Translation of "Giyiyordu" in German

Tom şort giyiyordu.

- Tom trug eine kurze Hose.
- Tom hat eine kurze Hose an.

Tom ne giyiyordu?

Was hatte Tom an?

Tom kot giyiyordu.

Tom hatte Jeans an.

- Kırmızı bir mayo giyiyordu.
- O, kırmızı bir mayo giyiyordu.

Sie trug einen roten Badeanzug.

Ekibimiz kırmızı gömlekler giyiyordu.

Unsere Mannschaft trug rote Trikots.

O, bir smokin giyiyordu.

Er trug einen Smoking.

Mary erkek giysisi giyiyordu.

Maria trug Männerkleidung.

Tom ne renk giyiyordu?

Welche Farbe trug Tom?

O, uzun çizmeler giyiyordu.

- Sie trug hohe Stiefel.
- Sie trug lange Stiefel.
- Sie hatte hohe Stiefel an.

Tom öldüğünde ne giyiyordu?

Was trug Tom, als er starb?

O bir smokin giyiyordu.

Er trug einen Smoking.

O, uzun botlar giyiyordu.

Er trug hohe Stiefel.

- Kadınlar, Viktorya döneminde korse giyiyordu.
- Kadınlar, Viktorya döneminde korseler giyiyordu.

Im Viktorianischen Zeitalter trugen die Frauen Korsette.

O, kırmızı bir etek giyiyordu.

- Sie trug einen roten Rock.
- Sie hatte einen roten Rock an.

O yeni bir şapka giyiyordu.

Sie trug einen neuen Hut.

O, mavi bir ceket giyiyordu.

Sie trug einen blauen Mantel.

Mary yeni bir kıyafet giyiyordu.

- Maria trug eine neue Aufmachung.
- Maria war neu gekleidet.

Mary siyah bir giysi giyiyordu.

Maria trug ein schwarzes Gewand.

O, vizon bir ceket giyiyordu.

Sie trug einen Luchsmantel.

Tom yeni bir şapka giyiyordu.

Tom hatte einen neuen Hut auf.

Mary güzel bir elbise giyiyordu.

Maria trug ein hübsches Kleid.

O biçimsiz bir elbise giyiyordu.

Sie trug ein hässliches Kleid.

O koyu kahverengi ayakkabılar giyiyordu.

Sie trug dunkelbraune Schuhe.

Tom beyaz bir tişört giyiyordu.

Tom trug ein weißes T-Shirt.

Mary kırmızı bir etek giyiyordu.

Maria trug einen roten Rock.

Gelin, beyaz bir gelinlik giyiyordu.

Die Braut trug ein weißes Hochzeitskleid.

Tom kot ve tişört giyiyordu.

Tom trug Jeans und ein T-Shirt.

Erkek çocukların hepsi eldiven giyiyordu.

Alle Jungen trugen Handschuhe.

Kız kardeşler uygun elbiseler giyiyordu.

Die Schwestern trugen zueinander passende Kleider.

Tom yeşil bir mayo giyiyordu.

Tom hat einen grünen Schwimmanzug angehabt.

Tom bir deri ceket giyiyordu.

Tom trug eine Lederjacke.

Mary bir kürk ceket giyiyordu.

Maria trug einen Pelzmantel.

Mary mavi bir elbise giyiyordu.

Mary trug ein blaues Kleid.

Tom bir hasır şapka giyiyordu.

Tom trug einen Strohhut.

Tom yeni bir kot giyiyordu.

Tom trug eine neue Jeanshose.

Maria kırmızı bir bluz giyiyordu.

Maria trug eine rosa Bluse.

O, kırmızı bir bluz giyiyordu.

Sie hatte eine rote Bluse an.

O, siyah bir şapka giyiyordu.

Sie trug einen schwarzen Hut.

- Tom makosenlerini giyiyordu.
- Tom'un ayağında makosen ayakkabı vardı.
- Tom makosen ayakkabı giyiyordu.

Tom trug Mokassins.

