Translation of "Yazmaya" in Japanese

0.007 sec.

Examples of using "Yazmaya" in a sentence and their japanese translations:

Yazmaya başlayın.

書き始めなさい。

Yazmaya devam et.

書き続けて。

Bir roman yazmaya çalıştım.

- 私はためしに小説を書いてみた。
- 小説を書いてみたんだよ。

Bir roman yazmaya başladı.

彼は小説を書き始めました。

Okumayı yazmaya tercih ederim.

- 私は物を書くよりも本を読む方が好きだ。
- 私は物を書くことより、読むことの方が好きです。

Üzgünüm, yazmaya kalemim yok.

残念、鉛筆がない。

Düz İngilizce ile yazmaya çalış.

平易英語で書くようにしなさい。

O şiir yazmaya çok düşkündür.

彼女は詩を書くことがとても好きです。

Vazgeçme ve yazmaya devam et.

あきらめないでもっと書きなさい。

Ben sol elimle yazmaya çalıştım.

左手で書いてみようとした。

Kısa bir hikaye yazmaya çalıştı.

彼は試しに短い物語を書いてみた。

O bir roman yazmaya başladı.

彼は小説を書き始めました。

O bir şiir yazmaya dalmıştı.

彼女は詩を書くのに夢中になっていた。

Avrupa ve ABD evrensel okuma yazmaya

欧米では20世紀中頃までに

Bu yüzden bir şeyler yazmaya başladım.

なので 私は色々と書き始めました

Bir şey daha yazmaya karar verdim:

なので あともう1つ 書くことにしました

Aniden annesine bir mektup yazmaya başladı.

彼は急に母親に手紙を書き始めた。

Onun söylediği her şeyi yazmaya çalıştım.

- 彼の言うことすべてを書き取ろうとした。
- 私は彼が言ったことを全部書きとめようとした。

Her gün günlüğünü yazmaya karar verdi.

彼は毎日、日記をつける決心をした。

Ölene kadar günlüğüne yazmaya devam etti.

彼女は死ぬまで日記を書きつづけた。

İş mektubu yazmaya henüz alışkın değilim.

私はまだビジネスレターを書く事に慣れていない。

O, hayvanlar hakkında hikayeler yazmaya devam etti.

彼女は動物の話を書き続けた。

O, senin babana yazmaya devam etmemi istedi.

彼女はあなたのお父さんに手紙を出し続けるように頼みました。

O, her gün günlüğünü yazmaya karar verdi.

彼は毎日、日記をつける決心をした。

O her gün günlüğünü yazmaya karar verdi.

彼は毎日、日記をつける決心をした。

Henüz bir iş mektubu yazmaya alışık değilim.

私はまだビジネスレターを書く事に慣れていない。

Mektubu alır almaz cevap yazmaya özen gösteririm.

私は手紙をもらうと決まってすぐ返事を書くことにしている。

Jim dizüstü bilgisayarında bir şeyler yazmaya koyuldu.

ジムは手帳に何か書き始めた。

Tatoeba'da günde 20 cümle yazmaya karar verdim.

毎日20文ずつタトエバに投稿することにしました。

Tatoeba'da günde 20 tane cümle yazmaya karar verdim.

Tatoebaで毎日20個の文を書こうと決めた。

Aşk sözcükleri bilmeyenler güzel sözler yazmaya kabiliyetsiz olmalılar.

言葉を愛することを知らない者に好い文章の書ける筈がない。

O her iki ayda bir ailesine yazmaya özen gösteriyor.

彼は二ヶ月に一度、必ず両親に手紙を書くことにしている。

Saat sekizde bir rapor yazmaya başladı, saat on ikide onu bitirdi.

彼女は8時にレポートを書き始め、12時に書き終えた。

Amerika'da bir toplantıdan sonra bilim adamı olmayanlar için bir kitap yazmaya karar verdi.

彼が科学の専門家でない人たちのために本を書く決心をしたのは、アメリカでの会議の後だった。