Translation of "Ilgilenir" in Japanese

0.007 sec.

Examples of using "Ilgilenir" in a sentence and their japanese translations:

- Çiçeklerle ilgilenir misin?
- Çiçeklerle ilgilenir misiniz?

- あなたは花に興味がありますか。
- お花に興味あるの?

O donanımla ilgilenir.

彼は金物を商っている。

Aritmetik, sayılarla ilgilenir.

算数は数を取り扱う。

Tom, Mary'yle ilgilenir.

- トムがメアリーの面倒をみる。
- トムはメアリーの世話をする。
- トムはメアリーの世話を焼く。

Tarih geçmişle ilgilenir.

歴史は過去を扱う。

Sporla ilgilenir misin?

スポーツに興味ある?

Psikoloji insan duygularıyla ilgilenir.

心理学は人間の感情を扱う。

Yönetici birçok sorunla ilgilenir.

マネージャーはたくさんの問題を扱っています。

O, insanlarla oldukça ilgilenir.

彼は人に公正に振る舞う。

Mary politika ile ilgilenir.

- メアリーは政治に興味がある。
- メアリーは政治に興味を持っている。
- メアリーは政治に関心がある。

O, yaşlı annesiyle ilgilenir.

彼女は年老いた母親の世話をしている。

Bu kitap gerçeklerle ilgilenir.

この本は事実を扱っている。

Botanik bitkileri incelenme ile ilgilenir.

植物学は植物の研究を扱っている。

Bir süreliğine bebekle ilgilenir misiniz?

少しの間、赤ん坊を見てくれませんか。

Ben tatildeyken çocuklarımla ilgilenir misin?

休暇で留守をしている間、子供のめんどうをみてくれますか。

Ben yokken bitkilerimle ilgilenir misiniz?

私の留守中、植木の世話をしてくれる?

Bu kitap antropoloji ile ilgilenir.

この本は人類学を扱っている。

Bu kitap psikoloji ile ilgilenir.

この本は心理学を取り扱っている。

Ben yokken yerle ilgilenir misin?

留守番しててね。

Astronomi yıldızlar ve gezegenler ile ilgilenir.

天文学は恒星と惑星を扱う。

Kız kardeşim sık sık bebekle ilgilenir.

私の姉はよくその赤ん坊の世話をします。

Lütfen bununla benim için ilgilenir misin?

よろしくお願いします。

Bu kitap Romalıların istilası ile ilgilenir.

この本はローマ人の侵略を扱っている。

O şirket çoğunlukla ithal mallar işiyle ilgilenir.

その会社は主に輸入品を扱っている。

Teyzesi gün boyunca onun köpeği ile ilgilenir.

彼女の伯母は一日中彼の犬の世話をする。

Zooloji ve botanik hayatın incelenmesi ile ilgilenir.

動物学と植物学は生命の研究を取り扱っている。

- Jack, resim yapmakla ilgilenir.
- Jack resimle ilgileniyor.

ジャックは絵に関心があるよ。

Bu kitap yeni dilbilim teorisi ile ilgilenir.

この本は言語学の新しい理論を扱っている。

Bu uçak şirketi sadece nakliye ile ilgilenir.

この航空会社は貨物輸送だけを取り扱っています。

O, şu anda ilginç bulduğu her şeyle ilgilenir.

彼はちょっと面白いものなら何でもとびつきます。

Birçok kişi arabalarla ilgilenir fakat arabalar benim için bir şey ifade etmiyor.

車に興味をもつ人が多いが、私には全然興味がありません。