Soğuğa karşı kalın bir ceket giyiyordu.

Sie trug einen dicken Mantel gegen die Kälte.

Tom sadece doğum günü kıyafetini giyiyordu.

Tom lief im Adamskostüm herum.

Tom eski bir laboratuvar önlüğü giyiyordu.

Tom trug einen alten Laborkittel.

Mary dar bir kırmızı elbise giyiyordu.

Maria trug ein eng anliegendes rotes Kleid.

Mary kolsuz bir yazlık elbise giyiyordu.

Maria trug ein ärmelloses Sommerkleid.

O, eteğin altına külotlu çorap giyiyordu.

Unter dem Rock trug sie ein rosa Höschen.

Tom'u son gördüğümde hastane kıyafeti giyiyordu.

Als ich Tom das letzte Mal gesehen habe, trug er ein Krankenhausgewand.

Kırmızı bluz ve beyaz etek giyiyordu.

Sie war mit einer roten Bluse und einem weißen Rock bekleidet.

O dün giydiği aynı elbiseyi giyiyordu.

Sie trägt das selbe Kleid, das sie gestern an hatte.

Mary kot pantolon ve tişört giyiyordu.

Maria trug Jeans und ein T-Shirt.

Onunla tanıştığımda, Mary siyah bir kazak giyiyordu.

Maria trug einen schwarzen Pullover, als ich sie traf.

O, ona uymayan bir erkek gömleği giyiyordu.

Sie trug ein Herrenhemd, das ihr nicht passte.

Onu son gördüğümde Tom kovboy şapkası giyiyordu.

Das letzte Mal, dass ich Tom gesehen hab, hatte er einen Cowboyhut auf.

Mary kırmızı ve beyaz bir elbise giyiyordu.

Maria trug ein rotweißes Kleid.

Mary diz boyu bir mavi elbise giyiyordu.

Maria trug ein knielanges blaues Kleid.

O çok eskimiş bir takım elbise giyiyordu.

Er hatte einen abgetragenen Anzug an.

Mary mini etekle uyumlu pembe bir bluz giyiyordu.

Maria trug eine rosa Bluse mit passendem Minirock.

Kızlar çim etekler giyiyordu ve boyunlarında çiçekler vardı.

Die Mädchen trugen Röckchen aus Gräsern und um den Hals Blumen.

- O, siyah bir şapka giyiyordu.
- Siyah bir şapka takıyordu.

Sie trug einen schwarzen Hut.

O, kısa bir etek ve yüksek topuklu ayakkabı giyiyordu.

Sie trug einen kurzen Rock und Schuhe mit hohen Absätzen.

O siyah pantolon ve güzel bir beyaz gömlek giyiyordu.

Er trug eine schwarze Hose und eine wunderschönes weißes Hemd.

Tom siyah deri pantolon ve siyah deri ceket giyiyordu.

- Tom trug eine schwarze Lederhose und -jacke.
- Tom trug eine schwarze Lederhose und eine schwarze Lederjacke.

- Tom eldiven giyiyordu.
- Tom eldivenliydi.
- Tom'un elinde eldiven vardı.

Tom hatte Handschuhe an.

O bir uygun mini etekle yeşil bir ceket giyiyordu.

Sie trug einen grünen Mantel und einen dazu passenden Minirock.

- O, kırmızı bir buluz giymişti.
- O, kırmızı bir bluz giyiyordu.

- Sie hatte eine rote Bluse an.
- Sie trug eine rote Bluse.

Onu son gördüğümde, o mavi bir gömlek ve beyaz pantolon giyiyordu.

Als ich ihn das letzte Mal gesehen habe, trug er ein blaues Hemd und eine weiße Hose.

- Tom pahalı bir takım elbise giyiyordu.
- Tom'un üstünde pahalı bir takım elbise vardı.

Tom trug einen teuren Anzug.

- Tom siyah bir şapka giyiyordu.
- Tom'un başında siyah bir şapka vardı.
- Tom siyah bir şapka takıyordu.

Tom trug einen schwarzen Hut.