Translation of "Yüzden" in Japanese

0.015 sec.

Examples of using "Yüzden" in a sentence and their japanese translations:

O yüzden...

そんなわけで

Bu yüzden buradayım.

だから私はここにいるのです

- İşte bu yüzden buraya geldim.
- Bu yüzden buraya geldim.

そういうわけで私はここへきたのです。

Bu yüzden ihtiyatlı davranıyoruz.

だから慎重に進めて

Bu yüzden eğer Amerikalıysanız

アメリカ人なら

Bu yüzden kendimize sormalıyız,

自問自答してみてください

Bu yüzden tedbirli davranmalıyız.

注意して進めよう

Bu yüzden yaratıcı olmalısınız.

機転をきかせるんだ

O yüzden isteğim şu:

私からの課題です

O yüzden şunu unutmayın:

思い出して

O yüzden şansınızı deneyin.

賭に出ることも必要です

O yüzden işinize giderken

みなさんが仕事に行き

Bu yüzden niteliksiz öğretmenler,

限られた生徒間の交流と

Meşgulüm, bu yüzden gidemem.

- 忙しいので行けないの。
- 忙しくて行けないんだ。

Bu yüzden, başlamalı mıyız?

じゃあ、行こっか?

Yorgundum bu yüzden gitmedim.

私は疲れていたので行かなかった。

- Açtım, o yüzden bunu yedim.
- Açtım, bu yüzden onu yedim.

腹が空いてから食ったんだ。

Bu yüzden bambaşka bir dünyadır.

だからそれは 別世界の話だ

Ben de bu yüzden azmettim.

だから 僕は がんばったんです

Bu yüzden Berlin'e geri döndüğümde

ベルリンに戻りました

Bu yüzden araştırmamı beklemeye aldım

そこで 私は研究を一旦中断して

Bu yüzden, eğitimime devam ettim,

そこで遅れていた勉強に励み

O yüzden iki şey yapmalıyız.

なのでこれから言う2つのことをしてください

Bu yüzden, yavrulayan ıstakozları yakalamıyorlar.

繁殖に必要なロブスターまで 獲り尽くさないようにしています

İşte bu yüzden sıkışıp kalmışız.

これが 私たちが 行き詰まっている理由です

Işte bu yüzden Twitch'i başlattım --

Twitchを始めたのも それが理由です

Bu yüzden de anahtarı aramamışsındır.

手を伸ばす気もなれず

Bu yüzden uçakta hiç uyumam.

だから 私は飛行機では寝ません

Bu yüzden karmaşık bir durum.

だから良し悪しがあります

Bu yüzden babamı görmeye gittim.

私は父の面会に行きました

O yüzden, milyonlarca yıl boyunca

‎だから何百万年も前に——

Bu yüzden, eğitim çok önemli.

だからこそ教育が重要です

İşte bu yüzden ona kızgınım.

それで私は彼に怒っているのだ。

Orada yüzden fazla öğrenci vardı.

そこには100人以上の生徒がいた。

O hastaydı, o yüzden gelemedi.

彼は病気だったので、来られなかった。

O bu yüzden okulu bıraktı.

彼が学校を辞めたのは。これが理由です。

Bacağım incindi, bu yüzden yürüyemiyorum.

足にけがをしたので、私は歩けなかった。

Üşüdüm, bu yüzden paltomu giydim.

- 寒くなったので、私はオーバーを着た。
- 体が冷えたので、私はコートを着た。

Üşüdüm, bu yüzden ısıtıcıyı açtım.

寒くなったので、ヒーターをつけた。

O hastaydı, bu yüzden gelemedi.

彼女は病気だったので、来られなくなった。

Yorgundum bu yüzden yatmaya gittim.

疲れていたので寝た。

Sıkıldım bu yüzden kasabayı dolaştım.

暇だったので街をぶらぶらした。

Zayıflamak zorundayım, bu yüzden diyetteyim.

- やせなくてはならないのでダイエットをしています。
- 体重を減らさなくてはいけないのでダイエット中です。

Bu yüzden mi geç kaldın?

それで遅くなったの?

Bu yüzden mi buraya geldin?

それでここに来たの?

Bu yüzden mi geri döndün?

だから戻ってきたの?

Bu yüzden zorbalıkla hareket ediyorsun.

高飛車に出たね。

Okula bu yüzden geç kalmıştım.

- こうゆうわけで私は学校に遅れた。
- というわけで、学校に遅刻した。

- Uyuyakaldım, bu yüzden okula geç kaldım.
- Uyuyakalmışım, bu yüzden okula geç kaldım.

寝坊したから、学校に遅刻した。

- Zemin kaygan, bu yüzden dikkatli olun.
- Zemin kaygan, bu yüzden dikkatli ol.

- 床滑るから気をつけてね。
- 床滑りやすいから気をつけてね。

- Özür diledim, bu yüzden düş yakamdan.
- Özür diledim, bu yüzden beni rahat bırak.

謝ったんだから、さっきのはチャラにしてよ。

Bu yüzden hastalarımız duygularını saklamayı öğrenmişlerdi.

