Translation of "Sıkıntılı" in German

0.003 sec.

Examples of using "Sıkıntılı" in a sentence and their german translations:

Tom sıkıntılı.

Tom ist erschüttert.

Tom sıkıntılı görünüyor.

Tom scheint verzweifelt zu sein.

Telefonsuzluk sıkıntılı bir durum.

Es ist lästig, kein Telefon zu haben.

Hükümetin mali durumu sıkıntılı.

Die finanzielle Situation der Regierung ist angespannt.

Tom'un sıkıntılı bir geçmişi var.

Tom hat eine belastete Vergangenheit.

Mary'nin sıkıntılı bir geçmişi var.

Maria hat eine belastete Vergangenheit.

Bu sıkıntılı sorunu daha fazla görmezden gelemeyiz.

Wir können diese heiklen Fragen nicht länger umgehen.

Hava çok sıkıntılı;sanırım kısa süre içinde gök gürleyecek.

Es ist so schwül; ich denke, es wird gleich ein Gewitter geben.

İnsanları kendi aralarında iyi ve kötü olarak ayırmak saçma. İnsanlar neşeli ya da sıkıntılı olabilir.

Es ist doch lächerlich, Leute in gute und böse einzuteilen. Die Leute sind entweder bezaubernd oder langweilig.