak.
- Akşam yemeği kısa bir süre içerisinde hazır olacak.

Kolacja wkrótce będzie gotowa.

Ve birçok işçinin ölümüne neden olan bir patlamanın ardından içerisinde çalışılamayacak bir hâle gelmiş.

po tym, jak eksplozja spowodowała zawalenie się tunelu, zabijając wielu pracowników.

- O, kötü bir ruh hali içerisinde olması dolayısıyla seninle konuşmayı reddedebilir.
- O seninle konuşmayı reddedebilir çünkü o çok kötü bir ruh hali içinde.

Na pewno nie będzie chciała z tobą gadać, bo jest podłym humorze.