Translation of "Yiyeceği" in Japanese

0.004 sec.

Examples of using "Yiyeceği" in a sentence and their japanese translations:

Yiyeceği tanıyarak

それは食べ物を識別し

Yiyeceği bitirdik.

我々の食料は底を突いた。

Onların yiyeceği bitti.

彼らは食料が不足しています。

İstediğin yiyeceği ye.

好きな食べ物は何でも食べなさい。

Bu kimin yiyeceği?

これは誰の食い物ですか。

O, Japon yiyeceği midir?

それは日本の食べ物ですか。

Yiyeceği hakkında çok müşkülpesenttir.

- 彼は食べ物の好みがとてもうるさい。
- 彼は食べ物についてとても好みがうるさい。

Artan yiyeceği eve götür.

食べ残しはお持ち帰りください。

Buzdolabı yiyeceği çürümekten korur.

冷蔵庫は食品の腐敗を防ぐ。

Tom'un hiç yiyeceği yok.

トムさんは食べ物を持っていなかったんです。

Tuz sezon yiyeceği için kullanılır.

塩は味付けに使われる。

Şarap yiyeceği sindirmeye yardımcı olur.

ワインは消化を助ける。

Neredeyse onun yeterli yiyeceği yoktu.

彼はやっと食べられるだけのものしか持っていなかった。

Japon yiyeceği hakkında ne düşünüyorsun?

日本料理をどう思いますか。

Fazla yiyeceği ne yapacağını bilmiyordu.

彼は余分の食べ物をどうしたらよいかわからなかった。

Onların yiyeceği son kez muhteşemdi.

この前に食べたときはとてもおいしかったよ。

Tom köpek yiyeceği için alışverişe gitti.

トムはドッグフードを買いに行きました。

Daha önce hiç Çin yiyeceği yemedim.

今まで一度も中国料理を食べたことがない。

Yere düşmüş yiyeceği yemek güvenli mi?

床に落としてしまった食べ物を食べても大丈夫でしょうか。

Tuz yiyeceği çürümekten korumak için yardımcı olur.

塩は食べ物を腐らせず長持ちさせるのに役立つ。

Onun başka birine vermek için yeterli yiyeceği yoktu.

彼には他の者に分けてやれるだけの食べ物はなかった。

Bu yiyeceği on derecenin altında tutsan iyi olur.

この食品は10度以下で保存したほうがいい。

Onun için açlık soyut bir kavramdı. Onun daima yeterli yiyeceği vardı.

彼にとって、飢えというのは抽象的な概念であった。彼には常に十分な食料があったからだ。

O yerin yiyeceği lezzetlidir ve fiyatları düşüktür. Ancak onların yeri iyi değildir.

あそこの食べ物はうまいし値段も安いが、地の利が悪いのが難点だね。

Sağlıklı kalmanın tek yolu telaffuz edilemeyen maddelerden yapılmış bir yiyeceği yemekten kaçınmaktır.

健康法の一つに、発音できない原材料を含む食品は一切口にしない、というものがあるらしい。

Onun için açlık gerçeklikten çok uzakta bir kavramdı. Zira her zaman yeterince yiyeceği vardı.

空腹は彼にとって現実とはかけ離れた概念だった。いつだって十分に食べ物があったからである。

Herhangi bir tür Tayland yiyeceği asla yemedim, bu yüzden büyük annemle birlikte bir Tayland restoranına gitme hakkında oldukça heyecanlıyım.

私はそれまでタイ料理というものを全く食べたことがなかったので、祖母とタイ料理のレストランに行くことになって、とてもワクワクした。