Translation of "Adamı" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Adamı" in a sentence and their japanese translations:

Tom hayallerimin adamı.

トムは私の理想の男性だ。

Jim sözünün adamı.

ジムは約束を守る男だ。

Biz adamı dövdük.

私たちはその男を叩きのめした。

Köpek adamı ısırdı.

犬は男に噛みついた。

Adamı gördüğümü hatırlamıyorum.

私はその男に会った記憶がない。

Ah! Bu adamı tanıyorum!

あぁ、私はその男を知っています。

Bilim adamı olmaya kararlıyım.

科学者になる決心をしている。

Polis adamı suçüstü yakaladı.

そのおまわりさんは、その場で、その男を逮捕した。

Öfkeli adamı yatıştırmaya çalıştı.

彼は怒っている男をなだめようとした。

O, o adamı öldürdü.

彼はその男を殺した。

O adamı çalmakla suçladı.

- 彼はその男が盗んだといって責めた。
- 彼はその男が盗んだと言い掛かりをつけた。

O bir eylem adamı.

- 彼は行動力がある。
- 彼は行動家だ。
- 彼は行動力のある人です。
- 彼は実行力のある人です。

O bir servet adamı.

彼は資産家だ。

Polis adamı kolundan yakaladı.

警官はその男の腕をつかまえた。

Birlikte geldiğin adamı tanıyorum.

私は、あなたが一緒に来た人を知っています。

Adamı parayı çalarken yakaladım.

私はその男がお金を盗んでいるところを見つけた。

O genç adamı seviyorum.

私はその若者が好きだ。

Görünmez adamı görebilir misin?

透明人間が見えますか?

Orada oturan adamı tanıyorum.

- 私は向こうにすわっている人を知っている。
- あそこに座ってる男の人、知り合いなんだ。

Polis koşan adamı yakaladı.

警察はその走っている男を捕まえた。

Soldan beşinci adamı öp.

左から5人目の男にキスしなさい。

O, adamı tanıdığını kanıtladı.

彼女はその男を見たと証言した。

Resimdeki bu adamı tanıyor musun?

- 写真のこの男の人を知っていますか。
- あなたはこの写真の中の男を知っていますか。

Yaralı adamı çimin üzerine koyduk.

我々は傷ついた人を草の上に横たえた。

Yaşlı adamı memnun etmek zordur.

その老人は気難しい。

Büyük bir bilim adamı oldu.

彼は成長して偉大な科学者になった。

Bir adamı bir kadınla karşılaştırmamalısın.

男と女を比べてはいけない。

Adamı bir çocukla birlikte gördüm.

私はこどもを連れた人に会いました。

O büyük bir iş adamı.

彼はお金をたくさん持っている。

Bir bilim adamı dediğimiz odur.

彼はいわゆる学者である。

Polis, kızı öldüren adamı tutukladı.

警察は少女を殺害した男を逮捕した。

Köprüde duran adamı tanıyor musunuz?

橋の上に立っている人を知っていますか。

O, yaşlı adamı odasına götürdü.

彼女は老人を部屋に導いた。

Ben yaşlı bir adamı arıyorum.

私はある老人を探しています。

Sana bakan adamı tanıyor musun?

あなたを見つめている男性は知り合いですか。

Bu resimdeki adamı gördün mü?

この写真の男性を見たことはありませんか?

Almanya birçok bilim adamı yetiştirdi.

- ドイツは多くの学者を生んだ。
- ドイツは多くの科学者を生んだ。

Adamı tekrar görme isteğim yok.

私はその男には2度と会いたくない。

Tom çalışkan bir aile adamı.

トムは真面目な家族持ちだ。

Adamı bir düşman olarak gördüm.

私はその男を敵と見なした。

İngiliz bilim adamı Dr. Katherine Blakeney,

イギリス人学者の キャサリン・ブレイクニー博士によると

Oğlu büyük bir bilim adamı oldu.

彼の息子は偉大な科学者になった。

Bu battaniye ile yaralı adamı örtün.

怪我人をこの毛布で包みなさい。

Brown adında bir adamı tanıyor musun?

ひょっとしてブラウンという名前の男性をご存じありませんか。

Bir devlet adamı saygıya değer olmalıdır.

その政治家は尊敬に価する。

Çocuk büyük bir bilim adamı oldu.

その少年は大きくなって、偉大な科学者になった。

Bu sabah iş adamı televizyona çıktı.

その実業家は今朝テレビにでた。

İş adamı sözleşmeden geri çekilmeyi düşünüyor.

その実業家はその契約から身を引くことを考えている。

İş adamı işlemden çekilmeye cesaret etmedi.

その実業家にはその取引から手を引く勇気がなかった。

Çocuk büyük bir devlet adamı oldu.

その子は成長して偉大な政治家になった。

Fabrikada 300 adamı kovmak zorunda kaldılar.

その工場では300人を解雇しなければならなかった。

Gerçek bir bilim adamı öyle düşünmezdi.

- 本当の学者ならそう言う風には考えない。
- 本当の科学者ならそんなふうには考えないだろう。

O harika bir bilim adamı olacak.

