Translation of "Televizyon" in Japanese

0.013 sec.

Examples of using "Televizyon" in a sentence and their japanese translations:

- Televizyon seyrediyor.
- O, televizyon seyrediyor.

- 彼はテレビを見ています。
- 彼はテレビで見ている。

Televizyon izliyorum.

- 私はテレビを見る。
- テレビは見るよ。

Televizyon çalışmıyor.

テレビが故障しています。

Televizyon açıktı.

- テレビがつけられた。
- テレビはついていた。

Televizyon bozuk.

テレビは壊れています。

Televizyon izleyebilirsiniz.

- テレビを見ていいよ。
- テレビ見ていいよ。

- Televizyon her zaman açıktı.
- Televizyon hep açıktı.

テレビがその間ずっとついていた。

Televizyon izlemek istemiyorum.

- テレビを見たくないです。
- テレビは見たくない。

Sürekli televizyon izliyorsun.

君はいつもテレビばかり見ているね。

Televizyon tamir edilmeli.

テレビを修理してもらわないといけないな。

Televizyon izlemekten bıktı.

彼はテレビを見るのに飽きている。

Televizyon izlemek istiyorum.

私はテレビを見たいです。

Televizyon izlemeyi severim.

- 私はテレビを見るのが好きだ。
- 私はテレビが好きだ。

Çünkü televizyon izliyorlar.

テレビを見ているからです。

Ben televizyon izlemem.

私はテレビを見ません。

Odamda televizyon yok.

私の部屋にはテレビがない。

Akşam televizyon izlerim.

私は夕方にテレビを見る。

Ben televizyon seyretmiyorum.

私はテレビを見ません。

Televizyon izlemekten bıktım.

私はテレビを見て疲れた。

Gerçekten televizyon izlemiyorum.

テレビはほとんど見ません。

Televizyon izliyor musun?

テレビ見てるの?

- O TV seyrediyor.
- Televizyon seyrediyor.
- O, televizyon seyrediyor.

- 彼はテレビを見ています。
- 彼はテレビで見ている。

- O zamanda televizyon seyrediyordum.
- O zaman televizyon izliyordum.

私はその時、テレビを見ていました。

- Tom dün televizyon izledi.
- Tom dün televizyon seyretti.

トムは昨日テレビを見た。

Her zaman televizyon izliyorsun.

- 君って、いつもテレビを見てるね。
- いっつもテレビ見てるね。

İki televizyon setimiz var.

家にはテレビが2台ある。

Televizyon için yer açmalısın.

テレビをおくための場所がなければいけないよ。

Televizyon yaratıcı gücümüzü köreltebilir.

テレビは創造力を鈍らせる力がある。

Lütfen televizyon görüntüsünü ayarla.

テレビの画面を調節してください。

Odada bir televizyon var.

その部屋にはテレビがある。

Televizyon doğru düzgün çalışmıyor.

- そのテレビは調子が悪い。
- テレビの調子が悪いんだよ。

Eh, ben televizyon izliyorum.

そうですね、テレビを見たりしますね。

O şimdi televizyon izliyor.

彼は今テレビを見ている。

Odamda bir televizyon var.

私の部屋にはテレビがある。

Dün televizyon izledin mi?

あなたは昨日テレビを見ましたか。

Bütün gün televizyon izliyordu.

彼は一日中テレビを見ていた。

Eve geldiğimde televizyon izliyordu.

私が帰宅したとき、彼女はテレビを見ていました。

O, hiç televizyon izlemez.

彼は全然テレビを見ない。

Ödevimi bitirince televizyon izledim.

私は宿題をすませてからテレビを見た。

Çok fazla televizyon izlememelisin.

テレビを見てそんなに長時間過ごしてはいけない。

Yumi geldiğinde televizyon izliyordum.

由美が来たとき私はテレビを見ていた。

Her gün televizyon izlerim.

テレビは毎日見ますよ。

Ara sıra televizyon izlerim.

私は時々テレビを見る。

Televizyon aile hayatını mahvediyor.

テレビは家庭生活をダメにしている。

Dün gece televizyon izliyordu.

彼は昨日の夜はテレビを見ていました。

Telefon çaldığında televizyon seyrediyordum.

電話が鳴ったとき、私はテレビを見ていました。

Yeni bir televizyon aldım.

私は新しいテレビを購入した。

- Biz öğle yemeğinden sonra televizyon izledik.
- Öğle yemeğinden sonra televizyon izledik.

私たちは昼食後テレビを見た。

Bir ulusal televizyon programının sunucusuydum.