そこで 彼らは 感情を 箱の中に入れるようになります

Bu yüzden sessizce acı çekmeyi öğrenmişti.

苦しみを黙ってしのぐように なったことを思い出しました

İşte bu yüzden, öğretmen olarak öğrencilerimin

そのため 教師としての私の役割は

Bu yüzden, bugün bu odadan ayrıldığınızda,

皆さんが この後 お帰りになる時には

İşte bu yüzden "Mücadelenize güvenin" diyorum.

これが「自分の悪戦苦闘を信じなさい」 ということです

Bu yüzden gelmemi istediklerinde hayır diyemedim.

来て欲しいと言われた時 ノー と言えませんでした

Bu yüzden, insanlarla flört etmeye başladı

恋愛を再開しましたが

Üşümeye başladım. Bu yüzden zaman kaybetmeyelim.

冷えてきた 時間はムダにできない

O yüzden bunu öncelik yapmanız lazım.

とにかく睡眠を 優先するほかないですね

Bu yüzden sınıfta seks hakkında konuşmuyoruz.

クラスで 性の話はしません

Bu yüzden bu bir kısır döngü.

これは悪循環です

Bu yüzden küçük bir fabrika kurdu

それでルーは 町工場を立ち上げて

Bu yüzden bu tam bir başkaldırıydı.

だから私たちの建築も 反逆でした 純粋な反逆行為

O yüzden tehlikenin geldiğini görmeleri zordur.

‎危険が迫っても見えない

Bu yüzden bu konuda aciz hissediyorum.

無力に感じてしまう

Bu yüzden onları bulmak epey zor.

そうなると見つけるのは 非常に厄介ですが

Bu yüzden bir şeyler yazmaya başladım.

なので 私は色々と書き始めました

Saatim durmuştu, bu yüzden saati bilmiyordum.

時計が止まって、時間がわからなくなった。

Yağmur henüz durdu, bu yüzden gidelim.

雨がちょうど止んだ、出発しよう。

Kapı kilitliydi, bu yüzden içeriye giremedim.

ドアが閉まっていたので、入ることが出来なかった。

Yeterince yedim, bu yüzden midem dolu.

たくさん食べたので腹が膨れた。

Yorgundum, bu yüzden doğruca yatmaya gittim.

疲れていたので、すぐに床についた。

O fakirdi, bu yüzden üniversiteye gidemedim.

彼は貧しかったので、大学へ行けなかった。

O hastaydı, bu yüzden dışarı gitmedi.

彼は病気だった、それで外出しなかった。

Havuç sevmez bu yüzden onu yemedi.

彼はニンジンが好きではないので、食べなかった。

Yol buzlu, bu yüzden dikkatli ol.

道が凍っているから気を付けなさい。

Geç olmuştu, bu yüzden eve gittim.

遅くなったので私は家に帰った。

Çok meşgulüm, bu yüzden bana güvenme.

私は忙しいから当てにしないでよ。

Final sınavları yaklaşıyor, bu yüzden meşgulüm.

期末試験が近づいているので忙しい。

Bu yüzden çok yakında geri geldim.

そういうわけで私はこんなに早く帰って来たのです。

Şimdi meşgul, bu yüzden seninle konuşamaz.

彼女は今忙しいので、あなたとお話できません。

O yorgundu, bu yüzden yatmaya gitti.

疲れていたので就寝した。

Geç oldu, bu yüzden TV'yi kapat.

もう遅いからテレビを消しなさい。

Çok soğuktu, bu yüzden evde kaldılar.

とても寒かったので、彼らは家にいた。

Ben bu yüzden oldukça şok oldum.

- 私はこのことで相当ショックだった。
- これは、かなりショックだったよ。
- これは、かなり衝撃だったよ。

Hava sıcaktı, bu yüzden fanı açtım.

暑かったので扇風機をつけた。

Burada değilsin, bu yüzden gerçekten üzgünüm.

君がいなくて寂しいよ。

Güneş battı, bu yüzden çalışmayı bıraktılar.

日が沈んだので、彼らは仕事をやめた。

Bugün sıcak bu yüzden okyanusta yüzebiliriz.

今日は暑いから僕たちは海で泳げるよ。

Çok yorgundum, bu yüzden hemen uyuyakaldım.

とても疲れていたので私はすぐに眠り込んだ。

O, dürüst, bu yüzden yalan söyleyemez.

彼は正直者なので嘘はつけない。

O meşguldür, bu yüzden seninle görüşemez.

彼は忙しいので、君に会えない。

Yağmur yağıyordu, bu yüzden evde kaldım.

雨だったので、私は家にいた。

Çok yorgunduk, bu yüzden evde kaldık.

私たちはとても疲れていた、それで私たちは家にいた。

Gözlüğümü kırmıştım, bu yüzden tahtayı göremedim.

私は眼鏡を壊してしまった。それで黒板が見えなかった。

Hava soğuktu, bu yüzden ateş yaktık.

寒かったので、私たちは火を焚きました。