Translation of "Masası" in German

Danışma masası nerede?

Wo befindet sich der Informationsschalter?

Tom'un maun bir masası var.

Tom hat einen Mahagonischreibtisch.

"Gözlüğüm nerede?" "Mutfak masası üzerine bırakmıştın."

„Wo ist meine Brille?“ – „Du hast sie auf dem Küchentisch gelassen.“

Bir kase meyvenin dışında mutfak masası bomboştu.

Abgesehen von einer Schale Obst war der Küchentisch leer.

O çalışma masası Meg için çok küçük.

Der Schreibtisch ist zu klein für Meg.

- Bu Tom'un masası olabilir.
- Bu Tom'un sırası olabilir.

Das könnte Toms Schreibtisch sein.

Tom'un eskiden uyuduğu odada bir dikiş makinesi ve bir ütü masası var.

In dem Zimmer, in dem Tom früher schlief, stehen eine Nahmaschine und ein Bügelbrett.

- Bir piknik masası yapmanın bu kadar zor olacağını asla düşünmemiştim.
- Bir piknik masasını kurmanın bu kadar zor olacağını asla düşünmemiştim.

Ich hätte nicht gedacht, dass es so schwer ist, einen Picknicktisch zu bauen.