彼は立派な学者になるだろう。

Gelecekte bir bilim adamı olmak istiyor.

彼は将来科学者になりたいと思っている。

O bir bilim adamı olarak düşünülür.

彼は学者だと思われている。

O, bir bilim adamı olarak ünlüdür.

彼は科学者として有名だ。

Adamı örnek bir beyefendi olarak tanımladı.

彼はその男を典型的な紳士と評した。

Onun için çalışacak birkaç adamı var.

彼には、自分のために働いてくれる部下が数名いる。

Bu fotoğrafı kullanan adamı tanımlayabilir misin?

写真でその男性が誰か分かりますか。

O, bir bilim adamı ve müzisyendir.

彼は科学者であると同時に音楽家でもある。

Tom dün görünmez adamı gördüğünü söyledi.

トムが今日透明人間を見たんだって。

Büyük bir dalga adamı bottan attı.

大波がその男をボートからさらっていった。

Çocuk ünlü bir bilim adamı oldu.

少年は成長して有名な科学者になった。

O bir şair ve devlet adamı.

彼は詩人でもあり、政治家でもある。

Polis kavga eden iki adamı ayırdı.

- 警官は取っ組み合いをしている二人の男を引き離した。
- 警官はもめていた男性二人を引き離した。

Bir sanayi adamı hayatta başarılı olacaktır.

勤勉な人は人生で成功する。

O adamı asla tekrar görmek istemiyorum.

あいつには二度と会いたくない。

Bir bilim adamı olmak istediğini söyledi.

彼は科学者になりたいといった。

Bu alanda birçok bilim adamı çalışıyor.

この分野では多くの科学者たちが研究している。

- Kardan adamı kim yaptı.
- Kardanadamı kim yaptı.

雪だるまを作ったのは誰なの?

Çoğu bilim adamı, onun bulgusunun birazını düşünür.

ほとんどの科学者は彼の発見を軽視している。

Tom bir iş adamı olmak için uygundur.

トムは実業家になるのに向いている。

Delikanlı, bir bilim adamı olmak için büyüdü.

その少年は大きくなって科学者になった。

Bilim adamı maliye politikası üzerine bir otoritedir.

その学者は財政政策の権威である。

Güzel konuşan bilim adamı kolayca tartışmaya katıldı.

雄弁なその学者は快く討論に参加してくれた。

Sağlığı pahasına mükemmel bir bilim adamı oldu.

彼は優れた学者になりはしたが健康を害してしまった。

Genel müdür her bir adamı görevine atadı.

大統領はそれぞれをその地位に任命した。

Gelecek vaat eden genç bir iş adamı.

彼は将来有望な若手事業家だ。

Sen hiç bu fotoğraftaki adamı gördün mü?

この写真の男性を見たことがありますか。

Adamı toplum için bir tehlike olarak gördüler.

彼らはその男を社会にとって危険人物と考えた。

O kavga etmek için yanlış adamı seçti.

相手が悪かったな。

Diğer bir deyişle, o bir inanç adamı.

言いかえると、彼は信念の人です。

Bu anıt büyük bir devlet adamı anısınadır.

この記念碑はある偉大な政治家を記念したものだ。

Büyük bir şapkası olan adamı tanıyor musunuz?

あなたは大きな帽子をかぶったあの男の人を知ってますか。

O, adamı tanımadığını söyledi, bu bir yalandı.

彼はその男を知らないと言ったが、それは嘘だった。

Bir grup bilim adamı onlarla birlikte gemideydi.

彼らといっしょに科学者たちの一行が乗っていた。

O bir devlet adamı işlevlerini yerine getirdi.

彼は政治家の職務をはたした。

O bilim adamı vadide dinozor kemikleri arıyor.

その科学者は谷で恐竜の骨を探し求めた。

Onu büyük bir bilim adamı olarak görüyorum.

私は彼を偉大な科学者だと思う。

Birçok bilim adamı bu küçük köyde yaşıyor.

多くの科学者がこの小さな村に住んでいる。

Başkomutanlığa yükseltilen Fransız ordusunun' büyük yaşlı adamı 'oldu .

昇格し、「フランスの元帥将軍」に昇格しました。

Duygusal olmak bir bilim adamı için iyi değil.

科学者が感情的になるのはよくない。

Takımın en iyi adamı yaralanmasaydı, takımımız kolayca başarabilirdi.

チームきっての名選手がけがしなかったら、うちのチームが簡単に勝っていただろう。

Bir grup bilim adamı deneyi kaydetmek hazır bekledi.

その実験を記録しようと、大勢の科学者が待機した。

O büyük bir bilim adamı olmak için büyüdü.

彼女は成長して偉大な科学者になった。

Bir iş adamı olarak iyi bir sicile sahip.

彼は実業家として良い実績をあげている。

O bir bilim adamı ve ona böyle davranılmalı.

彼は学者だから、学者として扱うべきだ。

Bir film yıldızından o bir devlet adamı oldu.

彼は映画俳優から政治家になった。

Sanki o ünlü bir devlet adamı gibi davranıyor.

彼はあたかも有名な政治家であるかのようにふるまう。