Translation of "Müziği" in Japanese

0.010 sec.

Examples of using "Müziği" in a sentence and their japanese translations:

Müziği seviyorum, bilhassa klasik müziği.

私は音楽、特にクラシック音楽が好きだ。

Müziği seviyorum.

私は音楽を楽しんでいる。

Müziği sevmiyorsun.

あなたは音楽が好きではありません。

Müziği severim.

私は音楽が好きです。

Müziği severim, özellikle de klasik müziği.

私は音楽、ことにクラシックが好きだ。

Müziği çok severim.

- 彼女は音楽がとても好きです。
- 彼女は音楽が大好きだ。

Onlar müziği durdurdular.

彼らは、音楽を止めた。

O müziği sever.

彼は音楽がたいへん好きである。

Rock müziği seviyorum.

私はロックが好きです。

Annem müziği sever.

- 私の母は音楽が大好きです。
- 私の母は、音楽がとても好きです。

Tom müziği sever.

トムは音楽が好きだ。

Müziği sever misin?

- 君は音楽が好きですか。
- 音楽は好きですか。
- あなたは音楽が好きですか。

Onlar müziği severler.

- 彼らは音楽を愛しています。
- あいつら音楽が大好きなんだ。

- Tom barok müziği sever.
- Tom Barok müziği sever.

トムはバロック音楽が好きだ。

Diğerleri popüler müziği severken bazı insanlar klasik müziği sever.

クラシック音楽が好きな者もいれば、ポップスが好きな者もいる。

Nancy'nin müziği sevdiğini biliyorum.

ナンシーが音楽が好きな事を知っています。

Müziği evde popüler değildi.

彼の音楽は本国では人気がなかった。

Ben caz müziği severim.

私はジャズが好きです。

Onun müziği çok gürültülü.

彼の音楽はやかましすぎるよ。

Ben müziği çok severim.

私は音楽が好きだ。

Ben disko müziği severim.

私はディスコ音楽が好きです。

İngilizce ve müziği severim.

私は英語と音楽が好きです。

Müziği, özellikle Rock'ı seviyorum.

- 私は音楽特にロックが大好きだ。
- 俺、音楽が大好きなんだよ、特にロックな。

İyi müziği takdir ederim.

私はよい音楽を正当に評価する。

Ben klasik müziği sevmiyorum.

私はクラシックが好きではない。

Ben klasik müziği severim.

- クラシック音楽が好きです。
- クラシック音楽が好きなんです。

Ken müziği çok sever.

ケンは音楽がとても好きです。

O, müziği çok sever.

彼は音楽がとても好きです。

Klasik müziği sever misin?

あなたはクラシック音楽がすきですか。

Tom klasik müziği sever.

トムはクラシック音楽が好きだ。

IPadlerden birinde Rocky müziği açtık,

iPadで『ロッキー』の音楽をかけ

Kafanızda müziği yeniden oluşturmaya çalışın.

音楽を頭の中で再生してみなさい。

"O, müziği sevmez." " Ben de"

「彼女は音楽が好きではない」「私も好きではない」

O, müziği deli gibi seviyor.

- 彼は音楽に夢中です。
- 彼は音楽狂だ。

Müziği spordan daha çok severim.

私はスポーツより音楽の方が好きだ。

O, müziği gerçekten çok sever.

彼は音楽がたいへん好きである。

Onun müziği tüm ülkeye yayılıyor.

彼の音楽が全国で大流行している。

Japon müziği ile ilgileniyor musun?

- 日本の音楽には興味がありますか。
- 日本の音楽に興味をお持ちですか?
- 日本の音楽に興味がおありですか?

O, bu tür müziği seviyor.

彼はこの手の曲が好きです。

Reggae müziği hakkında ne düşünüyorsun?

レゲエってどう思う?

Ben klasik müziği çok severim.

私はクラシック音楽がとても好きなんです。

O, sakin müziği tercih ediyor.

彼女は静かな曲が好きだ。

Bu müziği dinle ve rahatla.

この音楽を聞いてくつろぎなさい。

Klasik müziği seversiniz, değil mi?

- クラシック音楽がお好きなんですね。
- クラシックが好きなんでしょ?

Konuşmayı bırakın ve müziği dinleyin.

さあさあ、話すのはやめて音楽を聴きなさい。

Mozart'ın müziği her zaman hoşuma gidiyor.

モーツァルトの音楽はいつも私にとって、喜びを与えてくれるものだ。

O müziği bir yerde duyduğumu hatırlıyorum.

その曲をどこかで聞いた覚えがある。

Sporun yanı sıra müziği de severim.

スポーツだけでなく、音楽も好きだ。

O bir dans müziği plağı aldı.

彼女はダンス音楽のレコードを一枚買いました。

Onun müziği genç insanlara hitap ediyor.

