Translation of "Alışkanlığı" in Japanese

0.004 sec.

Examples of using "Alışkanlığı" in a sentence and their japanese translations:

Sigara içme alışkanlığı edindi.

- 彼は、喫煙のくせがついた。
- 彼に喫煙の習慣がついた。

Tırnaklarını yeme alışkanlığı var.

彼女は爪を噛む癖がある。

Başını kaşıma alışkanlığı var.

彼は頭を掻く癖がある。

O, atıştırma alışkanlığı kazandı.

彼は間食の癖を身につけてしまった。

Başkalarını kıskanma alışkanlığı var.

彼は他人をうらやみがちだ。

Sosyoloğun sırtını kaşıma alışkanlığı var.

その社会学者は背中を掻く癖がある。

Tom'un tırnaklarını ısırma alışkanlığı vardır.

トムは爪を噛む癖がある。

Sözlüklerini kullanma alışkanlığı oluşturmaya gayret etmelisin.

君は辞書を引く習慣をつけるべきだ。

Perry yüksek sesle düşünme alışkanlığı edindi.

ペリーは独り言を言う癖がついた。

Onun konuşmadan önce öksürme alışkanlığı var.

彼女は話す前にせきばらいする癖がある。

O, o alışkanlığı mezarına kadar taşıdı.

彼女はその習慣を死ぬまでやめなかった。

Onun kapıyı açık tutma alışkanlığı var.

彼はドアを開け放しにする癖がある。

Onun kahvaltıdan önce yürüme alışkanlığı vardı.

彼は毎朝、朝食前に散歩している。

Ben erken kalkma alışkanlığı edinmek zorundayım.

私は早起きの習慣をつけねばならない。

Kahvaltıdan önce yürüyüşe çıkma alışkanlığı duyuyorum.

私は朝食前に散歩をする習慣があります。

Yaramaz kız kaleminin sonunu çiğneme alışkanlığı içinde.

その神経質の少女はエンピツの端をかむ癖がある。

Onun siyahi insanlara tepeden bakma alışkanlığı vardı.

彼は黒人を見下すのが癖になっている。

Onu kötü alışkanlığı ile ilgili tedavi edeceğim.

彼の悪い癖を直してやろう。

O, oğlunun sigara içme alışkanlığı kırmaya çalıştı.

彼は息子の喫煙をやめさせようとした。

Onun yemek yerken gazete okuma alışkanlığı vardır.

- 彼は食事中に新聞を読む癖がある。
- 彼は食事をしながら新聞を読む習慣がある。

Babamın kahvaltıdan önce gazete okuma alışkanlığı var.

お父さんは朝食に新聞を読む習慣がある。

Onun her sabah kahvaltıdan önce yürüme alışkanlığı vardı.

彼は毎朝、朝食前によく散歩をしたものだった。

Onun sırtını kaşıma ve tırnaklarını yeme alışkanlığı vardı.

彼は背中を掻いたり、爪を噛んだりする癖がある。

Onun kızgın olduğu zaman ayağa kalkma alışkanlığı vardır.

彼は怒ったときに立ち上がる癖がある。

Onun telefonda uzun süre kötü bir konuşma alışkanlığı var.

彼女には長電話の悪い癖がある。

O günde sadece iki öğün yemek yeme alışkanlığı içindedir.

彼は一日に二食しかとらない習慣だ。

Bob'ın saat 10:00 'da yatağa gitme alışkanlığı vardır.

ボブは十時に寝るのが習慣だ。

Bir defa kötü bir alışkanlığı başlayınca, ondan kurtulmak zor olabilir.

- 悪い習慣はいったん身につくと、抜け出すのが難しいことがある。
- いったん悪い習慣が身につくと、そこから抜け出すのは難しいかもしれないよ。

Beth'in, insanlar konuşurken onların sözünü kesme gibi güçlü alışkanlığı var.

ベスは人の会話に口をはさむ強い癖があります。

Onun her zaman geç kalmak gibi kötü bir alışkanlığı var.

彼女は遅刻癖がある。

Ne kadar denersen dene, bu alışkanlığı bırakmanın zor olduğunu göreceksin.

いくらやってみても君はその癖を止められないのが分かるだろう。

- Gazete okurken gözlük takma alışkanlığı var.
- Gazete okurken gözlük takmayı prensip edinmiştir.

新聞を読むとき、彼はめがねをかけることにしています。

- Onun yemeklerde gazete okuma alışkanlığı vardır.
- O yemek süresince gazete okuma alışkanlığına sahiptir.

- 彼は食事中に新聞を読む癖がある。
- 彼は食事をしながら新聞を読む習慣がある。