Translation of "Kasaba" in Japanese

0.006 sec.

Examples of using "Kasaba" in a sentence and their japanese translations:

O, Japonya'da iken kasaba kasaba dolaştı.

彼は日本滞在中、町から町へと訪ね歩いた。

Doğduğum kasaba güzeldir.

私が生まれた町はきれいです。

Kasaba etkinlikle uğulduyordu.

町は活気でみなぎっていた。

Bütün kasaba patlatıldı.

町全体が停電になった。

- Kasaba harabe haline düştü.
- Kasaba harabe haline dönüştü.

その町は廃墟となった。

Uzakta bir kasaba gördüm.

遠方に街が見えた。

O kasaba müreffeh görünüyordu.

その町は栄えているようだった。

Kasaba kaplıcası ile ünlüdür.

その町は温泉で有名です。

Bütün kasaba sular altındaydı.

町全体が水没した。

Bütün kasaba çok temizdi.

町全体がとてもきれいだった。

Ne harika bir kasaba!

なんて素敵な町なんだ!

Kasaba mekandan 3 mil.

町はその場所から3マイルのところにある。

Yaşadığım kasaba oldukça küçük.

私の住んでいる町は割と小さいです。

Bu kasaba canlı değil.

この町は活気がない。

Tüm kasaba su altındaydı.

町全体が水没した。

Bütün kasaba bundan haberdardır.

町中だれもそれを知っている。

Kasaba Japonya'nın en uç kuzeyindedir.

その町は日本の最北端に位置する。

Kasaba bir şehir haline geldi.

その町は大きくなって市となった。

Kasaba savaş sırasında tahrip edildi.

その町は戦争中に破壊された。

Kasaba eski kalesi ile ünlüdür.

その町は古い城があるので有名です。

Kasaba, kıyıdan iki mil uzaktadır.

その町は海岸から2マイル離れたところにある。

Kasaba birçok yüksek binaya sahip.

その町には高い建物がたくさんある。

Doğduğum kasaba eski kalesiyle ünlüdür.

私が生まれた町は古いお城で有名です。

Kasaba halkı merakla bana baktı.

- 町の人達は物珍しそうに私を見た。
- 町の人々は物珍しげに私を見た。

Kasaba selden sonra terk edilmişti.

洪水の後町は住む人がいなくなった。

İki kasaba bir nehirle ayrılır.

二つの町は川で隔てられている。

O kasaba iki mil uzaklıkta.

その町は2マイル離れている。

O iş için kasaba dışındadır.

- 彼は仕事で町にいない。
- 彼は出張中です。

Bütün kasaba onun hakkında biliyor.

- 町中だれもそれを知っている。
- 街中の人々がそれついて知っている。

Bütün kasaba bir kargaşa içindeydi.

町中が大騒ぎをしていた。

Bu kasaba bizim için değerlidir.

この町は私達にとってなつかしい町だ。

Bu kasaba geceleri gerçekten ölüdür.

この町の夜はまったく死んだも同然だ。

Bu kasaba büyük adamlar çıkardı.

この町から偉人が出た。

Bu kasaba nasıl bir yer?

この町はどんな感じですか。

- Kasaba, Londra'nın hemen yukarısında yer alır.
- Kasaba, Londra'nın hemen kuzeyinde yer alır.

その町はロンドンのすぐ北にある。

New York’un kuzeyindeki küçük bir kasaba

それがニューヨーク州北部や アイダホの小さな町で起きるなら

Kasaba fabrikalar ve konutlar için ayrıldı.

町は工場地区と住宅地区に分けられた。

Kasaba halkı kalın biftek yemekten hoşlanır.

町民は分厚いステーキを食べるのが好きだ。

Kasaba o zamandan beri çok değişti.

町はその時以来ずいぶん変わった。

Şehir ve kasaba arasındaki fark nedir?

市と町の違いは何?

