Translation of "Hediye" in Polish

0.006 sec.

Examples of using "Hediye" in a sentence and their polish translations:

Bunlar hediye.

To są prezenty.

İkinci hediye psikolojikti.

Druga rewolucja była psychologiczna.

Sineğe nektar hediye ediliyor.

Mucha może się poczęstować nektarem.

Hediye için teşekkür etti.

Podziękował za prezent.

Artık bana hediye alma.

Nie kupuj mi już prezentów.

Ne tür hediye istiyorsun?

Jaki chcesz prezent?

- Tom Mary'ye bir hediye getirdi.
- Tom, Mary'ye bir hediye getirdi.

Tom kupił Marii prezent.

- Amcam ona bir hediye verdi.
- Dayım ona bir hediye verdi.

Mój wujek dał mu prezent.

- Tom Mary için bir hediye aldı.
- Tom Mary'ye bir hediye aldı.
- Tom, Mary için bir hediye aldı.

Tom kupił prezent dla Mary.

Artık bana hediye satın alma.

Nie kupuj mi więcej prezentów.

Tom'a zaten bir hediye verdim.

Już dałem Tomowi prezent.

Annem için bir hediye arıyorum.

Szukam prezentu dla matki.

Tom Mary'ye birçok hediye aldı.

Tom kupił Mary wiele prezentów.

Bu sizin için bir hediye.

To jest prezent dla ciebie.

Tom için bir hediye almalıyım.

Muszę kupić prezent dla Toma.

Tom Mary'ye bir hediye aldı.

Tom kupił Mary prezent.

hediye ekonomisinin bir parçası olarak görüyor.

czyli jak na część ekonomii dawania.

Mızıka onun babasından bir hediye mi?

Ta cyja to prezent od ojca?

Şu çocuk hediye aldığı için mutluydu.

To dziecko ucieszyło się z otrzymania prezentu.

Onların her birine bir hediye aldım.

Każdemu z nich kupiłem prezent.

Ona bir hediye satın aldığını unuttu.

Zapomniał, że kupił jej prezent.

Güzel hediye için ona teşekkür ettim.

Podziękowałem mu za miły prezent.

Bu hediye bana Ann tarafından verildi.

Dostałem ten prezent od Anny.

- Mary doğum günü için bir sürü hediye aldı.
- Mary doğum günü için birçok hediye aldı.

Mary dostała wiele prezentów na urodziny.

Ama aldığım en büyük hediye Batı eğitimiydi.

Jednak najwspanialszym prezentem, jaki dostałem, była zachodnia edukacja.

Onu onlara bir hediye olarak satın alacak.

Zamierza kupić im to na prezent.

O, onun için bir hediye almayı unuttu.

Zapomniał, jak kupował jej prezent.

Bunu Tom için bir hediye olarak aldım.

Kupiłem to na prezent dla Toma.

Ondan bir hediye aldığıma çok memnun oldum.

Byłem bardzo zadowolony z otrzymania od niej prezentu.

Tom doğum gününde postacıya bir hediye verdi.

Tom dał listonoszowi prezent na urodziny.

- Ona doğum günü için bir hediye vermek istiyorum.
- Doğum günü için ona bir hediye vermek istiyorum.

Chciałbym dać mu prezent na urodziny.

Tom'a bir hediye almak için paraya ihtiyacım var.

Potrzebuję pieniędzy, żeby kupić Tomowi prezent.

Tom Mary'nin John için bir hediye almasını istedi.

Tom poprosił Mary, by kupiła prezent dla Johna.

Bu şimdiye kadar sahip olduğum en güzel hediye.

To najpiękniejszy prezent w moim życiu!

Ben bir hediye satın almak amacıyla bir alışveriş merkezine gittim.

Poszedłem do domu towarowego z zamiarem kupienia prezentu.

O, ne zaman bir seyahatten geri gelse, kızı için bir hediye getirir.

Zawsze, gdy wraca z podróży, przywozi córce prezent.