Translation of "Osaka'da" in Japanese

0.009 sec.

Examples of using "Osaka'da" in a sentence and their japanese translations:

Osaka'da kalıyorum.

私は大阪在住です。

Osaka'da doğdum.

- 私は大阪の生まれです。
- 私は大阪生まれです。

Osaka'da yaşıyorum.

大阪に住んでいます。

Osaka'da kar yağdı.

大阪で雪が降った。

O Osaka'da doğdu.

彼は大阪で生まれた。

O, Osaka'da yaşıyor.

大阪に住んでいます。

- 1977 yılında Osaka'da doğdum.
- 1977'de Osaka'da doğdum.

私は1977年に大阪で生まれた。

- Annemin tarafından büyükannem, Osaka'da yaşıyor.
- Anneannem Osaka'da yaşıyor.

母方の祖母は大阪に住んでいる。

Osaka'da şiddetli yağmur yağıyordu.

大阪で、激しい雨が降っていた。

Osaka'da doğdu ve yetişti.

彼女は大阪で生まれ大阪で育てられた。

1977'de Osaka'da doğdum.

私は1977年に大阪で生まれた。

Altı yıldır Osaka'da yaşıyoruz.

私達は6年間大阪に住んでいた。

Bir zamanlar Osaka'da yaşadım.

かつて大阪に住んでいた。

- Osaka'da yaşayan bir teyzem var.
- Osaka'da yaşayan bir halam var.

私にはに大阪に住んでいる叔母がいます。

Altı yaşına kadar Osaka'da yaşadım.

私は6歳まで大阪に住んでいた。

Firmanın Osaka'da merkez ofisi var.

その社は大阪に本社がある。

Osaka'da doğdum ama Tokyo'da büyüdüm.

私は大坂生まれですが、東京で育ちました。

Annemin tarafından büyükannem, Osaka'da yaşıyor.

母方の祖母は大阪に住んでいる。

Osaka'da doğdum ama Tokyo'da yetiştirildim.

私は大坂生まれですが、東京で育ちました。

Osaka'da doğdum ama Tokyo'da büyütüldüm.

私は大阪生まれですが、東京で育ちました。

Tokyo'ya giderken Osaka'da mola verdim.

私は東京へ行く途中大阪へ立ち寄った。

5 Mart 1977'de Osaka'da doğdum.

私は1977年3月5日に大阪で生まれた。

Tokyo'ya gelmeden önce Osaka'da on yıl yaşadık.

東京に来る前に私たちは大阪に10年間住んでいた。

Tokyo'ya gelmeden önce on yıldır Osaka'da yaşıyorduk.

東京に来る前に私たちは大阪に10年間住んでいた。

O, iş için Osaka'da olduğundan dolayı ofis dışında.

彼は商用で大阪に出かけて留守だ。

Osaka'da yaşayan amcam/dayım dün bizi ziyaret etti.

私の叔父は大阪に住んでいるが、昨日訪ねてきた。

Tokyo'ya gelmeden önce on yıl boyunca Osaka'da yaşadık.

東京に来る前に私たちは大阪に10年間住んでいた。

Ben Tokyo'ya taşındığımda on sekiz yıl Osaka'da yaşamıştım.

私は、東京へ移り住むまで、18年間ずっと大阪に住んでいた。

İki erkek kardeşi var; biri Osaka'da diğeri Kobe'de yaşıyor.

彼には兄弟が二人いて、一人は大阪で、もう一人は神戸で暮らしている。

O, Osaka'da bir iş gezisinde olduğu için burada değil.

彼は商用で大阪に出かけて留守だ。

Başka bir deyişle, ilgili kişilerin dışında, Osaka'da sadece bir kişi bu olay hakkında biliyordu.

いいかえれば、当事者はべつとして、その出来事を知っているものは、大阪中にただ一人しかいない-ということになる。