Translation of "Koydum" in Japanese

0.004 sec.

Examples of using "Koydum" in a sentence and their japanese translations:

Planı uygulamaya koydum.

私はその計画を実行に移した。

Onu nereye koydum?

どこに置いたっけ?

Ellerimi ceplerime koydum.

私はポケットに手を突っ込んだ。

Bavulumu bagaja koydum.

私はスーツケースを車のトランクに入れた。

Parayı kasaya koydum.

金庫に金を入れる。

Sandviçime reçel koydum.

私はタルティーヌはジャムを塗って食べる。

Zaman damgasını buraya koydum,

写真にタイムスタンプをつけました

Ben onu çekmeceye koydum.

それは引き出しに入れておきました。

Ben bir haber koydum.

張り紙を出した。

Kitabı rafına geri koydum.

私は本を元の棚へ返した。

Araba anahtarlarını nereye koydum?

車のキー、どこに置いたっけ?

Köpeğimin adını Cookie koydum.

犬にクッキーっていう名前を付けたんだ。

Paramı bir cüzdana koydum.

財布にお金をいれた。

Ha? Anahtarları nereye koydum?

あれ、鍵どこに置いたっけ?

Ceketimi masanın üzerine koydum.

上着を机の上に置いた。

Kahveme biraz süt koydum.

コーヒーにミルクを入れた。

Masamın altına bir kilim koydum.

机のしたにカーペットを敷いた。

Okuduğum kitabı bir kenara koydum.

私は読んでいた本をわきに置いた。

Benim kahveme biraz krema koydum.

私はコーヒーにクリームを入れます。

Mavi kalemini yanlış yere koydum.

- あなたの青いペンがなくなってしまいました。
- お前の青いペン、どこかに置いてきちゃったよ。

Alışveriş çantasını pat diye masaya koydum.

買い物袋をどすんとテーブルの上に置いた。

Kahretsin, lanet olası ev anahtarlarını nereye koydum?

くそ、家の鍵はいったいどこにあるか?

Yeni yayınlar için gazeteye bir reklam koydum.

私は新聞に新刊書の広告を出した。

Ben İpek Yolu'nu ziyaret etmeyi aklıma koydum.

私はシルクロードを訪れたい気が大きいにある。

Adamın eşyalarını koltuğuna koydum ve tek kelime etmedi.

私が彼の荷物を1Cに置いたら 彼は一言も言いませんでした

Gazeteye evimin satılık olduğunu söyleyen bir reklam koydum.

- 私は新聞に売家の広告を出した。
- 新聞に家の売却の広告を出した。

Dün gece anahtarımı yanlış yere koydum gibi geliyor.

私は昨晩キーを置き忘れたらしい。

Doğum günüm için takvimde kırmızı bir işaret koydum.

私はカレンダーの誕生日に赤いマークをつけた。

Ben korkunç sesleri engellemek için parmaklarımı kulaklarıma koydum.

私は、両耳を指でふさいで、あの恐ろしい音が聞こえないようにしたの。

Derin ve saygılı huşuyla şamdanı önceki yerine koydum.

深い畏敬の念を抱きながら、私は燭台を前あった場所に戻した。

Şarabı plastik bir torbaya koydum ve buzlu suya batırdım.

私はビニール袋にワインを注ぎ、それからそれを氷水に付けた。

- Masaya bir miktar kurabiye koydum ve çocuklar onların hepsini silip süpürdüler.
- Masaya bir miktar kurabiye koydum ve çocuklar onları hemen yediler.

テーブルにクッキーを置いていたら、子供たちがあっという間に食べつくしてしまった。

Ben çakmağı burada bir yere koydum ve şimdi onu bulamıyorum.

ライターをどこかに置き忘れて見つからない。

Bir telefon görüşmesi yapmak için elimi cebime koydum ve bozuk para aradım.

電話をかけるため、ポケットに手を入れて硬貨を捜した。

Ben kutunun etrafına bir parça kağıt koydum ve bir kurdele ile bağladım.

私は箱を紙で包み、それをリボンで結んだ。

Kutu çok büyük ve garipti, bu yüzden bunları bir çantaya koydum ve onları getirdim.

箱のまま持ってくると嵩張るから、袋に入れ替えて持ってきたんだ。