Translation of "Bıçak" in Portuguese

0.017 sec.

Examples of using "Bıçak" in a sentence and their portuguese translations:

- Bıçak eksik.
- Bıçak kayıp.
- Bir bıçak kayıp.

- Está faltando uma faca.
- Falta uma faca.

Bıçak kör.

A faca está desamolada.

Bıçak kirli.

A faca está suja.

Bıçak eksik.

Está faltando uma faca.

Hiç bıçak yoktu.

- Não havia facas.
- Não tinha facas.

Bir bıçak istiyorum.

- Eu quero uma faca.
- Quero uma faca.

Bıçak bahçıvan aittir.

A faca pertence ao jardineiro.

Bu bıçak kör.

Esta faca está cega.

Bıçak keskin değil.

- A faca não está afiada.
- A faca não é afiada.
- A faca está cega.

Bu bir bıçak.

Isto é uma faca.

Kayıp bir bıçak var.

- Está faltando uma faca.
- Falta uma faca.

O bıçak senin değil.

Aquela faca não é sua.

Bu bıçak iyi keser.

Esta faca corta bem.

Bu bıçak çok keskin.

Esta faca está bem afiada.

Burada bir bıçak var.

Há uma faca aqui.

Sami bir bıçak kullanıyordu.

Sami estava empunhando uma faca.

O bir bıçak olarak kullanılabilir.

Pode ser usado como uma faca.

Tom'un elinde bir bıçak vardı.

O Tom estava com uma faca na mão.

Dikkatli ol! Bıçak çok keskin.

Cuidado! A faca é muito afiada.

Bu bıçak çok keskin değil.

Esta faca não está muito afiada.

Bu, dedemin bana verdiği bıçak.

Esta é a faca que o meu avô me deu.

- O bir bıçak değildir, BU bir bıçaktır.
- Bıçak ona denmez, buna denir.

- Isso não é uma faca. ISSO é uma faca.
- Aquilo não é uma faca. ISTO é uma faca.

Ben bir bıçak ile parmağımı kestim.

Eu cortei meu dedo com uma faca.

Bana bir bıçak satın almanı istiyorum.

Quero que me tragas uma faca.

İpi kesmek için bir bıçak istiyorum.

Quero uma faca para cortar a corda.

Bıçak ve çatal alabilir miyim lütfen?

Poderia me arranjar uma faca e um garfo, por favor?

Pastayı kesmek için bir bıçak kullandım.

Usei uma faca para cortar o bolo.

Bu bıçak benim için çok yararlıydı.

Essa faca foi muito útil para mim.

Bu bıçak et kesmek için kullanılır.

Esta faca é usada para cortar carne.

Tom'un büyük bir bıçak koleksiyonu var.

Tom possui uma coleção enorme de facas.

Peyniri bir bıçak ile kesmek kolaydır.

É mais fácil cortar queijo com uma faca.

O bir bıçak değildir, BU bir bıçaktır.

- Aquilo não é uma faca. ISTO é uma faca.
- Isso não é uma faca. ISTO é uma faca.

Onlar, bir bıçak ve çatalla yemek yerler.

Eles comem com garfo e faca.

Tom'a bir bıçak vermekten pişman olacağımızı biliyordum.

Eu sabia que nos arrependeríamos de dar uma faca a Tom.

Lütfen bana temiz bir bıçak getirir misin?

Você pode me trazer uma faca limpa, por favor?

Tom mutfakta bir çekmeceden bir bıçak çıkardı.

Tom tirou uma faca de dentro de uma gaveta na cozinha.

Onun elinde bir bıçak ve peynir var.

Ele tem a faca e o queijo na mão.

Bıçak Mack mahkemede kendini şöyle savunur, "Sayın Yargıç,

O argumento do Mack the Knife em tribunal foi dizer: "Senhor juiz,

- Bana bir bıçak lazım.
- Bir bıçağa ihtiyacım var.

Preciso de uma faca.

Lütfen bize iki bıçak ve dört çatal verin.

Dá-nos duas facas e dois garfos, por favor.

Biz genellikle bir bıçak, çatal ve kaşıkla yemek yiyoruz.

Normalmente comemos com faca, garfo e colher.

O bir bıçak ya da benzer bir şey taşıdı.

Carregava uma faca ou algo similar.

Bıçak ve çatal kullanımı ile ilgili olarak bir kural vardır.

Há uma regra que diz respeito ao uso de facas e garfos.

Ama sorun şu ki bu keskin kayalar halatı bir bıçak gibi kesebilir.

O problema é que estas rochas afiadas podem cortar a corda.

Masanın üzerinde zaten tabak, bıçak, çatal, kaşık ve bir tuzluk var; Tencereyi getirin.

Na mesa já estão os pratos, facas, garfos, colheres e saleiro; traze a sopeira com a sopa.

- Bütün gece Tom'un ağzını bıçak açmadı.
- Tom bütün gece tek bir kelime etmedi.

Tom não disse uma palavra durante toda a noite.

- Alıştırma mükemmel yapar.
- Uygulama usta yapar.
- Bıçak ne kadar çok dövülürse o kadar keskin olur.

A prática faz o mestre.