彼の音楽は若者に受ける。

Sadece müziği değil sporu da sever.

彼は音楽だけでなくスポーツも好きです。

Bence gençlerin çoğu rock müziği seviyor.

ほとんどの若者はロックが好きだと思う。

Çağdaş müziği fazla beğenmediğimi kabul etmeliyim.

私は現代の音楽はあまり好きではない事を認めます。

- Müziği sever misin?
- Müzik sever misin?

- 君は音楽が好きですか。
- 音楽は好きですか。
- 音楽は好き?
- 音楽が好きなの?
- あなたは音楽が好きですか。
- 音楽はお好きですか?

Müziği senin sevdiğin kadar çok sevmiyorum.

私はあなたほど音楽は好きでない。

Ben onun caz müziği sevdiğini biliyorum.

私は彼がジャズが好きなことを知っている。

Radyo ve plaklar müziği arabalarımıza, evlerimize getirdi.

ラジオやレコードが 音楽を車内や家庭にもたらしました

Başlangıçta rock müziği sevmedim ama şimdi seviyorum.

初めはロックが好きではありませんでしたが、今は好きです。

O, sessiz müziği tercih ediyor - örneğin barok.

彼女は静かな音楽を好むー例えばバロック音楽を。

Müziği başka bir şeyden daha çok seviyor.

彼女は他の何よりも音楽が好きです。

Biz müziği duyabilmek için konuşmaya son verdik.

私たちは音楽を聴くために話すのをやめた。

İyi müziği takdir etmek hiç de zor değildir.

よい音楽を鑑賞することはそれほど難しいことではない。

Hiçbir müzisyen o müziği cenaze töreninde çalmayı düşünmezdi.

どんな音楽家も葬式にその音楽を演奏しようと思わなかったであろうに。

Sen hiç gitarla çalınan o müziği duydun mu?

その曲がギターで演奏されるのを聞いたことがありますか。

Ben vokal müziği enstrümantal müzikten daha çok severim.

僕は楽器よりも声楽のほうが好きだ。

O ve ben tesadüfen aynı tür müziği seviyoruz.

彼女と私はたまたま同じ種類の音楽が好きだった。

"O, müziği sevmez." "Ve o beni de sevmez."

「彼女は音楽が好きではない」「私も好きではない」

Bu sene Latin müziği müzik endüstrisini kasıp kavuruyormuş.

今年はラテン音楽が流行ってきているらしい。

Onun müziği yurt dışında büyük bir popülerliğe ulaşmıştır.

彼の音楽は海外で大変な人気を獲得した。

- Ann müziği çok seviyor.
- Ann müzikten çok hoşlanır.

アンは音楽が大好きだ。

Hangisini daha çok seversin, İngilizceyi mi yoksa müziği mi?

- 英語と音楽どちらが君は好きですか。
- あなたは英語と音楽とではどちらが好きですか。

Önceleri rock müziği sevmezdim, fakat gittikçe daha çok beğendim.

はじめはロック音楽は好きではなかったが、じきに好きになってしまった。

- Müziği sever misin?
- Müzik seviyor musunuz?
- Müzik sever misin?

君は音楽が好きですか。

Canlı müziği sevebileceğim yerel bir jazz kulübüne gitmek istiyorum.

私は場末のジャズクラブに行って、ライブミュージックを楽しみます。

- Müziği sever misin?
- Müziğe düşkün müsünüz?
- Müzik sever misin?

- 君は音楽が好きですか。
- 音楽は好き?
- 音楽が好きなの?
- あなたは音楽が好きですか。
- 音楽はお好きですか?

Sadece klasik müziği değil aynı zamanda jazzı da severim.

私はクラシック音楽だけでなくジャズも好きである。

- Betty klasik müziği sever.
- Betty klasik müzik sever.
- Betty klasik müzikten hoşlanır.

- ベティはクラシックが好きだ。
- ベティはクラシック音楽が好きです。

- Müziği sevmesen bile, bu konserde eğleneceksin.
- Müzikten hoşlanmasan bile, onun konserini seveceksin.

たとえ君が音楽が好きでなくても、彼のコンサートを楽しめますよ。

Eğitimli insanlarla çoğu zaman olduğu gibi , o klasik müziği cazdan daha çok seviyor.

教養のある人によくあることだが、彼はジャズより古典音楽が好きだ。

Genellikle eğitimli insanlarda olduğu gibi o klasik müziği popüler müzikten daha çok seviyor.

- 教養のある人によくあることだが、彼はポップスより古典音楽が好きだ。
- 学歴のある人によく見られることだが、彼はポップスよりクラシックの方が好きだ。

- O, hem müzik hem de sporları sever.
- O, hem müziği hem de sporu sever.

彼は音楽もスポーツも好きです。