Translation of "Brown" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Brown" in a sentence and their japanese translations:

Banktaki kadın Bayan Brown.

ベンチに座っている女の人はブラウン夫人です。

Bayan Brown Japonca anlar.

ブラウン夫人は日本語が分かる。

Bay Brown bir doktordur.

- ブラウン氏は医者です。
- ブラウンさんは医者だ。

Bay Brown onun babasıdır.

ブラウンさんは彼女の父親です。

Bay Brown öğretmen mi?

ブラウンさんは先生ですか。

Bay Brown gözlüğünü arıyor.

ブラウン氏は自分の眼鏡を探している。

Onu Bay Brown zannettim.

私は彼をブラウンさんと間違えた。

Onu Bay Brown sandım.

私は彼をブラウンさんと間違えた。

- Bay Brown oğluna Çince öğrettirdi.
- Bay Brown oğluna Çince öğretti.

ブラウン氏は息子に中国語を習わせた。

- Onun Bay Brown olduğunu düşünüyorum.
- Sanırım o Bay Brown'dur.
- Bence o Bay Brown.
- Sanırım o Bay Brown.

ブラウンさんだと思います。

O sırada Bay Brown hastaydı.

ブラウンさんはその時病気でした。

Bay Brown bizim sınıfın sorumlusu.

ブラウン先生は私たちのクラスの担任である。

Bay Brown meslektaşının başarısını kıskanıyor.

ブラウン氏は同僚の成功をねたましく思っている。

Bay Brown kendi gözlüklerini arıyor.

ブラウン氏は自分の眼鏡を探している。

Bay Brown Harvard'da öğretmenlik yapıyor.

ブラウン氏はハーバード大学で教えている。

Bayan Hughes, bu Peter Brown.

ヒューズさん、ピーター・ブラウンです。

O, Bay Brown, komitenin başkanı.

彼が、委員会の議長であるブラウン氏です。

Bay Brown bizim sınıftan sorumludur.

ブラウン先生は私たちのクラスの担任である。

Bay Brown bizim İngilizce öğretmenimizdir.

- ブラウン氏は私達に英語を教えている。
- ブラウン先生は私たちの英語の先生だよ。

Seni Bay Brown ile tanıştırayım.

ブラウンさんを紹介しましょう。

Bay Brown bir yün tüccarıdır.

ブラウンさんは羊毛を扱う商人です。

Bay Brown ile tanışmanı istiyorum.

ブラウンさんを紹介しましょう。

Bay Brown ile iyi geçinir.

彼はブラウンさんと仲が良い。

Bay Brown bize İngilizce öğretiyor.

ブラウン氏は私達に英語を教えている。

Bayan Brown ile konuşabilir miyim?

ブラウンさんをお願いします。

Bayan Brown kadar genç değilim.

私はブラウンさんより若くない。

Bay Brown üst sınıfa aittir.

ブラウン氏は上流階級の人だ。

Bay Brown ile konuşabilir miyim?

ブラウンさんをお願いします。

Bay Brown büyükelçi sıfatıyla hareket ediyordu.

ブラウン氏は大使の資格で行動していた。

Bay Brown, 15 Mayıs'ta İngiltere'ye gitti.

ブラウン氏は5月15日にイギリスへ向けて出発した。

Bay Brown bana senin adını verdi.

ブラウン氏から紹介されました。

Bay Brown Japonca'yı çok iyi konuşur.

ブラウンさんは日本語を上手に話す。

Bayan Brown, bir oyuncu gibi görünüyor.

ブラウンさんは女優であるらしい。

Bay Brown göründüğü kadar yaşlı değildir.

- ブラウンさんは見かけほど年をとっていません。
- ブラウンさんは外見ほど年はとっていない。

Bayan Brown Japon yemekleri yemeye alıştı.

- ブラウンさんはもう日本料理食べるのに慣れています。
- ブラウンさんはもう日本料理を食べるのに慣れている。

Bir Bay Brown telefonda seni istiyor.

ブラウンさんという人から電話です。

Brown adında bir adamı tanıyor musun?

ひょっとしてブラウンという名前の男性をご存じありませんか。

Bay Brown yöneticinin yokluğunda işten sorumludur.

部長が不在のときはブラウン氏が業務を管理する。

John'un Bay Brown ile konuştuğunu duydum.

ジョンがブラウンさんに話し掛けているのが聞こえました。

Bu Bay Brown tarafından yazılmış mektup.

これはブラウンさんが書いた手紙です。

Biz tiyatroda Mrs Brown ile karşılaştık.

私たちは劇場でブラウン夫人に会った。

Bay Brown diye birinden telefon var.

ブラウンさんから電話のようです。

Sen dışardayken Bay Brown seni görmeye geldi.

留守中ブラウンさんとおっしゃる方がこられましたよ。

Sen dışardayken Bay Brown diye biri geldi.

留守中にブラウンさんとおっしゃる方が来られましたよ。

Bay Brown adında biri telefonda seni istiyor.

ブラウンさんという人から電話です。

Bayan Brown, siyaset üzerine bir kitap yazdı.

ブラウンさんは政治についての本を書いた。

Dün orada gördüğün adam Bay Brown idi.

あなたが昨日そこで会った人はブラウン氏でした。

Bay Brown her zaman yanında bir kitap taşır.

ブラウン氏はいつも本を1冊持ち歩く。

Brown adında bir kişiden bir telefon çağrısı var.

ブラウンさんという人から電話です。

Bay Brown geçen yıl bu sınıfın sorumluluğunu yüklendi.

去年ブラウン先生がこのクラスを受け持った。

Snoopy ile karşılaştırıldığında, Charlie Brown Japonya'da hiç iyi bilinmemektedir.

日本ではスヌーピーに比べてチャーリー・ブラウンの知名度はずっと低い。

Bay Brown, Oregon'dan bir arkadaş, bizi yarın ziyaret edecek.

オレゴンの友人のブラウン氏があす私たちを訪ねてきます。

- Bayan Brown'la konuşabilir miyim?
- Bayan Brown ile konuşabilir miyim?

- ブラウンさんをお願いします。
- ブラウンさんとお話させて戴く事はできますか?

Brown ikizleri, son zamanlarda her ikisi de evlendi, bir parti düzenledi.

双子のブラウン兄弟は、2人とも最近結婚したが、土曜日にパーティーを開いた。

Bayan Brown, o uygun şekilde yemek yemezse, kalıcı kilolu olacağı konusunda Beth'i uyardı.

もし、きちんと食べなかったら永久に太ったままですよ、とブラウン夫人はベスに警告しました。