Translation of "Metre" in Italian

0.011 sec.

Examples of using "Metre" in a sentence and their italian translations:

Sekiz metre uzunluğundaydı.

- Era lungo otto metri.
- Era lunga otto metri.

İstasyon 100 metre uzaklıktadır.

La stazione è a cento metri di distanza.

Kule 321 metre yüksekliğindedir.

La torre è alta trecentoventun metri.

Gölet 100 metre çapındadır.

- Lo stagno ha un diametro di 100 metri.
- Il laghetto ha un diametro di 100 metri.

Gölet üç metre derinliğindedir.

Lo stagno è profondo 3 metri.

Köprü otuz metre genişliğindedir.

- Il ponte è trenta metri in larghezza.
- Il ponte è largo trenta metri.

Yüz metre yarışını kazandı.

- Ha vinto la corsa dei cento metri.
- Lei ha vinto la corsa dei cento metri.
- Vinse la corsa dei cento metri.
- Lei vinse la corsa dei cento metri.

Duvar, iki metre kalınlığındadır.

Il muro è spesso due metri.

Gemi on metre uzunluğundaydı.

Questa nave era lunga dieci metri.

İstasyon iki metre uzakta.

La stazione è a due metri da qui.

Tom 1.83 metre boyundadır.

Tom è alto un metro e ottantatré.

Yüz metre şampiyonu Jamaikalıdır.

Il campione dei cento metri è giamaicano.

- Bir kilometrede kaç tane metre var?
- Bir kilometrede kaç metre vardır?

- Quanti metri ci sono in un chilometro?
- Quanti metri ci sono in un kilometro?

Sadece 10 metre ilerimizde, bakın.

Guarda a 12 metri, là.

İp birkaç metre çok kısaydı.

La corda era troppo corta per due metri.

Uçak 10.000 metre yüksekliğe tırmandı.

- L'aereo è salito a un'altitudine di diecimila metri.
- L'aereo salì a un'altitudine di diecimila metri.

O, seksen metre uzunluğunda idi.

- Era lungo ottanta metri.
- Era lunga ottanta metri.

Kule on beş metre yüksekliğindedir.

La torre è alta quindici metri.

Kule on beş metre yüksekliğinde.

La torre è alta quindici metri.

Bu dağ 3000 metre yüksekliktedir.

Questa montana è alta 3000 metri.

İnce bağırsak yaklaşık yedi metre uzunluğundadır.

Il piccolo intestino è lungo circa sette metri.

Dağ deniz seviyesinden 5000 metre yüksekte.

- La montagna è 5.000 metri sul livello del mare.
- La montagna è cinquemila metri sul livello del mare.

Bir uçurumun 12 metre aşağısındayım. Beni görürsünüz.

Sono a circa 12 metri dal fondo di un dirupo. Mi vedrai.

Bu dişi ileride on metre büyüklüğü aşabilir.

Questa femmina potrebbe raggiungere i dieci metri di lunghezza.

Bir metre tam bir yardaya eşit değildir.

Un metro non equivale a una yarda.

O dağ yaklaşık üç bin metre yüksekliğindedir.

Quella montagna è alta circa tremila metri.

Ama 1500 metre yukarıdan bakarsanız bu SOS'i görürsünüz.

ma da 1500 metri d'altezza vedranno bene l'SOS.

Kolugolar süzülmek konusunda ustadır. 130 metre boyunca süzülebilirler.

I colughi sono maestri nel planare. Possono tuffarsi per più di 130 metri.

Onlarca metre olmalı. Buradan aşağı inmeye imkân yok.

Sono molte decine di metri. Non c'è modo di scendere.

En hızlı koşucu 9 saniyede 100 metre koşamaz.

Anche il miglior velocista non può correre i cento metri in nove secondi.

Kasaba deniz seviyesinden 1500 metre yüksekte yer alıyor.

La città è situata a 1.500 metri sul livello del mare.

On iki saniyeden kısa sürede yüz metre koşabilir.

- Riesce a correre cento metri in meno di dodici secondi.
- Lui riesce a correre cento metri in meno di dodici secondi.

Omuza kadar boyları iki metre olduğundan... ...pek engel tanımazlar.

Alti più di due metri al garrese, pochi ostacoli possono fermarli.

Güvenlik için uçurumun kenarından 100 metre aşağı inmeleri gerek.

La salvezza è a 100 metri, oltre lo strapiombo.

Tsunami dalgalarının on metre ya da daha az olacağı beklenmektedir.

Ci si aspetta che si abbatta uno tsunami fino a 10 metri di altezza.

610 metre bir yapının en zorlu kısmında tek başınıza olduğunuzu düşünün,

Immaginate di essere soli al centro di una parete di 700 metri,

İyi de eder. Bir eş bulmak için 400 metre yol alması gerekebilir.

Questo è un bene. Può viaggiare anche 400 metri per trovare una compagna.

- 100 metreyi on iki saniyede koşabilir.
- On iki saniyede 100 metre koşabilir.

- Riesce a correre cento metri in dodici secondi.
- Lui riesce a correre cento metri in dodici secondi.

Sorun şu ki sadece 15 metre ipim var ve gelip buraya bir bakın.

Il problema è che ho 15 metri di corda, e guarda qua.

Bu dişi ateş böceği mürekkep balığı abisten yüzlerce metre yukarıya doğru göç ediyor.

Questa femmina di calamaro lucciola sta risalendo per centinaia di metri dagli abissi.

Karın iki metre altında kalmış bir leşin kokusunu alacak kadar. Volverinlere çok nadir rastlanır.

abbastanza da fiutare anche una carcassa sepolta sotto due metri di neve. Un ghiottone è un avvistamento raro.

1,5 metre uzunluğundaki, 100 kiloluk bu görkemli memeli, çok rahat bir şekilde ölümcül yaralar verebilir.

Questo potente mammifero di 100 kg per 1,5 m d'altezza è fortissimo e assolutamente in grado di infliggere ferite mortali.