Translation of "Giydiği" in German

Mary'nin giydiği elbise beyazdı.

Das Kleid, welches Maria trug, war weiß.

Tom'un ne giydiği umurumda değil.

Es ist mir egal, was Tom trägt.

Bir kişiyi giydiği giysiden dolayı yargılama.

Du sollst einen Menschen nicht nach seiner Kleidung beurteilen.

Tom dün giydiği aynı elbiseleri giyiyor.

Tom trägt dasselbe wie gestern.

O dün giydiği aynı elbiseyi giyiyordu.

Sie trägt das selbe Kleid, das sie gestern an hatte.

Kayıp olan çocuğun kimliği giydiği elbiselerle doğrulandı.

Die Identität des vermissten Jungen wurde anhand der Kleidung, welche er trug, bestätigt.

O, takım elbise giydiği için dışarıda durdu.

Er fiel auf, weil er einen Anzug trug.

Mary dün giydiği aynı yeşil elbiseyi giyiyor.

Maria trägt dasselbe Kleid wie gestern.

Tom şu ayakkabıları giydiği için komik görünüyor.

Tom sieht mit den Schuhen lustig aus.

Şüphelinin en son boya damlamış marangoz pantolonu giydiği görüldü.

Der Verdächtige wurde zuletzt in einer mit Farbklecksen überdeckten Zimmermannshose gesehen.

Tom yirmi yaşındayken giydiği aynı beden pantolonu hâlâ giyebiliyor.

- Tom kann noch immer die gleiche Jeansgröße wie zu jener Zeit tragen, als er zwanzig war.
- Tom kann noch immer die gleiche Jeansgröße tragen wie damals, als er zwanzig war.

- Tom dün giydiği aynı elbiseleri giyiyor.
- Tom dün giydiğini giyiyor.

Tom trägt dasselbe wie gestern.

Onun iyi bir tarzı var, bu yüzden giydiği her şey iyi görünüyor.

Sie hat einen guten Geschmack, so sieht sie gut aus, egal was sie trägt.