Translation of "Kardeşimin" in German

0.009 sec.

Examples of using "Kardeşimin" in a sentence and their german translations:

O, erkek kardeşimin.

- Es gehört meinem Bruder.
- Er gehört meinem Bruder.
- Sie gehört meinem Bruder.

- Kız kardeşimin ismi Patricia.
- Kız kardeşimin adı Patricia'dır.

Der Name meiner Schwester ist Patricia.

- O, erkek kardeşimin bir arkadaşıdır.
- O kardeşimin bir arkadaşıdır.

- Er ist ein Freund meines Bruders.
- Er ist ein Freund von meinem Bruder.

- O kız kardeşimin fotoğrafı.
- Bu, kız kardeşimin bir resmidir.

Das ist ein Foto meiner Schwester.

Kız kardeşimin sinirini bozuyorum.

Ich gehe meiner Schwester auf den Geist.

Erkek kardeşimin parası yok.

Mein Bruder hat kein Geld.

Erkek kardeşimin evine gidiyoruz.

Wir gehen zu meinem Bruder.

O kız kardeşimin fotoğrafı.

Das ist ein Foto meiner Schwester.

Tom kız kardeşimin oğludur.

Tom ist der Junge meiner Schwester.

Kız kardeşimin ismi Patricia.

Der Name meiner Schwester ist Patricia.

Bu benim erkek kardeşimin.

- Das gehört meinem Bruder.
- Das ist von meinem Bruder.

Kız kardeşimin evinde kalacağım.

Ich komme bei meiner Schwester unter.

Yiğenim kız kardeşimin kızıdır.

Meine Nichte ist die Tochter meiner Schwester.

Erkek kardeşimin intikamını alacağım.

Ich werde meinen Bruder rächen.

Şimdi erkek kardeşimin sırası.

Jetzt ist mein Bruder dran.

Kardeşimin odası hep dağınıktır.

Das Zimmer meines Bruders ist immer unaufgeräumt.

Kız kardeşimin kocası kayınbiraderimdir.

Der Mann meiner Schwester ist mein Schwager.

Kız kardeşimin uzun bacakları var.

Meine Schwester hat lange Beine.

Kız kardeşimin bir arabası yok.

Meine Schwester hat kein Auto.

Erkek kardeşimin dağlara tırmanmasını sevmiyorum.

Die Bergsteigerei meines Bruders gefällt mir nicht.

Erkek kardeşimin yakın bir arkadaşıdır.

Das ist ein enger Freund meines Bruder.

"Bunlar kimin çorapları?" "Kız kardeşimin."

„Wessen Socken sind das?“ — „Das sind die meiner Schwester.“

Kız kardeşimin saçı omuzlarına ulaşıyor.

Die Haare meiner Schwester reichen ihr bis zu den Schultern.

Kız kardeşimin mektubu yırttığını gördüm.

Ich sah, wie meine Schwester den Brief zerriss.

Tom erkek kardeşimin bir arkadaşı.

Tom ist ein Freund meines Bruders.

Kız kardeşimin bir işi var.

- Meine Schwester hat einen Job.
- Meine Schwester hat eine Arbeitsstelle.

O benim kız kardeşimin kamerası.

Das ist die Kamera meiner Schwester.

Kız kardeşimin arabası pembe renklidir.

- Das Auto meiner Schwester ist pink.
- Das Auto von meiner Schwester ist pink.
- Das Auto meiner Schwester ist rosa.
- Das Auto von meiner Schwester ist rosa.

Kız kardeşimin bir köpeği var.

Meine Schwester hat einen Hund.

Kız kardeşimin bir piyanosu var.

Meine Schwester hat ein Klavier.

Erkek kardeşimin aksine, ben yüzemem.

Anders als mein Bruder kann ich nicht schwimmen.

O, erkek kardeşimin bir arkadaşıdır.

Er ist ein Freund meines Bruders.

Erkek kardeşimin bir köpeği var.

Mein Bruder hat einen Hund.

Onlar benim kız kardeşimin kitaplarıdır.

Diese Bücher gehören meiner Schwester.

Erkek kardeşimin müzik kulağı var.

Mein Bruder hat einen Sinn für Musik.

Gömleğimin üzerindeki kan erkek kardeşimin.

Das Blut an meinem Hemd ist das meines Bruders.

Kız kardeşimin çok arkadaşı var.

Meine Schwester hat viele Freundinnen.

Erkek kardeşimin oğlu benim yeğenimdir.

Der Sohn meines Bruders ist mein Neffe.

Erkek kardeşimin şu anda işi yok.

Mein Bruder ist momentan ohne Beschäftigung.

Bugün küçük kız kardeşimin doğum günü.

- Meine kleine Schwester hat heute Geburtstag.
- Heute hat meine kleine Schwester Geburtstag.

