Translation of "ölçüde" in Japanese

0.017 sec.

Examples of using "ölçüde" in a sentence and their japanese translations:

Ne ölçüde ona güvenilebilir?

どの程度まで彼を信用できるのか。

Bir ölçüde Japonca konuşur.

彼女はある程度なら日本語を話せる。

Bir ölçüde söylediklerine katılıyorum.

- 私はある程度まで君の意見に賛成します。
- ある程度まで私はあなたの言う事に賛成です。
- あなたの言うことにある程度同意します。

Yen'in değeri büyük ölçüde arttı.

円の価値が大きく上昇した。

Yaşamın maliyetini büyük ölçüde artırmıştır.

生活費が断然上がった。

Yaşamanın maliyeti önemli ölçüde arttı.

物価が劇的に上がった。

Japon ekonomisi geniş ölçüde büyüdü.

日本の経済は、大きく成長した。

Çay geniş ölçüde Hindistan'da yetiştirilir.

茶はインドで広く栽培されている。

Başarım büyük ölçüde yardımın sayesindedir.

私の成功はおもにあなたの助力のおかげだ。

Yorumunu büyük ölçüde kabul ediyorum.

私はあなたの解釈に大いに賛成だ。

Bir ölçüde Psikoloji öğrenimi yaptım.

私は、ある程度まで心理学を勉強しました。

Belirli bir ölçüde ona güvenebilirim.

ある程度彼を信用できる。

O roman geniş ölçüde okundu.

あの小説は広く読まれました。

O ölçüde birbirinizi seviyor musunuz?

貴方たちは、そのほど愛していますか。

Bir ölçüde seninle aynı fikirdeyim.

- 私はある程度まで君に賛成だ。
- ある程度まで君に賛成だ。

Ve gelecekteki iklimimizi büyük ölçüde değiştirir.

私たちの未来の地球環境は 劇的に変わってしまいます

Dünya yüzeyi büyük ölçüde sularla kaplıdır.

水は地球の表面の大部分を占めている。

Hepimiz onun şakalarıyla büyük ölçüde eğlendik

- 我々は彼のジョークを聞いておおいに笑った。
- 彼の冗談で随分面白かった。

Sektör, hükümetin finansmanına büyük ölçüde bağımlıdır.

その産業は政府の資金援助に大きく依存している。

Vergi artışları hayatlarımızı önemli ölçüde etkiledi.

増税がわれわれの生活にかなりの影響を及ぼした。

Benim ayakkabılarım onunki ile aynı ölçüde.

私の靴は、彼のと同じサイズです。

Başarım büyük ölçüde şanstan dolayı idi.

私の成功はもっぱら幸運の賜物だ。

Kırsal alan büyük ölçüde gelişecek gibi görünüyor.

その地方は大規模に開発されるだろう。

Japonya'nın kırsal manzarasının büyük ölçüde değiştiği söylenir.

日本の農村風景は大きく変わったといわれています。

Bu işlemle ilgili önemli ölçüde bürokrasi vardır.

この手続きにはお役所仕事がだいぶからんでいます。

Ayrıca, bu kavramı daha geniş ölçüde düşünebileceğimizi düşünüyorum.

さらに私は このコンセプトを もっと広げて検討できると考えています

Artı: Yiyecek alerjisi riskini de önemli ölçüde azaltırsınız.

加えて あなたは食物アレルギーのリスクを 劇的に低下させるでしょう

Aomori ilinin ekonomisi büyük ölçüde elma yetiştiriciliğine bağlıdır.

青森県の経済はリンゴの栽培に大きく依存している。

Kişinin yaşam tarzı, büyük ölçüde para ile belirlenir.

人の生活様式の大半はお金によって決まる。

Sizin başarınız büyük ölçüde fırsatınızdan nasıl yararlanacağınıza bağlıdır.

君の成功は主に好機をいかにして上手に利用するかにかかっている。

Biz onun ani ölüm haberine büyük ölçüde şaşırdık.

我々は彼の急死の報に大いに驚いた。

Bilimsel bilgi 16.yüzyıldan beri büyük ölçüde ilerledi.

科学的知識は16世紀以来大いに進歩してきた。

önemli ölçüde yavaşladığını bir ekonomiye de sahip olmak, ...

経済の大幅な衰退。

Bir milletin refahı büyük ölçüde genç erkeklere aittir.

国家の繁栄は主としてその青年にかかっている。

Apollo programı uzay hakkındaki bilgimizi büyük ölçüde ilerletti.

アポロ計画は宇宙に関する我々の知識を大いに増した。

Fakat şaşırtıcı ölçüde nazik bir dil kullanarak geçinmeyi başarıyorlar.

‎しかし 驚くほど優しく ‎やりとりをしている

Savaştan beri Japonya bilim ve teknolojide geniş ölçüde gelişti.

- 戦後日本は科学技術の面で大いに進歩した。
- 戦後日本は科学と工学に大いに進歩した。

- Durum çarpıcı bir biçimde değişti.
- Durum önemli ölçüde değişti.

事態は大きく変わった。

Ben nehri görmeye gittim, onu büyük ölçüde şişmiş buldum.

私はその川を見に行ったが、たいへん増水していた。

Müzik ve sanat, yaşam zevkine çok büyük ölçüde katkıda bulunabilirler.

音楽と美術は人生を楽しむのに大いに役立つ。

Japonya'da istihdam imkanları kadınlar için erkekler için olduğundan önemli ölçüde düşüktür.

日本では女性の雇用機会は男性よりも決定的に低い。

Cam üfleme teknikleri icat edildiğinde cam Roma döneminde önemli ölçüde gelişti.

ローマ時代に吹きガラスの技法が開発されるとガラスが飛躍的な発展を遂げました。

Bütün bu yürüme ayaklarımın tabanlarını ve ayak parmaklarımı mahvediyor. Doğru ölçüde ayakkabılar alıp almadığımı merak ediyorum.

歩きすぎて、足の裏と足の指が痛い。靴のサイズがあってないのかな。