Translation of "Inanıyordu" in German

0.010 sec.

Examples of using "Inanıyordu" in a sentence and their german translations:

Tom ona inanıyordu.

Tom glaubte das.

Herkes onun yalanına inanıyordu.

Alle glaubten ihm seine Lüge.

Onlar çoğunlukta olduğuna inanıyordu.

Sie glaubten, in der Mehrheit zu sein.

O, Dünyanın yuvarlak olduğuna inanıyordu.

Er glaubte, dass die Erde rund ist.

Avukat, müvekkilinin masum olduğuna inanıyordu.

Der Anwalt glaubte an die Unschuld seines Mandanten.

Tom Mary'nin masum olduğuna inanıyordu.

Tom glaubte, dass Mary unschuldig war.

Leyla psişik yetenekleri olduğuna inanıyordu.

Layla dachte, sie hätte psychische Fähigkeiten.

Aristo dünya'nın evrenin merkezi olduğuna inanıyordu.

Aristoteles glaubte, dass die Erde der Mittelpunkt des Universums sei.

Tom kendisine kötü bir şey olmayacağına inanıyordu.

Tom meint, dass ihm nichts Schlimmes widerfahren kann.

Simyagerler felsefe taşının kişinin hayatını uzatabileceğine inanıyordu.

Die Alchimisten glaubten, dass der Stein der Weisen in der Lage wäre, das Leben eines Menschen zu verlängern.

"Buna hiç kimse inanmaz." "Eh, Tom buna inanıyordu."

„Keiner wird das je glauben.“ – „Na, Tom hat’s geglaubt.“

Eski Mısırlılar insan ruhunun beş bölümden oluştuğuna inanıyordu.

Die alten Ägypter glaubten, die menschliche Seele bestehe aus fünf Teilen.

O, siyahların şiddet olmaksızın eşit haklar için mücadelelerini kazanabileceklerine inanıyordu.

Er glaubte daran, dass die Schwarzen ihren Kampf um Gleichberechtigung ohne Gewalt gewinnen könnten.

Ağır dövüş patlak verirken Napolyon hala sadece düşman korumasıyla yüzleştiğine inanıyordu.

Als schwere Kämpfe ausbrachen, glaubte Napoleon immer noch, nur der feindlichen Nachhut gegenüberzustehen.

Bazı insanlar dünyanın sonunun milenyumda, bazıları da 2012'de geleceğine inanıyordu ama hâlâ buradayız!

Einige glaubten, die Welt werde zur Jahrtausendwende untergehen, andere rechneten 2012 damit — aber es gibt uns noch immer!

Aristoteles dünyadaki her şeyin dört elementten yapılmış olduğuna inanıyordu: toprak, hava, ateş ve su.

Aristoteles glaubte, dass alles auf der Welt aus vier Elementen bestehe: Erde, Luft, Feuer und Wasser.

Pek çok kişinin düşündüğünün aksine, Orta Çağ'da insanların çoğu dünyanın düz değil, küresel olduğuna inanıyordu.

Anders als viele meinen, glaubten während des Mittelalters die meisten Menschen, dass die Welt kugelförmig ist und nicht flach.

Milattan önce 384 ve 322 yılları arasında yaşamış olan Aristo, Dünya'nın yuvarlak olduğuna inanıyordu. Dünya'nın evrenin merkezi olduğu; Güneş'in, Ay'ın ve bütün sabit yıldızların da onun çevresinde döndüğü görüşündeydi.

Aristoteles, der von 384 bis 322 v. Chr. lebte, glaubte, dass die Erde rund sei. Er nahm an, dass sie der Mittelpunkt des Universums sei und dass sich Sonne, Mond, Planeten und alle Fixsterne um sie drehen würden.