Translation of "Lise" in German

Onlar lise öğrencisi.

Sie sind Oberschüler.

- Annem bir lise öğretmenidir.
- Annem bir lise öğretmeni.

- Meine Mutter ist Lehrerin an einer Oberschule.
- Meine Mutter ist Oberschullehrerin.

O, bir lise öğrencisidir.

Er ist ein Schüler der Oberschule.

Ben bir lise öğrencisiyim.

Ich bin Schüler an einer Highschool.

Emily bir lise öğrencisidir.

Emily ist Schülerin.

Tom, Mary'nin lise aşkıydı.

Tom war Marys Schwarm auf der High School.

- Lise öğretmeni olduğunuz doğru mu?
- Lise öğretmeni olduğun doğru mu?

Stimmt es, dass Sie Lehrer an der Oberschule sind?

- Sen lise öğrencisi değil misin?
- Sen bir lise öğrencisi değil misin?

Bist du nicht Oberschüler?

Bir lise öğretmeni ile evlidir.

Er ist mit einer Oberschullehrerin verheiratet.

O zaman bir lise öğrencisiydim.

- Damals war ich noch Gymnasiast.
- Damals war ich noch Gymnasiastin.

Tom tipik bir lise öğrencisi.

Tom ist ein ganz normaler Schüler.

Tom bir lise öğretmeniyle evli.

Tom ist mit einer Oberschullehrerin verheiratet.

Tom bir lise öğrencisi değil.

Tom ist kein Gymnasiast.

Tom ve Mary lise sevgilileriydi.

Tom und Maria waren ein Schulpärchen.

Sen bir lise öğrencisi misin?

Sind Sie Oberschüler?

Bir özel lise öğrencisi misiniz?

Bist du Schüler einer Privatschule?

Tom bir lise terk öğrencisidir.

- Tom ist Schulabbrecher.
- Tom hat die Oberschule abgebrochen.

Bob bir lise öğrencisi iken utangaçtı.

- Bob war schüchtern in seiner Zeit als Highschoolstudent.
- Bob war als Gymnasiast schüchtern.

Bu robotu bir lise öğrencisi yaptı.

Ein Oberschüler hat diesen Roboter gebaut.

- Ben bir lise öğrencisiyim.
- Ben liseliyim.

- Ich bin Schüler an einer Highschool.
- Ich bin Schüler.
- Ich bin Schülerin.

- Biz lise öğrencileriyiz.
- Biz liseliyiz.
- Liseliyiz.

Wir sind Oberschüler.

Tom lise aşkı Mary ile evlendi.

- Tom heiratete seinen Schwarm Mary aus der Oberschule.
- Tom heiratete seinen Schulschwarm Maria.

Madonna Japonya'da her lise öğrencisi tarafından bilinmektedir.

Madonna ist jedem Oberschüler in Japan bekannt.

Bu tarih kitabı lise öğrencileri için yazılmıştır.

Dieses Geschichtsbuch wurde für Oberschüler geschrieben.

İki lise öğrecisi Tom'u döğüp çürükler içerisinde bıraktılar.

- Zwei Oberstufenschüler schlugen Tom grün und blau.
- Zwei Oberstufenschüler haben Tom grün und blau geprügelt.

O şarkıyı duyduğum her zaman,lise günlerimi düşünürüm.

Jedes Mal wenn ich dieses Lied höre, denke ich an meine Tage im Gymnasium.

Yüzlerce lise öğrencisini taşıyan bir feribot Güney Kore'de battı.

In Südkorea ist eine Fähre mit Hunderten von Schülern an Bord gesunken.

lise hayatının 11 yıl sürmesinin sebebini ise kendisi şöyle anlatıyor

Er erklärt den Grund, warum das Highschool-Leben 11 Jahre dauert, wie folgt:

Ya da gidip lise 1 fizik okusun öğrenir demiş Poyraz Ölmez

oder Poyraz Ölmez, der sagte, er würde Physik an der High School lernen 1

Lise sırasında hoşnutlukla yurt dışına gitmek isterdim ama ebeveynlerim gitmemi istemezdi.

Ich wäre gerne während dem Gymnasium ins Ausland gegangen, aber meine Eltern wollten das nicht.

Tom bir lise tarih öğretmeni ve bir blues grubunda bir yarı zamanlı armonika çalar.

Tom ist Geschichtslehrer an einer Oberschule und Halbtagsmundharmonikaspieler bei einer Bluesband.

Birçok Amerikalı lise öğrencisi Amerikan İç Savaşı'nın 1861 ve 1865 yılları arasında gerçekleştiğini bilmiyor.

Viele amerikanische Schüler wissen nicht, dass der Amerikanische Bürgerkrieg von 1861 bis 1865 stattfand.

İnsanlara "Lise yıllarında en çok pişman olduğunuz şey nedir?" diye sorduğumda, hemen hemen hepsi aynı şeyi söylerler: Zamanımızın çoğunu boşa harcadık.

Wenn ich Leute frage, was sie in Bezug aufs Gymnasium am meisten bedauern, sagen fast alle das Gleiche: dass sie so viel Zeit verschwendet haben.