Ben bir görev için kasaba dışındaydım.

私は仕事で出かけていました。

Tüm kasaba yangın tarafından harap edildi.

町は火事で全焼した。

Bu kasaba birçok büyük insan doğurdu.

- この町から数人の偉人が出た。
- この街は何人もの著名人を生み出した。

Bizim kasaba mükemmel spor tesislerine sahiptir.

私達の町にはすばらしいスポーツ施設がある。

Hastalarımın çoğu bana kasaba dışından geliyor.

私の患者の大半は郊外から来ています。

Böyle bir kasaba börtü böcek aramak için

はい回る生き物を探すには

Daha iki nesil önce olmayan bu kasaba

‎わずか2世代の間に‎―

Kasaba tepedeki bir depodaki su ile beslenir.

その町は山の貯水池から水を供給されている。

Bütün kasaba ziyaretçiye içten bir karşılama yaptı.

町をあげて来訪者を心から歓迎した。

Kasaba son iki yıl içinde çok değişti.

町はこの2年間で大きく変わった。

Kasaba fırtınadan sonra sel tarafından tahrip edildi.

町は嵐の後の洪水で破壊された。

Bu kasaba büyük bir halk kütüphanesiyle övünür.

この町には大きな公立図書館がある。

Kasaba yeniden hayata dönecek, iş makinaları yollarda olacak.

町が息を吹き返し トラックが道を走り回るだろう

- Ne güzel bir şehir!
- Ne güzel bir kasaba!

- なんてキレイな町なんだ!
- なんて美しい町なんだろう!
- なんて素敵な町なんだ!
- なんてきれいな町なんだろう!

Kasaba deniz seviyesinden 1500 metre yüksekte yer alıyor.

その街は海抜1500メートルの所にある。

Yeni bir kasaba inşa etmek için buraya geldik.

私たちは新しい町を作るためにここへ来た。

O andan itibaren, kasaba Esteban'ın şehri olarak tanındı.

その瞬間から、その街はエステバンの街として認められた

Bir köy ve bir kasaba arasındaki fark nedir?

村と町の違いはなんでしょうか。

Yaşadığım kasaba çok sessiz ve bir köye benziyor.

私が住んでいる町は田舎びた閑静な場所です。

Kasaba su ikmali ağır yağışlar tarafından ciddi şekilde engellendi.

町の水道は豪雨で重大な支障をきたした。

- Kasaba halkı deprem tarafından korkutuldu.
- Deprem kent sakinlerini korkuttu.

町の人々は地震に大変驚いた。

Kasaba halkı kaçakçıların ne olduğunu hakkında şaşılacak derecede toydu.

町の人たちは密輸業者がしようと試みていたことに驚くほど無知だった。

Bu kasaba büyük bir yangın yaşadığında sen kaç yaşındaydın?

この町に大火があったのは、あなたがいくつの時でしたか。

Onunla karşılaşmadan önce, Pizzaro adamlarının ve silahlarının çoğunu kasaba yakınında sakladı.

彼に会う前にピサロは町の近くに部下と銃をたくさん隠した。

Kasaba çevresinde cinsel ilişkide bulunan çiftleri görmek sizi rahatsız etmiyor mu?

街中でイチャイチャするカップル見たら腹立ちませんか?

Ken'ichi tarafından yapılan düzenlemeler sayesinde, kadınlar kasaba civarında çalışmak için değişik yerler buldu.

彼女たちは、健一のはからいで、町の様々な場所で働くことになった。

Ve İngiltere'deki pek çok küçük kasaba gibi, onun oldukça uzun bir geçmişi vardır.

そして、イングランドの多くの小さな町と同じように、ここにも非常に長い歴史があります。

Orada yüksek bir dağın tepesinde kendilerine ait küçük bir kasaba inşa ettiler ve huzur içinde yaşadılar.

高い山の上で彼らは彼ら自身の小さな町を作り、平和に暮らした。