Translation of "Kalabalığı" in German

0.003 sec.

Examples of using "Kalabalığı" in a sentence and their german translations:

Polisler kalabalığı dağıttı.

Die Polizei trieb die Menge auseinander.

Polis kalabalığı kontrol edemedi.

Die Polizei konnte die Menge nicht unter Kontrolle halten.

Onun tur vuruşu kalabalığı heyecanlandırdı.

Sein Home Run begeisterte die Menge.

Onun geliş haberi kalabalığı heyecanlandırdı.

Die Nachricht ihrer Ankunft begeisterte die Menge.

Sonra kalabalığı beşer kişilik gruplara ayırdık

Danach bildeten wir Fünfer-Gruppen.

Futbol oyunu büyük bir kalabalığı cezbetti.

Das Fußballspiel zog eine große Menschenmenge an.

Bütün bu sadece anlamsız laf kalabalığı.

All dies ist nur bedeutungsleeres Wortgeklingel.

Tiyatronun girişinde bir insan kalabalığı vardı.

Eine Menschenmenge stand am Eingang des Theaters.

Ben sinemada bir çocuk kalabalığı gördüm.

Ich hab im Kino einen Haufen Kinder gesehen.

Bir insan kalabalığı, geçit resmini izlemek için toplandı.

Eine Menschenmenge versammelte sich, um bei der Parade zuzusehen.

Tom bongosunu çalmaya başlar başlamaz çocuklardan oluşan bir kalabalığı çekti.

- Tom zog eine Schar Kinder an, als er anfing, auf seinen Bongotrommeln zu spielen.
- Tom zog eine Schar von Kindern an, als er anfing, auf seinen Bongotrommeln zu spielen.