Translation of "Konusunda" in Korean

0.006 sec.

Examples of using "Konusunda" in a sentence and their korean translations:

Ne yakaladıkları konusunda titizler.

그들은 그들이 잡았던 것을 주의 깊게 살펴보고,

Yardımcı olma konusunda heyecanlıyım.

돕고자 합니다.

Nasıl olacağı konusunda şüphem yok.

어떻게 들리는지 잘 알고 있습니다.

İşlerin gidişatı konusunda mutlu değilizdir.

일이 돌아가는 게 마음에 안 들 때 말이죠.

ülkemizi değiştirme konusunda zorlamada yatmaktadır.

우리 나라를 변화시키도록 도전하게 하는 것입니다.

Biz insanlar hız konusunda takıntılıyız.

우리 인간은 속도에 집착하죠.

En iyisini yapmak konusunda endişelenirsek,

최선을 다해야 하는 걸 걱정하면

Bazı izleyicilerin bunun nasıl yapılabildiği konusunda

하지만 몇몇 분들이 의심한다는 것이 느껴집니다.

İyi şeyler avlamak konusunda orduyla konuştular.

좋은 것을 사냥하라고 가르칩니다.

Hastalar para konusunda endişelenmek zorunda değiller.

돈 걱정을 할 필요 없어요.

Bu tanışma konusunda karışık hisler içindeydim.

전 굉장히 혼란스러웠어요.

Neleri kaybettikleri, nelerin yerine getirilmediği konusunda.

잃어버렸거나 실현되지 않았던 것에 대해서도.

Mesela Amelia Rivera konusunda olduğu gibi,

아멜리아 리베라가 그런 사례인데요.

Ortadan kaldırma konusunda daha ön plana çıkıyordu.

몰아내고자 목소리를 높이고 있어요.

Ve ertesi gün ne yapacağınız konusunda endişeliyseniz

내일 해야 할 일들을 많이 걱정하고

Gerçekten, Çin'in artık onu inkar edemeyeceği konusunda

이러한 재교육 수용소들이 존재한다는 것을 부정하고 있었습니다

Okuma konusunda birazcık daha düşük bir seviyedeydim.

항상 독해력에서 뒤쳐졌죠.

Insanların tedaviye başlama konusunda rahat hissetmelerine ihtiyaç duyarız.

사람들이 그것들을 찾는데 불편해하지 않아야만 해요.

Gezegeni stabilize etmek konusunda ciddi bir yaklaşım sunmalıyız.

우리는 이제 지구를 안정시키기 위해 진지해져야 합니다.

Doğrusu, bu jenerasyonların var olduğu konusunda anlaşabilsek bile

실제로, 그런 집단이 있다고 동의한다고 해도

Ya da aşı konusunda bir oyuncunun görüşlerini dinliyoruz.

또는 어느 여배우의 백신에 관한 견해에 귀기울이죠.

Ama bunun nasıl azalacağı konusunda da hazırlıklı olmalıyız

하지만 그것을 어떻게 줄일 것인지도 알아야 하죠.

Kolugolar süzülmek konusunda ustadır. 130 metre boyunca süzülebilirler.

‎날여우원숭이는 활공의 명수입니다 ‎130m 이상 활공할 수 있죠

Bu iki kanat güç konusunda eşit olmadığı sürece,

이 두 날개가 동등한 힘을 가지지 못한다면,

Çocuğumu nasıl yetiştirmem gerektiği konusunda kendime güvenimi artırdı.

그것은 제가 아이들을 기르는데 자신감을 갖게 해주었고

Ama ne yapayım, ırk konusunda konuşma tarzım buydu.

특히 인종 문제에 대해 이야기하는 방식 때문에

Öfke, olumlu değişimler yaratmak konusunda uzun bir tarihe sahip

역사적으로 분노는 긍정적인 변화를 가져오는데 항상 기여해왔습니다.

Bunda ne kadar ışık kaldığı konusunda endişeliyim. Hayır, olamaz.

얼마나 더 갈지 걱정됩니다 안 돼

Bu jenerasyonlara kimlerin dahil olduğu konusunda hem fikir değiliz.

각자 어디에 속하는지 확실히 할 수는 없습니다.

Karşı karşıya olduğumuz en büyük risklerden biri olduğu konusunda uyardı.

문명사회로서 겪어야 할 가장 큰 위험이라고 했습니다.

Bu beni vahanın bir serap olabileceği konusunda biraz şüpheye düşürdü.

그래서 어쩌면 저 오아시스가 신기루일지도 모른다는 의심이 드네요

O da: "Bak, körlük konusunda anlaştık, ama bunda değil" dedi.

그가 말했죠. " 당신은 장님에게 동의했지 이 상황에 한 건 아니오."

Ve onları da buna ikna etme konusunda ne kadar hevesli

전기차 이야기를 친구들과 이웃들에게 말하며 전기차를

"Maskeler sizi yüzünüze dokunmaktan alıkoyma konusunda gerçekten iyi iş başarıyorlar."

"마스크는 여러분이 얼굴을 만지는 것을 막아줍니다."

Mizah sorun çözme konusunda bize daha da çok yardımcı olur

더 나아가 유머는 우리가 문제를 풀도록 도와주기까지 해요.

O zamandan beri mizahı kullanmada nasıl daha etkili olunacağı konusunda

이 이후로, 저는 미국에 있는 수 백개의 기업과

Bakın ne diyeceğim, uzun süre yerin altında kalma konusunda pek iyi değilim.

있죠, 저는 지하에 오래 못 있는 사람이에요

Bunlardan çok fazla sıvı elde edilebilir. Bunlar konusunda beni huzursuz eden tek şey,

여기에는 수분이 많죠 다만 한 가지 걱정되는 건

Dünya'nın dört bir yanında, vahşi hayvanlar yemek çalmak konusunda daha çok hüner göstermeye başlıyor.

‎지구 전역에 걸쳐서 ‎야생 동물들의 먹이 훔치기 기술이 ‎날로 교묘해지고 있습니다

Ve onları bulmak için kocaman bir çölümüz var ama ne tarafa gideceğimiz konusunda karar vermeliyiz.

사막 어디로든 갈 수 있지만 어느 쪽으로 갈지 결정을 내려야 합니다