Translation of "Otobüsü" in Japanese

0.015 sec.

Examples of using "Otobüsü" in a sentence and their japanese translations:

Otobüsü kaçırma.

バスに乗り遅れるなよ。

Otobüsü kaçırdım.

- バスに乗り遅れたんだよ。
- そのバスに遅れた。

Kar otobüsü kapladı.

雪がバスを覆っている。

Havaalanı otobüsü nereden kalkıyor?

空港までいくバスは、どこからでますか。

O, otobüsü kaçırmış olabilir.

彼はバスに乗り遅れたかもしれない。

Dün son otobüsü kaçırdım.

- 私は昨日最終バスに乗り遅れてしまった。
- きのうは最終バスに乗り遅れてしまった。
- 昨日、最終バスに間に合わなかったんだ。

Biz otobüsü kaçırmış olabiliriz.

私たちはバスに乗り遅れたのかもしれない。

Hâlâ otobüsü mü bekliyorsun?

まだバスを待ってるの?

Acele et, yoksa otobüsü kaçıracaksın.

急ぎなさい、でないとバスに乗り遅れるよ。

Acele et yoksa otobüsü kaçıracaksın.

急ぎなさい、さもないとバスにおくれますよ。

Acele ettim ve otobüsü yakaladım.

急いで何とかバスに乗れました。

Bir servis otobüsü nerede bulabilirim?

- リムジンはどこですか。
- シャトルバスはどこで乗れますか?

Hızlı koş, yoksa otobüsü kaçırırsın.

- 速く走りなさい、バスに乗り遅れるよ。
- 速く走りなさい、さもないとバスに乗り遅れるよ。

- Bir otobüsü süremem.
- Otobüs süremem.

私はバスを運転することが出来ない。

Üç dakika ile otobüsü kaçırdım.

- 私は3分の差でバスに乗り遅れた。
- あと3分ってところでバスに間に合わなかったんだ。

Havalanı otobüsü ne zaman kalkar?

次の送迎バスは何時にでますか。

Derhal başla, yoksa otobüsü kaçıracaksın.

すぐに出発しなさい。そうでないとバスに乗り遅れますよ。

Bir okul otobüsü var mı?

スクールバスがあるの。

Sekiz otobüsü bugün erken geldi.

きょうは8時のバスが定刻より早かった。

Tom bisikletinde otobüsü takip etti.

トムは自転車でバスを追いかけたんだ。

Turist otobüsü uzun bir tünelden geçti.

観光バスは長いトンネルを走り抜けた。

Servis otobüsü saat kaçta havaalanına gider?

リムジンは何時に空港に出発しますか。

Otobüsü kaçırmış olsaydın, şimdi burada olmayabilirdin.

もし君があのバスに乗りそこなっていたら、今ここにはいないんだろうに。

Otobüsü bir süre beklemek zorunda kaldık.

バスを少し待たなければならなかった。

Nick otobüsü yakalamak için acele etti.

ニックはバスに間に合うように急いだ。

Bir sonraki otobüsü beklesen iyi olur.

次のバスを待ったほうがいいですよ。

Bu otuz kişilik bir yolcu otobüsü.

このバスは30人乗りです。

Bir sonraki otobüsü beklemek yerine yürüyebiliriz.

次のバスを待つくらいなら歩いた方がましだ。

Acele ettik, böylece son otobüsü kaçırmadık.

私達は急いだので最終バスに乗り遅れなかった。

O henüz gelmedi. Otobüsü kaçırmış olmalı.

彼はまだ来ない。バスに乗り遅れたに違いない。

Onun işi, bir tur otobüsü sürücülüğüdür.

- 彼の仕事は観光バスの運転手です。
- 彼は観光バスの運転手です。

Ginza Tokyu Hotel'e giden servis otobüsü var.

銀座東急ホテルに行くリムジンバスがあります。

O, otobüsü yakalamak için yeterince hızlı koşmadı.

彼女はバスに間に合うほど速く走らなかった。

Son otobüsü yakalamak için yeterince zaman yoktu.

時間がなくて、最終バスに間に合わない。

İki saat süresince karın içinde otobüsü bekledim.

雪の中でバスを2時間も待った。

Bir sonraki otobüsü beklemektense yürümeyi tercih ederim.

- 次のバスを待つより、むしろ歩きたい。
- 私は次のバスを待つよりはむしろ歩きたい。
- 私は次ぎのバスを待つよりむしろ歩きたい。
- 私は、次のバスを待つよりむしろ歩きたい。
- 次のバスを待つくらいなら歩いてく方がいいよ。

Son otobüsü yakalayamadım ve eve taksiyle geldim.

私は最終バスに乗ることができなくて、タクシーで帰った。

Otel ile havaalanı arasında servis otobüsü var mı?

空港からホテルまでの送迎バスはありますか。

Otobüsü kaçırma ihtimalinden dolayı gitmen daha iyi olur.

バスに乗り遅れるといけないから出かけた方がいいよ。

Benim havaalanı servis otobüsü, saat altıda hareket eder.

- 6時のリムジンなんです。
- 私が乗る空港へのシャトルバスは、6時に出発します。

Elimden geldiği kadar hızlı koştum fakat otobüsü kaçırdım.

私はできるだけ速く走ったが、バスに乗り遅れた。

Eğer iki dakika daha erken gelseydin, otobüsü yakalayabilirdin.

後2分も早かったら、バスに乗れたのに。

- Acele edersen otobüsü yakalarsın.
- Acele edersen otobüse yetişirsin.

- 急げばバスに間に合う。
- 急げばバスに間に合うでしょう。
- 急ぎなさいそうすればバスにまにあうでしょう。

Son otobüsü kaçırmamam için otobüs durağına doğru aceleyle gittim.

最終バスに乗り遅れないよう、バス停に急いだ。

Seni acele ettirmek istemiyorum ama bir sonraki otobüsü yakalamaya çalışalım.

急かしたくはないけど、次のバスに乗ろう。

- Bir sonraki otobüsü yirmi dakika beklemek zorunda kaldım.
- Bir sonraki otobüsü mecburen yirmi dakika bekledim.
- Bir sonraki otobüs için yirmi dakika beklemem gerekti.

次のバスまで20分待たなければいけなかった。

Son otobüsü kaçırdım ve eve yağmur altında yürüyerek gitmek zorunda kaldım.

- 私は終バスに乗り遅れて、うちまで雨の中を歩かなければならなかった。
- 最終バスに乗り損ねてさ、雨の中、家まで歩かなきゃいけなかったんだよ。

Bir sonraki otobüsü kaçırabiliriz, ancak her halükarda geceyarısına kadar orada oluruz.

次のバスには遅れるだろうが、とにかく真夜中前には着くよ。

- Birkaç saniye ile son otobüse yetiştim.
- Birkaç saniye ile son otobüsü yakaladım.

私は2、3秒のきわどいところで終バスに間に合った。