Translation of "Sabırsızlanıyor" in German

0.003 sec.

Examples of using "Sabırsızlanıyor" in a sentence and their german translations:

O seni görmek için sabırsızlanıyor.

Er freut sich darauf, dich zu sehen.

Tom seninle tanışmak için sabırsızlanıyor.

- Tom kann es kaum erwarten, dich kennenzulernen.
- Tom kann es kaum erwarten, euch kennenzulernen.
- Tom kann es kaum erwarten, Sie kennenzulernen.

Tom seninle gitmek için sabırsızlanıyor.

Tom will mit dir unbedingt mitkommen.

Tom, Boston'a gitmek için sabırsızlanıyor.

Tom freut sich darauf, nach Boston zu gehen.

Tom seni görmek için çok sabırsızlanıyor.

- Tom kann es kaum erwarten, dich zu sehen.
- Tom verzehrt sich danach, dich zu sehen.

Tom Mary ile tanışmak için sabırsızlanıyor.

Tom kann es nicht abwarten, Mary zu treffen.

Tom her sabah işe gitmek için sabırsızlanıyor.

- Tom freut sich jeden Morgen darauf, zur Arbeit zu gehen.
- Tom freut sich darauf, jeden Morgen zur Arbeit zu gehen.

- Orada olmak için bekleyemiyor.
- Orada olmak için sabırsızlanıyor.

Er kann es nicht erwarten, da zu sein.

- Tom bir an önce başlamak istiyor.
- Tom başlamak için sabırsızlanıyor.

Tom kann es kaum erwarten loszulegen.