全国放送のテレビ番組の 司会者でした

Tom her zaman televizyon izliyor.

トムはいつもテレビを見てばかりいる。

Televizyon izlemek pasif bir faaliyettir.

テレビを見ることは受動的活動である。

Telefon çaldığında, ben televizyon izliyordum.

テレビを見ていると電話が鳴った。

Televizyon bilgimizi genişletmemize yardımcı olur.

テレビのおかげで我々は知識を広めることができる。

Akşam yemeğinden sonra televizyon izler.

彼は夕食後テレビを見ます。

O her gün televizyon izler.

彼は毎日テレビを見ます。

Çocukken her zaman televizyon izliyordu.

彼は子供の頃、いつもテレビばかり見ていた。

O, o zaman televizyon izlemiyordu.

彼はその時テレビを見ていなかった。

Geçen gece televizyon açıkken uyumuşum.

私は昨夜テレビをつけっぱなしにして寝てしまった。

Tom çok fazla televizyon izliyor.

トムはテレビを見すぎます。

Bulaşıkları yıkadıktan sonra televizyon izledim.

私はお皿を洗ってからテレビを見た。

Televizyon izlemek için zamanım yok.

- 私はテレビを見る時間がありません。
- テレビを見る時間が無いんだよ。

Televizyon izlerken bir sandalyede oturuyordu.

彼女は椅子に座ってテレビを見ていた。

Annem gece nadiren televizyon izler.

私の母は夜めったにテレビを見ない。

Televizyon izledikten sonra, ders çalışırım.

私はテレビを見てから勉強してます。

Ders çalışmadan önce televizyon izlerim.

私は勉強する前にテレビを見ます。

Televizyon izleyerek iki saat geçirdi.

彼女はテレビを見て2時間ほど時間をつぶした。

Bu akşam televizyon izleyebilir miyim?

今夜テレビを見てもいいですか。

Neredeyse her ailede televizyon var.

実質的に全ての家庭にはテレビがある。

Haftada iki kez televizyon izlerim.

私はテレビを週に二回見ます。

Akşam yemeğinden sonra televizyon izlerim.

私は夕食後テレビを見ます。

- Televizyon olmadan yaşayamam.
- Televizyonsuz yaşayamam.

テレビがなかったら生きていけないよ。

Televizyon seyrederken bu koltukta oturur.

彼はテレビを見るときは、この椅子に座ります。

O nihayet televizyon izlemeye başlayabildi.

彼女はテレビを見る気になった。

Ders çalışmadan önce televizyon izler.

彼は勉強する前にテレビを見ます。

Bir sandalyede oturup televizyon izliyordu.

彼女は椅子に座ってテレビを見ていた。

Tom her zaman televizyon seyrediyor.

トムはいつもテレビを見てばかりいる。

Ödevini yaptıktan sonra televizyon izledi.

宿題を済ませてから、彼はテレビを見た。

Bu odada bir televizyon var.

この部屋にはテレビがある。

Bu televizyon şovu şimdi tutuluyor.

このテレビ番組がいま人気を集めています。

Bu televizyon hepsinin en iyisidir.

このテレビがすべてのうちで一番よい。

Dün gece televizyon izledin mi?

昨夜あなたはテレビを見ましたか。

Bütün gün boyunca televizyon izlerim.

私は1日中テレビを見ます。

Biz her akşam televizyon seyrederiz.

私達は毎晩テレビを見る。

Tom televizyon izlerken uykuya daldı.

トムはテレビを見てるうちに眠ってしまった。

Televizyon seti olmadan yapmak zorundaydık.

私たちはテレビなしですまさなければならなかった。

- Hobilerim balık tutma ve televizyon izlemedir.
- Hobilerim balık tutmak ve televizyon izlemektir.

- 私の趣味は、魚釣りとテレビを見る事です。
- 趣味は、釣りとテレビを見ることだ。

Dokuzdan sonra televizyon izlememeyi kural edindim.

九時以降はテレビを見ないことにしている。

Televizyon izlerken, ben kolayca uykuya dalarım.

テレビを見ているとすぐ眠くなる。

Televizyon dizisi gittikçe daha ilginç oluyor.

その番組はだんだんおもしろくなってきた。

Çocuk karnının üzerinde yatarak televizyon izliyordu.

その男の子はテレビを見ながら腹這いに寝そべっていた。

O zamana kadar biz televizyon izliyorduk.

その時まで、私はテレビを見ていました。

Özel haber nedeniyle televizyon programı kesildi.

そのテレビ番組は特別ニュースのために中断された。