Translation of "Duymuyor" in German

Pişmanlık duymuyor.

Er kennt keine Reue.

Onu duymuyor musun?

Hörst du das nicht?

Hiç pişmanlık duymuyor.

Sie kennt keine Reue.

- Hiç kimse bana saygı duymuyor.
- Kimse bana saygı duymuyor.

- Niemand respektiert mich.
- Niemand achtet mich.

Sol kulağı tamamen duymuyor.

Sie ist auf dem linken Ohr völlig taub.

Ne dediğimi duymuyor musun?

Hörst du nicht, was ich sage?

Anneannemin kulakları hiç duymuyor.

Meine Großmutter kann überhaupt nichts hören.

Kral hariç kimse krala hayranlık duymuyor.

Niemand, außer dem König, verehrt den König.

Görünüşe göre, Tom o soruyu yanıtlamaya ilgi duymuyor.

Offensichtlich hat Tom kein Interesse daran, die Frage zu beantworten.

Echo "Ah, o neden beni duymuyor" diye düşündü.

„Ach, warum hört sie mich denn nicht?“ dachte Echo bei sich.

- Tom'un size karşı bir sempatisi yok.
- Tom size özel bir sempati duymuyor.

Tom empfindet auch keine besondere Sympathie für Sie.

- Birçok sürücü trafik kurallarına saygı duymuyor.
- Birçok sürücü trafik kurallarını hiçe sayıyor.

Viele Fahrer halten Vergehen im Straßenverkehr für Kavaliersdelikte.