Translation of "Yağıyordu" in Spanish

0.005 sec.

Examples of using "Yağıyordu" in a sentence and their spanish translations:

Kar yağıyordu.

Estaba nevando.

Yağmur yağıyordu.

Estaba lloviendo.

Uyandığımda, kar yağıyordu.

Cuando me desperté, estaba nevando.

Sessizce yağmur yağıyordu.

- Llovía quedito.
- Llovía dulcemente.

Uyandığımda kar yağıyordu.

Estaba nevando cuando me desperté.

Biraz kar yağıyordu.

Estaba nevando un poco.

Dün yağmur yağıyordu.

Estaba lloviendo ayer.

İnce yağmur yağıyordu.

Caía lluvia fina.

Hâlâ yağmur yağıyordu.

Todavía estaba lloviendo.

Geldiklerinde yağmur yağıyordu.

Estaba lloviendo cuando llegaron.

Osaka'da şiddetli yağmur yağıyordu.

- Llovía muy fuerte en Osaka.
- LLovía intensamente en Osaka.

- Kar yağışıydı.
- Kar yağıyordu.

- Estaba nevando.
- Nevó.
- Nevaba.

Hafif bir yağmur yağıyordu.

Lloviznaba.

Dün gece yağmur yağıyordu.

Estaba lloviendo anoche.

Otobüse bindiğimde yağmur yağıyordu.

- Estaba lloviendo cuando tomé el autobús.
- Cuando cogí el autobús estaba lloviendo.

Ben vardığımda, yağmur yağıyordu.

Estaba lloviendo cuando llegué.

Bütün gece kar yağıyordu.

- Ha nevado toda la noche.
- Ha estado nevando toda la noche.
- Estuvo nevando toda la noche.

O gün yağmur yağıyordu.

Estaba lloviendo aquel día.

O gün kar yağıyordu.

Estaba nevando aquel día.

Şikago çevresinde yağmur yağıyordu.

- Llovía en los alrededores de Chicago.
- Estaba lloviendo en los alrededores de Chicago.

Perdeyi açtığımda kar yağıyordu.

Cuando abrí las cortinas, estaba nevando.

Ben istasyona ulaştığımda, kar yağıyordu.

Estaba nevando cuando llegué a la estación.

Evde kaldılar, çünkü yağmur yağıyordu.

Se quedaron en casa porque estaba lloviendo.

Bu sabah kalktığımda, yağmur yağıyordu.

Esta mañana cuando me levanté estaba lloviendo.

Sabah saatlerinde şiddetli yağmur yağıyordu.

Ha llovido fuerte durante toda la mañana.

Gece boyunca ara sıra yağmur yağıyordu.

Estuvo lloviendo a ratos durante toda la noche.

Bu sabah otobüse bindiğimde yağmur yağıyordu.

- Esta mañana llovía cuando tomé el autobús.
- Esta mañana estaba lloviendo cuando tomé el autobús.

Yağmur yağıyordu, bu yüzden evde kaldım.

Estaba lloviendo, así que me quedé en casa.

Ara vermeden bütün gün boyunca yağmur yağıyordu.

Estuvo lloviendo todo el día sin parar.

Fırtınalı bir gündü ve kar hızlı yağıyordu.

Fue un día de tormenta y la nieve estuvo cayendo deprisa.

Kar yağıyordu ama dışarısı çok soğuk değildi.

Estaba nevando, pero no hacía mucho frío afuera.

Düne kadar bir hafta boyunca yağmur yağıyordu.

Ayer llevaba una semana lloviendo.

Bu sabah kalktığımda ağır biçimde yağmur yağıyordu.

Llovía mucho cuando me levanté esta mañana.

Biz ayrıldığımızda yağmur yağıyordu, fakat vardığımızda hava güneşliydi.

Estaba lloviendo cuando nos fuimos, pero para cuando llegamos estaba soleado.

O kadar şiddetli yağmur yağıyordu ki gidişimizi ertelemek zorunda kaldık.

Llovía tanto que tuvimos que aplazar la salida.

- Bir taksi çağırdım çünkü yağmur yağıyordu.
- Yağmur yağdığı için taksiye bindim.

Cogí un taxi porque llovía.

Uyandığımda yağmur yağıyordu ama öğleden sonra gökyüzü açılmıştı ve güneş parlıyordu.

Cuando desperté estaba lloviendo, pero para la tarde el cielo ya se había despejado y el sol brillaba.

- Onlar dün tenis oynamadılar, çünkü yağmur yağdı.
- Onlar dün tenis oynamadılar çünkü yağmur yağıyordu.

Ayer no jugaron al tenis porque estaba lloviendo.