Erkek kardeşimin iyi bir hafızası var.

Mein Bruder hat ein gutes Gedächtnis.

Kız kardeşimin hoş bir piyanosu var.

Meine Schwester hat ein schönes Klavier.

Kız kardeşimin giriş sınavını geçeceğini umuyorum.

Ich hoffe, dass meine Schwester die Aufnahmeprüfung besteht.

Erkek kardeşimin dul eşi yeniden evlendi.

Die Witwe meines Bruders hat wieder geheiratet.

Tom benim erkek kardeşimin bir arkadaşıydı.

Tom war ein Freund meines Bruders.

"Bunlar kimin ayakkabıları?" "Onlar benim erkek kardeşimin."

„Wessen Schuhe sind das?“ — „Das sind die meines Bruders.“

Bir arabam yok fakat kız kardeşimin var.

Ich habe kein Auto, aber meine Schwester schon.

Ebeveynlerim kız kardeşimin bir yabancıyla evlenmesine karşı.

Meine Eltern sind dagegen, dass meine Schwester einen Ausländer heiratet.

Kız kardeşimin çok iyi el yazısı var.

Meine Schwester hat eine sehr schöne Handschrift.

Tom kolejde küçük erkek kardeşimin oda arkadaşıydı.

Tom war der Zimmergenosse meines kleinen Bruders zu dessen Studienzeit.

Erkek kardeşimin resim için doğuştan yeteneği var.

Mein Bruder hat ein Talent fürs Malen.

Sana erkek kardeşimin kitaplarından bazılarını ödünç vereceğim.

Ich würde dir einige der Bücher meines Bruders leihen.

Küçük kız kardeşimin elini tuttum ve koşmaya başladım.

Ich nahm meine Schwester bei der Hand und rannte los.

Bu kız kardeşimin asla yapmak istemediği bir şey.

Niemals würde meine Schwester sich mit dieser Problematik auseinandersetzen.

Küçük erkek kardeşimin ağabeyimden daha güçlü olduğunu düşünüyorum.

Ich glaube, mein jüngerer Bruder ist stärker als mein älterer Bruder.

O benim kız kardeşimin kocası. O benim kayınbiraderim.

Er ist der Mann meiner Schwester. Er ist mein Schwager.

Kız kardeşimin bana doğum günüm için verdiği saati kaybettim.

Ich habe die Uhr verloren, die mir meine Schwester zum Geburtstag geschenkt hatte.

Küçük kız kardeşimin elini yakaladım ve ardından ikimiz koşmaya başladık.

Ich fasste meine kleine Schwester an der Hand, und wir liefen beide los.

Ben küçük kız kardeşimin elini tuttum ve ikimiz koşmaya başladık.

Ich fasste meine kleine Schwester an der Hand, und wir liefen beide los.

"Neden odan pembe, Tom?" "Ah, bu önce benim kız kardeşimin odasıydı."

„Warum ist dein Zimmer rosa, Tom?“ – „Ach, das war vorher das Zimmer meiner Schwester.“

Bana benzeyen ve kız kardeşimin yanında duran adam benim ikiz erkek kardeşimdir.

Der Mann, der so aussieht wie ich und neben meiner Schwester steht, ist mein Zwillingsbruder.

Kız kardeşimin resmini gördüğüm zaman, onun ne kadar yaşlanmış olduğuna hayret ettim.

Als ich das Foto von meiner Schwester sah, war ich erstaunt, wie alt sie geworden war.

Ben bir çocukken, annemin erkek kardeşimin eve gelmesini beklerken bütün gece uyanık kaldığını hatırlıyorum.

Ich erinnere mich noch, dass meine Mutter, als ich Kind war, immer die ganze Nacht lang aufblieb und darauf wartete, dass mein älterer Bruder nach Hause kam.

En küçük erkek kardeşimin ilk evliliğinden iki çocuğu var, ve diğer çocuk ikinci evliliğinden.

Mein jüngster Bruder hat zwei Kinder aus seiner ersten Ehe und ein weiteres Kind aus seiner zweiten.

RAB Kayin'e, "Kardeşin Habil nerede?" diye sordu. Kayin, "Bilmiyorum, kardeşimin bekçisi miyim ben?" diye karşılık verdi.

- Da sprach der Herr zu Kain: Wo ist dein Bruder Abel? Er sprach: Ich weiß nicht; soll ich meines Bruders Hüter sein?
- Gott sagte zu Kain: "Wo ist dein Bruder Abel?" Er sagte: "Ich weiß es nicht. Bin ich der Hüter meines Bruders?"

- Kız kardeşimin haziran ayında bir bebeği olacak.
- Kız kardeşim haziranda bir bebek doğuracak.
- Kız kardeşim haziranda bir çocuk sahibi olacak.

Meine Schwester bekommt im Juni ein Baby.