Translation of "Hayvanlar" in Polish

0.009 sec.

Examples of using "Hayvanlar" in a sentence and their polish translations:

Bunlar hayvanlar.

To są zwierzęta.

hayvanlar mümkün oldu.

mogły powstać zwierzęta.

Bütün hayvanlar eşittir ancak bazı hayvanlar diğerlerinden daha eşittir.

Wszystkie zwierzęta są sobie równe, ale niektóre są równiejsze od innych.

- Bu kitap hayvanlar hakkında.
- Bu, hayvanlar üzerine bir kitap.

To jest książka o zwierzętach.

Orangutanlar yarı münferit hayvanlar,

Orangutany żyją samotnie

Hayvanlar üzerinde deney yaptım.

Przeprowadzałem eksperymenty na zwierzętach.

Vahşi hayvanlar ormanda yaşarlar.

Dzikie zwierzęta żyją w dżungli.

Bazı hayvanlar yavrularını yerler.

Niektóre zwierzęta pożerają swoje młode.

Çikolata bazı hayvanlar için zehirlidir.

Czekolada jest toksyczna dla wielu zwierząt.

Hayvanlar içgüdülerine göre hareket ederler.

Zwierzęta działają zgodnie z instynktem.

Hayvanlar çok küçük kafeslerde tutuluyor.

Zwierzęta są trzymane w bardzo małych klatkach.

Bu, hayvanlar üzerine bir kitap.

To jest książka o zwierzętach.

Hayvanlar için de insanlar için de,

Zarówno dla zwierząt jak i ludzi,

Bu ilişkilendirilmeler hayvanlar için bile geçerli.

To dotyczy również zwierząt.

Ay'dan etkilenen tek şey hayvanlar değil.

Jednak księżyc ma wpływ nie tylko na zwierzęta.

Hayvanat bahçesinde bazı garip hayvanlar var.

W zoo są dziwne zwierzęta.

Bu alanda birçok yabani hayvanlar var.

Te tereny obfitują w dziką zwierzynę.

Mars'taki hayvanat bahçelerinde dünyadan hayvanlar var.

W zoo na Marsie są zwierzęta z Ziemi.

Hayvanlar doğru ile yanlışı ayırt edemezler.

Zwierzęta nie potrafią odróżnić dobra od zła.

Bir de iki parmaklı tembel hayvanlar var.

Oraz leniwce dwupalczaste.

Tembel hayvanlar gaz çıkarmayan, bildiğimiz tek memeliler.

leniwce to jedyne ssaki, które nie mają wzdęć.

Bu hayvanlar son derece egzotik ve garip.

Zwierzęta są bardzo egzotyczne i dziwne.

- Bütün atlar hayvandır ama bütün hayvanlar at değildir.
- Tüm atlar hayvandır ama tüm hayvanlar at değildir.

Wszystkie konie są zwierzętami, ale nie każde zwierzę jest koniem.

Ama bazı hayvanlar için değişime ayak uydurmak zor.

Ale dla niektórych zwierząt tempo zmian jest za szybkie.

Milyonlarca dolarlık bir temizlikten sonra... ...hayvanlar dönmeye başladı.

Dzięki wielomilionowemu planowi oczyszczania zwierzęta wracają.

çünkü bu harika hayvanlar benim için çok önemli

bo bardzo zależy mi na ich losie,

Dinozor yumurtaları mı? İmkansız. Bu hayvanlar çoktan tükenmişler.

Jaja dinozaura? Niemożliwe. Te zwierzęta już wymarły.

Bizi hasta eden virüslerin birçoğunun kaynağı esasında hayvanlar.

Wiele wirusów wywołujących choroby pochodzi od zwierząt

Vahşi doğmuş, acımasız hayvanlar fakat güzel ve müstesna yırtıcılar.

To dzikie bestie, brutalne, lecz niezwykle piękne drapieżniki.

Bundan faydalanmak için... ...bazı hayvanlar inanılmaz koku duyuları geliştirmiştir.

By ją wykorzystać, ewolucja niektórych zwierząt rozwinęła niezwykły zmysł węchu.

Öte yandan bazı hayvanlar geceyi avantaja çevirir. YAĞMUR ORMANLARINDA GECE

Ale niektóre zwierzęta wykorzystują noc na swoją korzyść. NOCE W DŻUNGLI

Bu süre zarfında... ...hayvanlar âlemindeki en karmaşık görme yetisini geliştirdi.

I przez ten czas wykształcił najbardziej złożony układ wzrokowy w królestwie zwierząt.

Donuk geceden sağ çıkan tüm hayvanlar için müjdeli bir değişimdir bu.

Dla wszystkich zwierząt, które przetrwały mroźne noce, to mile widziana zmiana.

Bütün bunlara rağmen bu hayvanlar kâr için canlı hayvan pazarlarına gönderiliyordu.

Mimo to, zwierzęta były sprzedawane na "mokrych targowiskach" dla zysku

Şehir ışıkları gece gökyüzünü aydınlığa boğduğundan hayvanlar, yıldızlara bakarak yol bulamaz oluyor.

Przez światła miast przyćmiewające nocne niebo zwierzęta nie mogą już kierować się gwiazdami.

"Tamam, bunlar öldürdüğü hayvanlar." Öldürdüğü hayvanlara, küçük izlere ve kumdaki kazılara baktım.

„Dobrze, te zwierzęta zabija”. Przyglądałem się ofiarom,, małym śladom, jamom w piasku,

Kaplan, gergedan ve karıncayiyen gibi nesli tükenmekte olan hayvanlar Çin'e kaçak yollardan sokuldu.

Zagrożone wyginięciem zwierzęta, takie jak tygrysy, nosorożce i łuskowce były przemycane do Chin

Dünya'nın dört bir yanında, vahşi hayvanlar yemek çalmak konusunda daha çok hüner göstermeye başlıyor.

Na całym globie dzikie zwierzęta coraz sprytniej podkradają jedzenie.