Translation of "Yaşarlar" in French

0.020 sec.

Examples of using "Yaşarlar" in a sentence and their french translations:

- Su aygırları Afrika'da yaşarlar.
- Hipopotamlar Afrika'da yaşarlar.

Les hippopotames vivent en Afrique.

Onlar ayrı yaşarlar.

- Ils vivent séparés.
- Elles vivent séparées.

Onlar bitişikte yaşarlar.

Ils habitent à côté.

Elfler ormanda yaşarlar.

Les elfes vivent dans la forêt.

Onlar yakınlarda yaşarlar.

Ils habitent dans le coin.

Onlar barış içinde yaşarlar.

Ils vivent en paix.

Onlar sahile yakın yaşarlar.

- Ils vivent près de la plage.
- Elles vivent près de la plage.

Suaygırları su altında yaşarlar.

Les hippopotames vivent dans l'eau.

Dev pandalar sadece Çin'de yaşarlar.

Les pandas géants vivent seulement en Chine.

Aslanlar diğer hayvanları yiyerek yaşarlar.

Les lions mangent d'autres animaux.

Filler Asya ve Afrika'da yaşarlar.

Les éléphants vivent en Asie et en Afrique.

Japonlar doğayla uyum içinde yaşarlar.

Les Japonais vivent en harmonie avec la nature.

Bizim evin karşısındaki evde yaşarlar.

Ils habitent dans la maison en face de la nôtre.

Buralarda ne tür hayvanlar yaşarlar?

Quels animaux vivent ici ?

Ama aslında tarantulalar yerin altında yaşarlar.

mais en fait, les mygales se cachent dans le sol.

Onlar sürekli sel korkusu içinde yaşarlar.

Ils vivent dans la crainte constante des inondations.

Onlar ağaçların arasındaki şu evde yaşarlar.

Ils vivent dans cette maison au milieu des arbres.

Penguenler neredeyse sadece Güney Yarımküre'de yaşarlar.

Les pingouins vivent presque exclusivement dans l'hémisphère sud.

Vampirler, öldürülmedikleri sürece sonsuza kadar yaşarlar.

Les vampires vivent éternellement, à moins qu'ils ne soient tués.

Birçok kamplumbağ insanlardan daha çok yaşarlar.

De nombreuses tortues vivent plus longtemps que les hommes.

- Genel olarak, kadınlar erkeklerden daha uzun yaşarlar.
- Genel olarak konuşulursa, kadınlar erkeklerden daha uzun yaşarlar.

- D'une manière générale, les femmes vivent plus longtemps que les hommes.
- En général, les femmes vivent plus longtemps que les hommes.

Çoğu ülkede kadınlar erkeklerden daha uzun yaşarlar.

Les femmes vivent plus longtemps que les hommes dans la plupart des pays.

Bu köyün insanları doğayla uyum içinde yaşarlar.

Les résidents de ce village vivent en harmonie avec la nature.

Ortalama olarak, kadınlar erkeklerden daha uzun yaşarlar.

En moyenne, les femmes vivent plus longtemps que les hommes.

Olimpik atletler, oyunlar sırasında Olimpiyat köyünde yaşarlar.

Les athlètes olympiques vivent dans le village olympique pendant toute la durée des jeux.

Bir topluluk hâlinde ağaçlarda ve avcılardan uzakta yaşarlar.

ils vivent en communauté dans les branches, loin des prédateurs.

Sürüler hâlinde avlanır ve yaşarlar. Çok tehlikeli rakiplerdir.

Ils chassent et vivent en meute, et font de formidables adversaires.

Ayn çizgi romanlarda olduğu gibi yarasalar gece yaşarlar

les chauves-souris vivent la nuit comme dans les bandes dessinées.

- Vahşi hayvanlar ormanda yaşarlar.
- Yabani hayvanlar ormanda yaşar.

Des animaux sauvages vivent dans la forêt.

Erken yatan ve erken kalkan insanlar uzun süre yaşarlar.

Les gens qui vont tôt au lit et se lèvent tôt vivent longtemps.

- Penguenler Kuzey Kutbu'nda mı yaşar?
- Penguenler Kuzey Kutbu'nda mı yaşarlar?

Est-ce que les pingouins vivent au pôle Nord ?

Dünyada yaşayan insanlara göre saniyenin binde ikisi kadar zaman farklılığı yaşarlar

ils connaissent un décalage horaire de deux millièmes de seconde selon les personnes vivant dans le monde

- Birçok ünlü sanatçılar New York'ta yaşarlar.
- Birçok ünlü sanatçı New York'ta yaşıyor.

De nombreux artistes connus vivent à New York.

- Kadınlar genellikle kocalarından daha uzun yaşarlar.
- Kadınlar genellikle kocalarından daha uzun yaşar.
- Kadınların ömrü genellikle eşlerinden uzun olur.

Les femmes survivent généralement aux maris.

- Karılar genellikle kocalardan daha uzun yaşarlar.
- Kadınlar genellikle kocalarından daha uzun yaşar.
- Kadınların ömrü genellikle eşlerinden uzun olur.

- Les femmes survivent généralement aux maris.
- Les femmes survivent généralement à leur mari.