Translation of "Devlet" in Japanese

0.009 sec.

Examples of using "Devlet" in a sentence and their japanese translations:

devlet başkanları, tesisatçılar.

国家元首 配管工

Bir devlet dairesine,

官庁や

Devlet, insanları ezdi.

その政府は国民を圧迫した。

RH: Bunlar devlet okulları.

(リード)チャーター・スクールも含め

Posta hizmetleri devlet tekelindedir.

郵政事業は政府の独占事業です。

O, devlet işleriyle meşgul.

彼は国務で忙しい。

Ben bir devlet işçisiyim.

私は公務員です。

Devlet başkanı köleliği kaldırdı.

大統領は奴隷制度を廃止した。

Ama nihayetinde devlet üniversitesine giderek

しかし彼女はコミュニティカレッジに 進学する事ができ

Devlet memurları bütün fabrikaları denetlediler.

政府高官がすべての工場を調査した。

Bir devlet okulunda eğitim gördü.

- 彼は公立学校で教育を受けた。
- 彼はパブリックスクールで教育された。

Bu devlet başkanı anılarını yazdı.

大統領は自分の回想記を書き留めました。

Lincoln büyük bir devlet adamıydı.

リンカーンは偉大な政治家であった。

Devlet başkanı olarak göreve başladı.

彼は大統領に就任した。

Hayalim devlet başkanının eşi olmak.

私の夢は大統領夫人になることです。

Eski devlet başkanının ölümü duyuruldu.

旧大統領の死亡が報告されました。

Bir polis, doktor veya devlet memuru

警察や医者や政府関係者が

Şirketin Başkanı Devlet Bakanına rüşvet verdi.

社長は大臣にそでの下を使った。

Fransa devlet başkanı, Okinava'yı ziyaret etti.

- フランス大統領は沖縄を訪問した。
- フランスの大統領が沖縄を訪問した。

Bir devlet adamı saygıya değer olmalıdır.

その政治家は尊敬に価する。

Çocuk büyük bir devlet adamı oldu.

その子は成長して偉大な政治家になった。

O bir yazar ve devlet adamıdır.

彼は作家でもあり、かつまた政治家でもある。

O bir şair ve devlet adamı.

彼は詩人でもあり、政治家でもある。

Bir devlet okulunda dinsel eğitim yasaklandı.

公立学校では宗教教育が禁止されている。

Benim tavsiyem devlet tahvillerine yatırım yapmandır.

私はあなたが国債に投資なさる事をお勧めします。

Devlet başkanının korumaları girişin önünde konuşlandırıldılar.

大統領のボディーガードは入り口に配置されている。

Neden devlet okullarının verdiği umudu iyileştirmeyi denemiyoruz

公教育への期待を蘇らせて

O, bir devlet kurumunda çalışıyor, değil mi?

彼女は政府機関に勤めているのでしょう?

Bu anıt büyük bir devlet adamı anısınadır.

この記念碑はある偉大な政治家を記念したものだ。

O bir devlet adamı işlevlerini yerine getirdi.

彼は政治家の職務をはたした。

Pazar ve devlet arasında kendimizi ezilmiş hissettiğimiz zaman

市場と国家との間に 板挟みになってしまっているなら

Bu devlet adamının adı Japonya'daki herkes tarafından bilinir.

その政治家の名前は日本のすべての人々に知られています。

Bir film yıldızından o bir devlet adamı oldu.

彼は映画俳優から政治家になった。

Sanki o ünlü bir devlet adamı gibi davranıyor.

彼はあたかも有名な政治家であるかのようにふるまう。

Benjamin Franklin, Amerikalı bir devlet adamı ve mucitti.

ベンジャミン・フランクリンはアメリカの政治家であり発明家であった。

Ordu, devlet içinde bir devlettir, çağımızın kötülüklerinden biridir.

軍隊は国家の中の国家である、現代の諸悪のひとつである。

İnsanlar, Devlet Başkanı'nın imzasını almak için sıraya girdiler.

人々は大統領のサインを得るために列に並んだ。

O şimdiye kadar yaşamış en büyük devlet adamıdır.

彼は古今に並ぶ者のない偉大な政治家である。

- Büyük olasılıkla, devlet başkanı bir dönem daha görev yapacak.
- Büyük olasılıkla, devlet başkanı ikinci bir dönem hizmet edecek.

大統領はほぼ間違いなく2期目を務めるだろうね。

O büyük bir devlet adamı olma tutkusunu hiç unutmadı.

- 彼は大政治家になりたいという大望を忘れたことはなかった。
- 彼は偉大な政治家になりたいという大望を忘れたことはなかった。
- 彼は大物政治家になるという野心を忘れたことはなかった。

Amerikalılar hem federal vergiler hem de devlet vergileri öderler.

アメリカ人は連邦税と州税の両方を払っている。

Venedik, Doğu Akdeniz ticaretinde ve denizinde en güçlü devlet oldu.

ヴェニスは東地中海最強の商業・海軍国となった

Öncelikle,devlet tahvilleri bir bakkal dükkânı çalıştırmak için yeterli değiller.

まず第1に、雑貨店を経営するには資金が不十分だ。

Özel okulların devlet okullarından daha iyi olduğu söylenir, doğru mu?

- 私立の学校は公立よりいいんだって。それって本当?
- 公立校より私立の方が優秀なんだってさ。本当なの?

Geçen yüzyılın ortasına kadar Japonya'nın feodal bir devlet olduğu iyi bilinmektedir.

前世紀の中頃まで日本が封建国家であったことは、よくしられている。

O büyük bir devlet adamı ve bunun da ötesinde büyük bir bilgindir.

彼は偉大な政治家であり、そのうえりっぱな学者でもある。

Sir Winston Churchill, büyük bir devlet adamı olmanın yanı sıra, büyük bir yazardı.

サー・ウィンストン・チャーチルは偉大な政治家であっただけでなく、偉大な作家でもあった。